olmadığını, davalının malvarlığının çok fazla olduğunu, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı-davalı erkeğin nafakanın kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmamıştır. Kaldırılması talep edilen nafakanın yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu md. 30-32) davaya devam edilmesi yanlış olmuştur. O halde, mahkemece davacı-davalıya "nafakanın kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devamla bu talep hakkında ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacı-davalı erkeğin asıl boşanma davasının kabulüne karar verildiği gözetilmeden, asıl dava yönünden davalı-davacı kadın yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm bağımsız tedbir nafakasının kaldırılması kararı ve çocuk için babaya verilen işitirak nafakasının başlangıç tarihi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Müşterek çocuk İrem'in davanın açılmasından önce 07.04.2010 tarihinden itibaren davacı baba yanında kalmaya başladığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı babanın ortak çocuk İrem'in daha önce davalı annenin bağımsız tedbir nafakası (TMK. m.197) sonucu ödemekle yükümlü tutulduğu tedbir nafakasını, velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihine kadar ödemesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. İncelenmesi gereken; yoksulluk nafakasının hükmedildiği boşanma dosyası, dosya içerisinde bulunmamaktadır....
Davalının aldığı ölüm aylığı, nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı kabul edilerek, nafakanın (çoğun içinde azı da vardır ilkesi gereğince) TMK'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre; 1- 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince davalının yoksulluk nafakasının kaldırılması davasına ilişkin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İlk derece mahkeme kararının bu yönden DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA, 2/1)Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının KISMEN KABULÜ ile, davalı lehine İzmir 9....
Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları,paranın alım gücü,ihtiyaç ve gelirler,gelirler arasındaki farklılıklar,aradan geçen süre ,bu süreye nazaran çocuk Can lehine belirlenen iştirak nafakası ile ilgili artırım yapılmamış olması,davalının dosyaya yansıyan gelir durumunun çocuk Can'ın nafakasının kaldırılması ya da azaltılmasına ve çocuk Poyraz lehine nafaka ödemesine uygun-yeterli bulunmaması,davacının çocuk Can için bakım ve geçimine katkıda bulunma yükümlülüğünün devam etmesi, TMK 4.maddesi birlikte değerlendirildiğinde mahkemece yeterli-denetime açık-hükme elverişli-dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde çocuk Can lehine belirlenen iştirak nafakasının kaldırılması ya da azaltılması ve diğer çocuk Poyraz için talep edilen iştirak nafakasının reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
kaldırılması talebinin reddine, yoksulluk nafakasının azaltılması talebinin kabulü ile davalı kadın lehine Beykoz Aile Mahkemesinin 2006/810 Esas sayılı kararı ile hükmedilen aylık 7.500,00 USD yoksulluk nafakasının kaldırılarak dava tarihi 16.07.2019 tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının aylık 5.000,00 TL olarak belirlenmesine karar verilmiştir....
Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadın hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken davacının ekonomik durumu ve taraflar arasında mevcut olan denge durumu, ve davacının hastalığı da dikkate alınarak, TMK'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, davalının yoksulluğunun da ortadan kalkmadığı kabul edilerek, (çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince) nafakadan uygun bir miktar indirime karar verilmesi gerekirken delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasının kaldırılması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda; davalının ölen babasından dul ve yetim aylığı alması nedeniyle yoksulluğunun ortadan kalktığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, TMK'nın 176/3.maddesindeki; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağına yönelik düzenlemesine göre, mahkemece yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yoksulluğun ortadan kalkma tarihinden itibaren kaldırılmasına yönelik hüküm tesisi isabetli bulunmamıştır....