"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakası arttırımı - yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı - k.davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, ........TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde ... atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, ....02.2017 günü oybirliğiyle karar verildi....
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.....2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası artırılması/indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar vekili, dava dilekçesi ile; ödenmekte olan 400 USD yoksulluk nafakası ile 200 USD iştirak nafakasının yeterli olmadığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 500 USD, iştirak nafakasının 400 USD olarak belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, karşı dava dilekçesi ile; davalının boşanma döneminde çalıştığını, şu anda emekli olduğunu, yeniden evlendiğini, aylık gelirinin azaldığını, kirada kaldığını belirterek; nafakanın, eski eş için 200.00 TL'ye, ortak çocuk için 400.00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece davalının sigortalı olarak çalışması nedeniyle yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.HGK.nun istikrar kazanmış kararlarında açıklandığı üzere asgari ücretle sigortalı olarak çalışmak, yoksulluk durumunu ortadan kaldırmayıp, nafaka miktarını etkileyen bir olgudur. Tarafların boşanmasına ilişkin dosya incelenerek davalının yoksulluk nafakası takdir edilmesi sırasında çalışıp çalışmadığının belirlenmesi ve çalışıyor ise bu olgu gözetilerek yoksulluk nafakası takdir edilmiş olduğundan davanın reddedilmesi gerekmektedir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 27/12/2022 NUMARASI : 2021/468 ESAS-2022/911 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Hasan ile müvekkilinin Isparta Aile Mahkemesi'nin 2006/281 esas, 2006/281 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, müvekkili lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, bu nedenlerle aylık 150 TL olan yoksulluk nafakasının dava tarihinden başlamak üzere aylık 1.500 TL'ye çıkartılmasına, belirlenen bu nafakanın her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasını talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve yersiz olarak müvekkiline açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/662 Esas 2018/418 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile müşterek çocuklardan Tuana Sude için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin 46 yaşında olduğunu, ev hanımı olduğunu, hükmedilen nafakanın müvekkilinin geçimini sağlamada yetersiz kaldığını, müşterek çocuğun eğitiminin devam ettiğini, eğitim ihtiyaçlarının arttığını, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı nafaka miktarlarının artırılması gerektiğini, müvekkili lehine hükmedilen nafakanın artırılarak aylık 6.000,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk lehine hükmedilen nafakanın artırılarak aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi vermediği anlaşıldı....
O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, yoksulluk nafakasının....’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu nafakanın az miktarda artırılması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. 2- Kabule göre de, taraflar boşanmış olup davacı kadın için arttırılması talep edilen nafaka, mahiyeti itibariyle yoksulluk nafakası niteliğindedir. Buna göre, mahkemece; davacı için hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03/05/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda tarafların 12.03.2012 tarihinde boşandıkları, davacının perdecide asgari ücretle çalıştığı, evli olduğu, eşinin çalışmadığı, davalının boşandıktan sonra öğrenci yurdunda çalıştığı, asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği ve 3 yaşındaki çocuğu ile birlikte yaşadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemesinin 2013/755 Esas ve 2014/874 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, mahkemece davalı lehine aylık 500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,yoksulluk nafakasının müvekkilini ekonomik açıdan sıkıntıya soktuğunu, nafakanın takdir edildiği tarihte davalının çalışmadığını ancak aradan geçen sürede davalının çalışmaya başladığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davalının yoksulluk halinin sona ermediğini, bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tarafların boşanmasından sonra davalının asgari ücretle çalışmaya başlaması,davalıyı yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmadığı, yoksulluk nafakasının kaldırılma koşullarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusur belirlemesi, ..... velayeti, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayeti davacı anneye bırakılan .....için takdir edilen nafakanın, dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar tedbir, bu tarihten sonra iştirak nafakası olduğu, yine davacı kadın için takdir edilen nafakanın dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar tedbir, bu tarihten sonra yoksulluk nafakası olduğunun anlaşılmasına, hüküm bölümünde bu nafakanın yardım nafakası olarak bahsedilmesi, maddi hata sonucu olup, mahallinde her zaman düzeltilmesinin imkan dahilinde olmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz...