Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve maddi tazminat yönünden; davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, tazminat miktarı, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ile reddedilen manevi tazminat talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası azdır....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; yoksulluk nafakasının aylık 150,00 TL'ye ve iştirak nafakasını aylık 200,00 TL'ye artırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2014/21404 Esas-2015/864 Karar sayılı 13/05/2015 tarihli ilamıyla; "... yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, daha düşük bir artış yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiş olup..." ve "... Müşterek çocuk yönünden tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocuğun yaşına, eğitim durumu ve ihtiyaç durumuna göre, mahkemece takdir edilen aylık 300,00 TL iştirak nafakası miktarı düşüktür." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2022 NUMARASI : 2021/681 ESAS 2022/433 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakasının Arttırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile boşanan müvekkiline aylık 400 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, nafakanın bağlandığı tarihten dava tarihine kadar geçen sürede paranın alım gücünün düştüğünü nafakanın ihtiyaçları karşılamakdan uzak kaldığını belirterek 400 TL olan yoksulluk nafakasının 1500 TL’ye yükseltilmesine nafakaya yıllık ÜFE artışı oranında artırım uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Verilen bu karar davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 26.11.2018 tarihli ilamı ile tanık beyanlarının dikkate alınması gerektiğinden bahisle mahalli mahkemenin redde ilişkin bu kararı bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak 23.05.2019 tarihinde tarafların boşanmalarına ve davacı kadın lehine tedbiren aylık 350 TL olarak hükmedilen nafakanın, kararla birlikte aylık 500 TL’ye çıkartılmasına ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiş, verilen bu karar yukarıda gösterildiği gibi davalı erkek tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece verilen ilk hükümde kadın yararına aylık 350 TL yoksulluk nafakası ödenmesine hükmedilmiş, bu hüküm erkek tarafından temyiz edilmiştir. Bozma sonrası verilen kararda ise; kadın yaparına aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. İlk hükümde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, bu miktar yönünden davalı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur....

        O halde mahkemece yapılacak iş; davacı lehine iş bu davanın açıldığı tarihten davacının evlendiği 27.01.2011 tarihine kadar olan dönemi kapsayacak şekilde yoksulluk nafakasının arttırılması cihetine gidilmeli; hükmü ise iştirak nafakası ile yoksulluk nafakasının arttırılması şeklinde kurmak olmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı tarafından davalı yararına takdir edilen yoksulluk ve çocuk için takdir edilen iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

            Davalı-davacı kadın tarafından açılan tedbir nafakası davasında ise, kadının ayrı yaşamada haklı olduğu kabul edilerek kadın ve yanında kalan ortak çocuk için ara karar ile verilen 100,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı 250,00 TL iştirak ve yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmiştir. Yoksulluk ve iştirak nafakası, boşanma davasının eki niteliğindedir. Somut olayda erkeğin açtığı boşanma davası reddedilmiştir. Bu husus nazara alınmadan kadın yararına yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

              Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Mahkemece kısa kararda ve kısa karara uygun olarak düzenlenen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında "dava tarihinden itibaren TMK 169. maddesi gereğince davacı asıl için 17/12/2014 tarihinde takdir ettiği 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra TMK 175. maddesi gereğince 300,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine" karar verildiği halde, kararın gerekçesinde "davalı kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmiştir. Çalıştığı tespit edildiği tarih itibari ile kaldırılmış, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birbirine yakın olduğundan yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir." denilerek kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki yaratılmıştır....

                Mahkeme hükmü, Dairemizin 29.05.2012 tarihli kararıyla tazminat miktarları ve tedbir nafakası yönünden bozulmuştur. Temyize konu olan yoksulluk nafakası ile, hüküm kurulmayan vekalet ücreti yönünden ise bozma yapılmadığına göre, mahkemenin kararı bu yönden kesinleşmiştir. Bozmadan sonra yapılan yargılama sonucu, kesinleşen yönler nazara alınmadan, yoksulluk nafakasının artırılması ve davalı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK md. 438/7)....

                  Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu