WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 11/11/2019 tarihinde evlendiğini, evlendiği tarih ile eldeki dava tarihi arasında kendisine yoksulluk nafakası takdiri gerektiğini, iştirak nafakaları davalarının haklı olduğunu belirterek, reddedilen davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Davacı karşı davalı kadın boşandıklarını, kendisi için yoksulluk, boşanma kararı ile velayeti kendisine verilen müşterek çocuk Hilal için iştirak nafakası talep etmiştir. Davalı karşı davacı ise, boşanma kararı ile velayeti kendisine verilen müşterek çocuk Bahar için iştirak, kendisi için yoksulluk nafakası talep etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi ve Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından velayetin değiştirilmesi davasının reddi yönünden, davalı tarafından ise yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı dava dilekçesiyle müşterek çocuğun davalıda bulunan velayetinin kaldırılarak kendisine verilmesini, boşanma davası sonucunda hükmedilen iştirak nafakası ve davalı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir....

    Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun... sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...... sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır....

      Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yüksek belirlendiği aylık 700,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 700,00 TL olarak belirlenmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

      yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, bunlarla ile ilgili ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının 6 nolu hüküm fıkrasının " ... karar kesinleştiğinde aylık 500 TL nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına..." şeklindeki kısmı ile 9 nolu hüküm fıkrasının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m.si gereğince bu konularda yeniden karar vermek gerektiğinden, takdiren davacı kadın yararına hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 750 TL yoksulluk nafakası ile boşanmanın eki niteliğinde 40.000 TL maddi, 35.000 TL manevi tazminata karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Davalı taraf hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası miktarının yüksek olduğunu, birleşen dosyadaki yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin ve fazladan ödenen yoksulluk nafakasının iadesi talebinin reddinin de hatalı bildirerek kararı istinaf etmiştir....

      "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, velayet, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve nafakaların miktarları yönünden, davalı kadın tarafından ise, tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kayseri 1.Aile Mahkemesinin 2015/126 Esas ve 2015/460 Karar sayılı dosyasıyla boşanma davasında davacıya tedbir nafakası verildiğini ancak davacının mahkeme kararı kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası talep etmediğini, yoksulluk nafakasının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının yönünden yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşmediğini bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava Yoksulluk Nafakasına ilişkindir. Davalı taraf, kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

        Davacı tarafın yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatın miktarlarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde ise; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğun anlaşıldığından, davacının yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararındaki yoksulluk nafakasına ilişkin bendin kaldırılarak davacı kadın yararına aylık 500 TL yoksulluk nafakası takdirine karar vermek gerekmiştir....

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile düşük nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

          UYAP Entegrasyonu