Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; taraflar 26/10/2011 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar, huzurdaki nafaka artırım davası 21/05/2015 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucundan ise davacının ev hanımı olduğu, çocuklarının yardım ettiği, nafaka yükümlüsü davalının ise emekli olduğu, 1.700.00.- TL emekli maaşı aldığı, yeniden evlendiği, bir aracının olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka takdiri doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerekmiştir....

    Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; 12.03.2013 tarihinde kesinleşen karar ile 1000 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, eldeki artırım davasının ise yaklaşık 1,5 yıl sonra açıldığı, davacının; dişhekimi olduğu, 600 TL kira ödediği ve 2900 TL maaş aldığı, davalının ise Erciyes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde Doçent olduğu, aylık 3135 TL maaş ve döner sermayeden yansıyan kazancı, bir otomobili ve bir dairesi olduğu, müşterek çocuğun ise 2007 doğumlu olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, halihazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; artırılan nafaka miktarı az olup, TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

      Davacının hükmedilecek nafakaya ÜFE oranında artırım yapılması talebi olmasına rağmen bu hususta mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi nedeniyle davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 1 nolu bendinin kaldırılmasına, müşterek çocuk için daha önce hükmedilen 500,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, hükmedilen nafakanın her ay davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafakanın her yıl TÜİK'in belirleyeceği ÜFE oranında artırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın; nafakanın artırım hükmüne karşı istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *davalı-davacı kadın vekilinin 13.11.2006 tarihli oturumdaki beyanında nafakanın artırılması talebinin boşanma davası süresince olduğunu bildirmiş olması karşısında, kararda yer alan eş ve çocuk için belirlenen artırım miktarının kararın kesinleşmesine kadar geçerli olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.11.11.2008...

        Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 6 aydan fazla süre geçmiştir. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi ,davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına uygun olduğu, TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı bir yönünün bulunmadığı kabul edilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 2 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....

        Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı kadının nafaka taleplerine artırım isteği bulunmamaktadır. Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26). Nafakaların artırımı konusunda talep bulunmadığı halde, istek dışına çıkılarak kadın ve çocuklar yararına hükmedilen nafakalara her yıl ... oranında artırım uygulanmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.06.2016 (Prş.)...

          Ayrıca, hükmedilen nafakaya davacının talebine istinaden her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının bu yöne temas eden istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu