Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"Davacı T1'ın yoksulluk nafakası (TMK md. 175) talebinin kısmen kabulü ile boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasının davalı T4 alınarak davacı T1'a verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, nafakanın gelecek yıllarda her yıl TÜİK tarafından belirlenen Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılmasına.'' "Davacı T1'ın iştirak nafakası talebinin kabulü ile müşterek çocuk için kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL iştirak nafakasının davalı T4 alınarak davacı T1'a verilmesine, nafakanın gelecek yıllarda her yıl TÜİK tarafından belirlenen Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılmasına." III-Antalya 2....

Karşı davacı kadın tarafından karşı dava dilekçesinde boşanma, 1.500 TL tedbir nafakası, 100.000'er TL maddi-manevi tazminat talebinde bulunulduğu, karşı davacı kadın tarafından 2.cevap dilekçesinin sunulmadığı, bu halde kadının karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinin olmadığı anlaşılmasına göre mahkemece, karşı davacı kadına yoksulluk nafakası bağlanmasının hatalı olduğu, bu sebeple bu yöndeki istinaf talebinin kabulü gerektiği görülmüştür. Birleşen dava dosyası TMK 197. maddesine dayalı tedbir nafakası isteminden ibaret ayrı bir davadır. Davanın birleştirilmiş olması onun birleşen dosyadan bağımsız ve ayrı bir dava olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz....

Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında takdir edilen iştirak nafakası yüksektir....

    nafakaya hükmedilmesi talebinde bulunmuş, nafakanın niteliğini belirtmemiştir. Mahkemece kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasına hükmedilmemiştir. Hakimin davayı aydınlatma ödevi (HMK m. 31/1) gereğince nafakanın niteliği yönünden isteğin açıklattırılması ve delillerin bu çerçevede değerlendirilerek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3-Davacı-karşı davalı kadın, ziynet eşyası alacağını, gösterdiği diğer delillerle kanıtlayamamıştır. Ancak, davacı-karşı davalı açıkça yemin deliline de dayanmıştır. Mahkemece, davacı-karşı davalı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır....

      Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 300 TL yoksulluk nafakasının 500 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının arttırılması talebidir. Türk Medeni Kanununun 176/4.maddesi gereğince, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyeti gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Buna göre; nafakanın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu bağlamda; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

          Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. ./.. -2- Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; mahkemece, davalının nafakanın enflasyon endeksi oranında artırılmasını kabul ettiğine ilişkin beyanı da değerlendirilmek sureti ile, yoksulluk nafakasının Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda ...in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

            Davalı kadının yasal süre içerisinde davaya cevap vermediği gibi son celsede yoksulluk nafakası talebi bulunduğu, HMK 141.madde kapsamında iddia-savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, ıslah ya da karşı tarafın açık muvafakatı bulunmadığı dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde red kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Bu haliyle kadının, yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 2. bendinin yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı kadın lehine verilen maddi manevi tazminat miktarının az olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuş ise de, tarafların ekonomik sosyal durumları, hakkaniyet, TBK 50- 51.maddeler gözetildiğinde ilk derece mahkemesince verilen tazminat miktarları uygundur....

            Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları)....

              Aile Mahkemesinin 2015/716 esas 206/302 karar sayılı kararı ile müvekkili tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verildiğini, davacı Zeynep'in aylık 1.000,00.TL tedbir nafakasına ilişkin davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı yararına aylık 400,00 TL tedbir niteliğindeki nafakanın müvekkilinden alınarak, davacıya ödenmesine, taktir edilen bu nafakanın boşanma kararının kesinleşmesinden sonra da yoksulluk nafakası olarak devamına, karar verildiğini, kararın boşanma yönünden 09.09.2016 tarihinde kesinleştiğini, yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verildiğini, davacı tarafça yerel mahkemenin bozma kararına uyarak yoksulluk nafakası talebinin reddine dair verdiğini karara karşı temyiz yoluna başvurulduğunu, davacı tarafın temyiz talebinin ise Yargıtay 2....

              UYAP Entegrasyonu