Davalı, 2009 yılındaki nafaka artırım davası neticesinde ÜFE artışı ile halihazırda aylık 532,66 TL iştirak nafakası ödediğini,davacının ...'da hava ikmalde çalıştığını,aylık 5.000 TL civarı geliri bulunduğunu, davacının üzerine kayıtlı 3 adet taşınmazı ile 2 adet aracı bulunduğunu,iddia edildiği kadar geliri bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalının 585 TL nafaka ile 26 TL tahsil harcı ile toplamda 611 TL nafaka ödediği,tarafların gelirlerindeki artışın nafakanın artış oranı ile paralel olduğu,davalının ekonomik durumunda daha önceki artırım dışında ayrıca artırım yapılmasını gerektirir nitelikte önemli bir değişiklik olduğunun saptanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayımladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın yeniden belirlendiği artırım davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve yeniden belirlendiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacılardan ... ile davalının 1999 yılında boşandıklarını, ... 1.Aile Mahkemesinin 2006/88 E. ve 2006/252 K. sayılı ilamında ise davacı ... lehine 120 TL yoksulluk ve diğer davacı ... lehine ise 110 TL nafakaya hükmedildiğini, davacı ... lehine hükmedilen nafakanın 500 TL'ye davacı ... lehine hükmedilen nafakanın 400 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davacı ...'nin gelir ve giderlerine göre yoksulluk halinin devam ettiği, davacı ...'...
Yasada nafakanın yeniden belirlenebilmesi için belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. Buna göre mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı zorunlu kılması gerekmektedir. Artırım davasında; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişikliğin, önce kurulan dengeyi bozup bozmadığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
Dosya kapsamından, müşterek çocuk Kerim Yaşar için artırım talep edilip reddedilen iştirak nafakası miktarının bir yıllık toplam tutarının 100x12=1.200 TL olduğu, kararı davacı istinaf ettiğinden kararın reddedilen kısım itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu, bu durumda davacının istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacı tarafın yoksulluk nafakası artırım miktarının düşük olmasına yönelik istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, müşterek çocuk yararına iştirak nafakası artırım miktarının düşük olmasına yönelik istinaf talebinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 2 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Mahkemece; tarafların anlaşmalı boşandıkları, anlaşma protokolü gereğince çocuk için aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, nafakanın müteakip yıllarda TÜFE-TEFE artış oranlarının toplamının yarısı oranında artırılmasına karar verildiği, anlaşma protokolünün mahkemece tasdik edildiği, davacının buna göre hesaplama yapıp icra kanalı ile nafakanın tahsilini isteyebileceği, bunun dışına çıkılarak artış yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Temyize konu uyuşmazlık; anlaşmalı boşanma protokolü ile miktarı ve gelecek yıllardaki artış oranı belirlenmiş nafakanın, sözleşme hükmünün dışına çıkılarak artırılıp artırılamayacağı noktasında toplanmaktadır....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davacının talebi,nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile DİE'nin yayınladığı TEFE(ÜFE) artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1/1.fıkrasından “aylık 50,00 TL olan iştirak nafakasının reşit olduğu tarihe kadar aylık 150,00 TL artırım ile aylık 200,00 TL olarak" ifadesi çıkartılarak yerine “aylık 50,00 TL olan iştirak nafakasının reşit olduğu tarihe kadar aylık 100,00 TL artırım ile aylık 150,00 TL olarak" ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 18,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 8.7.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....
Aile mahkemesinin 2015/268 Esas 2016/670 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuk İsmet Tuna'nın velayetinin anneye verildiğini, çocuk için aylık 1400 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, mevcut nafakanın aradan geçen zaman, çocuğun eğitim durumu nedeniyle yetersiz kaldığını, nafakanın aylık 3500 TL'ye yükseltilmesini ve belirlenecek nafakanın her yıl TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakasının halen 1553,16- TL olarak ödendiğini, talep edilen nafaka miktarının fahiş olduğunu, babanın nafaka haricinde çocuğun sosyal eğitimi için elinden gelen çaba ve gayreti sarf ettiğini, talep edilen meblağı ödeme gücünün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 14/12/2021 NUMARASI : 2019/263 ESAS, 2021/405 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacının boşandıklarını Develi 2. Asliye Hukuk mahkemesi 'nin 2014- 459 esas sayılı dosyası ile bağlanan nafakanın 750 TL'ye çıkarıldığını, bir önceki artışın dava tarihi 15.12.2014 olduğunu aradan geçen 5 yıllık sürede paranın ekonomik gücünde ki düşüş , enflasyon gözönüne alındığında nafakanın en azından 750 TL bandında olması gerektiğini, bağlanan nafakanın 750 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....