WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/74 E. sayılı dosyasında takdir edilen 125 TL’lik nafakanın arttırılması talebinin reddine; müşterek çocuklar lehine aynı karar ile takdir edilen 75’er TL’lik nafakanın 76,35’er TL artırılarak ayrı ayrı 151,35’er TL’ye çıkarılmasına, nafakaların dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,iştirak ve yoksulluk nafakası artırım istemine ilişkindir. 1-İştirak nafakası artırım talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; TMK 'nın 182/2 maddesinde;velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

    Davacı-davalı kadın lehine yoksulluk nafakası koşulları gerçekmeşmiş ise de; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası çoktur. Mahkemce Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Ne var ki bu husus ilk incelemede gözden kaçırılmış olup davacı-davalı kadının Dairemizin 23.11.2015 gün 2015/7927 esas, 2015/22100 sayılı yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekir şeklindeki bozma kararına karşı karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

      Bu doğrultuda, yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 14.05.2013 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlardır. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, nafakanın takdir edildiği tarihe göre, olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....

        Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, kaldırma talebi, azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....

          Mahkemece, müşterek çocuğun babanın yanında kalması nedeniyle iştirak nafakası artırımına ilişkin istemin reddine; yoksulluk nafakasının ise 300,00 TL artırılarak 900,00 TL olarak belirlenmesi cihetine gidilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası...’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....

            Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ..in yayımladığı .. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır Yukarıda izah olunan nedenlerle; somut davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişim ile ...in yayınladığı... artış oranı ve nafaka yükümlüsünün (davalı) gelir durumu nazara alındığında; artırılan yoksulluk nafakası miktarı fazla olup, TMK.4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....

              Somut olayda, tarafların 26.07.2010 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları sözkonusu boşanma ilamıyla davalı lehine aylık ....500 TL nafakaya hükmolunduğu ve nafakanın her yıl enflasyon oranında artırılması noktasında tarafların uzlaşı sağladıkları, bu doğrultuda davalının hali hazırda ....700, 00 TL yoksulluk nafakası ödediği ve davalı kadının boşandıktan sonra emekliye ayrıldığı anlaşılmıştır. ... Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, Yerleşik ...'ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun ........2002 gün ...-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi)....

                Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durum, ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakası davasının reddine ,iştirak naafakası davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin eski eşi davalı ...' ile anlaşmalı boşandıklarını, müvekkilinin boşanmadan sonra yoksulluğa düştüğünü, davalının boşanmadan sonra 11 yaşında 6. sınıf öğrencisi müşterek çocukla ilgilenmediğini, davalının maddi durumunun son derece iyi olduğunu bu nedenle müvekkili için 300,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk için 700,00 TL iştirak nafakası bağlanmasını ve nafakanın yıllık ÜFE - TÜFE oranları bazında düzenli olarak artırılmasını talep...

                    Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını veya indirilmesini istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları)....

                      UYAP Entegrasyonu