İştirak nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın hiç olmazsa TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2019/2205 Esas, 2019/3731 Karar sayılı ilamı ile de iştirak nafakasının artırım oranının ("Yukarıda 2. bentte belirtilen ilkeler çerçevesinde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre tarafların ortak çocukları 26.12.2003 doğumlu Aybüke yararına hükmolunan iştirak nafakasının artırım miktarı Türk Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında fazla olduğu gibi, nafakanın her yıl artış talebi hakkında TÜİK’in yayımladığı ÜFE (TEFE) artış oranını nazara almak gerekirken, TÜFE onranında her yıl artırım yapılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiş, hükmün bu yönden de bozulması gerekmiştir." ) TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması gerektiği yönünde karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2016/92 Esas 2016/75 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, aynı ilam ile müşterek çocuk yararına aylık 1.500 TL iştirak nafakasına, her yıl %8 oranında artırılmasına hükmedildiğini, nafakanın artış sonucunda güncel miktarının 2.200 TL olduğunu belirterek aylık 2.200 TL olan iştirak nafakasının aylık 9.000 TL'ye artırılmasına, boşanma protokolü ile %8 olarak belirlenen artırım oranının ÜFE oranında artırım olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı anne vekili 17/11/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile artış sonucu aylık 2.200 TL olan iştirak nafakasının aylık 20.000 TL'ye artırılması, boşanma protokolü ile %8 olarak belirlenen artırım oranının ÜFE oranında artırım olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Davalı baba 25/05/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça talep edilen nafaka miktarını karşılayacak ekonomik gücü olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıla yakın süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 5 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Ne var ki, artış miktarı yeterli düzeyde değildir....
Aile Mahkemesi'nde nafakanın arttırılması talepli dava açtıklarını, mahkemece hükmedilen nafakanın yeterli olmadığını belirterek nafakanın 2.500 TL'ye çıkartılmasını ve her sene TEFE TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda, davacı aleyhine reddedilen nafakanın yıllık artırım miktarının toplamı (1.000,00 x12=12.000,00 TL), davalı aleyhine hükmedilen nafakanın yıllık artırım miktarının toplamı (1.400,00x12=16.800,00) 17.830,00 TL'sının altında olduğundan hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle tarafların istinaf kanun yoluna başvurma talebinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, boşanma kararı kesinleşmediği için davanın tedbir ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkin olduğu belirtilerek; eş için ödenen aylık 60,00 TL nafakanın 200,00 TL'ye, müşterek çocuklardan Tuba için ödenen aylık 60,00 TL nafakanın aylık 150,00 TL'ye çıkarılmasına, müşterek çocuk Ayşe Gül reşit olduğu için onunla ilgili talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/05/2022 NUMARASI : 2021/765 ESAS 2022/439 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Artırımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2012 yılında boşandıklarını, bu boşanma davasında müşterek çocuk için aylık toplam 200 TL nafaka tayin olduğunu, davalının yaklaşık 6- 7 yıldır bu miktarı ödediğini, ancak günümüz şartlarının olumsuz etkileri ve her şeye zam gelmiş olması durumunda ödenen aylık 200 TL nafakanın çocuğun ihtiyaçlarına yetmediğini, müşterek çocuk Necati'nin 6....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında ve miktarında bir isabetsizlik bulunmamış, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bu durumda yapılacak iş; nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim gözetilerek; ....’in yayımladığı ... artış oranı dikkate alınmak suretiyle, uygun bir miktar nafakanın artırılmasından ibarettir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....