WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 13.02.2013 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak davalıdan boşandığını, talep edilmediğinden yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini, müşterek çocuğun velayetinin davacıya bırakıldığını ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müşterek çocuğun büyüdüğünü, anaokuluna gittiğini, masraflarının arttığını, nafakanın yetersiz kaldığını, masrafları karşılamakta zorlandığını belirterek, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve iştirak nafakasının ise aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılması ile her yıl tefe-tüfe oranında arttırılması karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır....

      Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde müşterek çocukların her birisi için ayrı ayrı iştirak nafakasının arttırımını ve kadın yararına yoksulluk nafakasının arttırımını talep etmiş, mahkemece iştirak nafakası yönünden bir karar verilmiş, ancak yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından kadının yoksulluk nafakası istemi hakkında olumlu veyahut olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir. Sonuç olarak;Yukarıda gösterilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle HMK. 353/1- a-6 anlamında tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin toplandığından ve bu delillerin değerlendirildiğinden söz edilemez....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacı T1 lehine Ereğli Aile Mahkemesinin 2016/490 Esas 2018/170 Karar sayılı ilamı hükmolunan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 100,00 TL artırılarak aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı Melike Çiçekçi lehine Ereğli Aile Mahkemesinin 2016/490 Esas 2018/170 Karar sayılı ilamı hükmolunan aylık 300,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 100,00 TL artırılarak aylık 400,00 TL iştirak nafakası olarak davacının reşit olduğu 19/07/2020 tarihine kadar devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı vekili tarafından artış miktarının düşük belirlendiğinden bahisle istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı isteminden ibarettir....

      Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları)....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, velayet, iştirak nafakası miktarı, yoksulluk nafakası ile bu nafakanın toptan hükmedilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında, Türk Medeni Kanununun 176/1. maddesi nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde "toptan ödeme" kararı verilmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına...

          Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı kadın lehine hükmedilen nafakanın dava tarihinden itibaren aylık 300 TL tedbir nafakası, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren aylık 300 TL yoksulluk nafakası olarak hükmedilmiş olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine...

            Aile Mahkemesi TARİHİ :16.04.2014 NUMARASI :Esas no:2013/945 Karar no:2014/506 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, yoksulluk nafakası ile iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı (kadın)'ın talep ettiği yoksulluk nafakası ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüğün ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

              Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/2011 Esas sayılı ve 22.05.2008 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, müşterek iki çocuğun velayetlerinin ise davalıya bırakıldığını; Tekirdağ Aile Mahkemesinin 2014/621 Esas sayılı ve 22.01.2015 tarihli kararı ile müşterek iki çocuğun velayetinin davacı anneye verildiğini, iştirak nafakasına hükmedilmediğini; davalının çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, yoksulluk nafakasının da yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek iki çocuk için aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine ve her yıl TEFE oranında artırılmasına veya yoksulluk nafakasının kesilip müşterek çocuklara aylık 750,00'şer TL iştirak nafakası bağlanmasına ve her yıl TEFE oranında artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Bu durumda, davanın açıldığı tarih itibariyle kesinleşmiş bir yoksulluk nafakası mevcut olmadığından, bu nafakanın kaldırılmasının da talep edilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçe davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de; sonucu itibariyle davanın reddi doğru olup hükmün gerekçesinin açıklandığı şekliyle değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 17.06.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu