Ltd.Şti.ile davalılar arasında taşınmaz satımına ilişkin 7.2.2005 tarihli protokol imzalandığı, ancak dava dışı ... Ltd.Şirketinin çekilen ihtarnameye rağmen protokol şartlarını yerine getirmediği için davalı tarafın aldığı kaparo bedelini mahkeme kanalı ile davacı tarafa iade ettiği, dava dışı ... Ltd. Şirketinin temsilcisi olan davacının, satıma konu taşınmazın vergi borcu ile irtifak bedelini ve tapu harcını ödediği, ancak bu bedellerden asıl davanın konusunu oluşturan tapu harç bedelinin, davalılar adına değil, dava dışı ... Ltd.Şti.adına ve hesabına ödediği, protokol hükümlerinin dava dışı ......
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan velayetin nezi davası sırasında tarafların velayet ve nafaka yönünden anlaşarak 29/04/2002 tarihli protokol imzaladıkları, protokol gereğince müşterek çocukların velayetlerinin annede bırakılarak, ... tarafından ödenecek iştirak ve yoksulluk nafakası hususunda anlaştıkları ayrıca protokolün 7. maddesinde ... tarafından protokol hükümlerine uyulmadığı takdirde 30.000.000.000.-TL tazminat ödemeyi taahhüt ettiği, mahkemece de bu protokol hükümlerinin uygun bulunduğu, iş bu dosyada ise davacı ...'in 29/04/2002 tarihli protokol gereğince nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalıdan protokolün 7. maddesi gereğince tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, taraflar arasında velayet ve nafakaya ilişkin protokolden kaynaklandığı anlaşılmakla aile mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Mersin 2....
Mahkemece, tarafların protokol ile uzlaştıklarını, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 11.07.2012 tarihinde açılmış olup, taraflar imzası inkar edilmeyen 16.07.2012 tarihli protokol ile anlaştıklarını beyan etmişlerdir. Anılan protokol incelendiğinde, dava konusu uyuşmazlığın tasfiyesine yönelik olduğu ve malın ayıplı olduğunun davalılarca kabul edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki yapılan incelemede ve alınan bilirkişi raporunda protokol hükümlerinin tamamının davalılarca yerine getirilip getirilmediği anlaşılmamaktadır. Şayet protokol edimi davalılarca yerine getirilmiş ise davacının protokoldeki hakları kadar dava açmakta haklı olduğu gözetilerek, davanın konusuz kaldığına, ancak lehine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmek gerekir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların protokol hükümleri doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her iki davada verilen kararın karşılıklı davaların kabulü ve ferileri yönünden istinaf edilmekle kesinleşmediği, tarafların istinaf aşamasında boşanma ve ferilerine ilişkin protokol sundukları görülmekle protokol hükümleri çerçevesinde taraf beyanları alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353/1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Aile mahkemesinin 2016/1568 Esas ve 2018/1990 Karar sayılı ilamı ile tarafların müşterek çocuğu Zülal İnci yararına aylık 900 TL iştirak nafakasının bağlandığını, çocuğun özel okula başladığını, masraflarının arttığını, belirlenen nafakanın yeterli gelmediğini, ekonomik koşullar gereği alım gücünde ciddi anlamda düşüşün yaşandığını, davalının maddi durumunun iyi olduğunu belirterek, tarafların müşterek çocuğu yararına belirlenen nafakanın aylık 2.500 TL'ye çıkar tılmasına, nafakanın her yıl ÜFE artış oranında arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasında yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle,TMK hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir. Böylece, taraflar, kanunun emredici nitelikte olan kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK. md.19). Nitekim, taraflar arasında yapılan protokol ile müşterek çocuk için ödenecek nafaka miktarı kararlaştırılmış ve bu anlaşma, boşanma davasında, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun bulunmuş tur. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 14/05/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle;davalının protokol gereğini yerine getirmediğini, protokol gereğince çocuğun eğitim,sağlık giderleri davalıya yüklenmiş ise de yerine getirmediğini,müşterek çocuğun gelişimi için gerekli olan masrafların eksik ya da hiç yatırılmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu kararın hakkaniyete uygun olmadığını ,davalının ekonomik durumunun eskisinden daha iyi olduğunu 2022 tarihi itibariyle nafakanın 5.759,14- TL olması gerektiğini bu nedenlerle kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup 06/06/2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle;kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, katılım nafakasının arttırılması istemine ilişkindir....
BORÇLAR KANUNU [ Madde 20 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "Nafakanın Uyarlanması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Burdur Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.5.2009 gün ve 62-248 sayılı kararın incelenmesi davalı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 1.10.2009 gün ve 14377-14570 sayılı ilamı ile; (...Davada, yaklaşık 1 yıl önce hükmedilen iştirak nafakasının her yıl %30 oranında artırılmasına da karar verildiği, davacının şirket muhasebe sorumlusu olarak çalıştığı işten ayrıldığı, başka yerde asgari ücretle iş bulduğu, boşanma kararı uyarınca tazminat ödemek durumunda kaldığı böylece nafakanın her yıl %30 artışı ile ulaştığı miktarı ödeme gücünün bulunmadığı ileri sürülerek anlaşmalı boşanma ile kabul edilen nafakanın %30 artış şartının, TEFE oranında artış şeklinde uyarlanması istenilmiş, mahkemece; istemin kabulüne karar verilmiştir....
O halde, mahkemece, davalı savunması üzerinde durularak 12.6.2010 tarihli protokol hükümleri değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle ” bozulmuşsa da, Mahkemece 12.6.2010 tarihli protokol hükümlerinin değerlendirildiği, bu haliyle bozma ilamımızın maddi hataya dayalı olduğu anlaşıldığından Dairemizin 6.6.2013 gün ve 2013/3866 esas ve 2013/15327 karar sayılı kararının kaldırılarak, kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ, Yukarıda açıklanan nedenlerle, Davacının karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin 6.6.2013 gün ve 2013/3866 esas ve 2013/15327 karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak, Mahkeme kararının ONANMASINA, 01.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....