Aile mahkemesinin 2009/807 Esas, 2009/829 karar sayılı dosyası ilamı ile boşandıklarını bu boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmiş ve aylık 170 TLM nafaka takdir edildiğini, küçür çocuk için takdir edilen nafakanın Ortaköy Asliye mahkemesinin 2012/116 Esas ve 2013/23 Karar sayılı dosyası ile aylık 300 TL ye arttırıldığını, yetersiz kalan bu nafakanın yine Ortaköy Asliye hukuk mahkemesinin 2014/45 Esas sayılı dosyası ile aylık 350 TL ye arttırıldığını, bu nafaka arttırımının üzerinden 5 yıl geçtiğini, 350 TL nafakanın küçük Esra'nın giderlerini karşılamadığını bu nedenlerle nafakanın 800 TL ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı cevap dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesi sunmamıştır....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, tarafların 2012 yılında boşandıkları, davacı lehine aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki davanın 23.09.2014 tarihinde açıldığı, davacının ev hanımı olduğu, davalının polis olduğu 3.000 TL maaş aldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme, yasal olmayan gerekçe ile yoksuluk nafakasının artırım talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, bu konu bozmayı gerektirmiştir....
Davacı davalı kadının dava ve cevap dilekçelerinde yer almayan, ilk defa 24.01.2013 tarihli son duruşmada ileri sürülen nafaka yönünden her yıl artırım isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu durumda ıslah da söz konusu olmadığına göre, davacı davalı kadının bu talebi artık incelenemez. Bu husus gözetilmeden davacı davalı kadın lehine nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.43 8/7)....
Somut olayda ise; davacı tarafın gelecek yıllar ile ilgili artış oranının belirlenmesi yönünde talebi olmamasına karşın mahkemece müşterek çocuk için takdir edilen nafakanın her yıl enflasyon oranında artırılmasına karar verilmesi doğru değilse de, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 2.bendinde yer alan "...nafakaya her yıl enflasyon oranında artırım uygulanmasına" ifadesinin hükümden çıkartılması suretiye hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından nafakaların ve tazminatların miktarı, talep olmadığı halde nafakalar için artırım kararı verilmesi ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir....
Her ne kadar ilk derece mahkemesince nafakanın her yıl ÜFE / TÜFE ortalaması oranında artırılmasına karar verilmiş ise de; davacının dava dilekçesi ile nafakanın ÜFE oranında artırılması talebinde bulunduğu, nitekim Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre de nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması ve böylece taraflar arasında sağlanan dengenin korunmasının gerektiği anlaşılmakla, davacının bu yöne ilişkin istinaf isteminin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, davacının sair, davalının tüm istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her dava açıldığı tarihe göre değerlendirilmelidir. Cari nafakanın belirlendiği davada kararın kesinleştiği tarihi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır....
Davalı kadının gerek cevap, gerekse ikinci cevap dilekçesinde hükmolunacak yoksulluk nafakası bakımından gelecek yıllar için artırım oranı belirlenmesine ilişkin bir talebi bulunmadığı halde talep aşılmak suretiyle yoksulluk nafakasına gelecek yıllar için artırım oranı belirlenmesi doğru olmamıştır. Bu açıklamalar karşısında davacı erkeğin yoksulluk nafakası için artırım oranı belirlenmesine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın 4 nolu bendindeki " karar kesinleştikten sonra nafakanın her yıl üretici fiyat oranlarındaki artış oranında artırılmasına (ÜFE) " kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, davacı erkeğin sair, davalı kadının ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Davacı erkeğin yoksulluk nafakası için artırım oranı belirlenmesine ilişkin istinaf talebinin HMK'nin 353/1- b/2 maddesi uyarınca KABULÜ ile ANKARA 7....
Aile Mahkemesiin 2015/668 esas 2016/776 karar sayılı ilamı ile takdir edilen 400 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 25/06/2018 tarihinden itibaren aylık 200 TL.ye İNDİRİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalının nafakanın artırım talebi yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar her iki tarafça istinaf edilmiştir. Davacı vekili, kadının başka bir erkekle imam nikahlı olarak evli olduğunu, davalının bu kişiden şiddet görmesi nedeniyle kadın sığınma evine başvurduğunu, vakıayı tanık beyanlarıyla da ispatladıklarını belirterek nafakanın tamamen kaldırılmasını talep etmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle nafakanın aylık 250 liradan artırılması gerekirken aylık 100 liradan artırım yapılmasının sonuca etkili bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 5,35 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,18/01/2011 günü oybirliğiyle karar verildi....