O halde mahkemece, yukarıda belirtilen tüm hususlar dikkate alınarak bir değerlendirme yapılıp, nafakanın kaldırılması talebinin reddi ile yoksulluk nafakasının bir miktar artırılması yönünde karar verilmesi gerekirken, yazılı ve yanılgılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İlk Derece Mahkemesince, davalının dava tarihi itibari ile çalışıyor olması, davacının gelir düzeyinin davalıya oranla daha düşük olması sebebiyle dava tarihinden itibaren yardım nafakasının kaldırılması kararı yerinde görülmekle davalının istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, sözleşme yapıldığı zamandaki şartların davacı yönünden olağanüstü şekilde ağırlaşması veya hakkaniyetin yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmesi hallerinin gerçekleşmesinin sözkonusu olmadığı kanaatine varıldığından bu sebeple nafakanın dava tarihinden geçerli olarak tamamen kaldırılması veya azaltılması talebi yerinde görülmediği, ilgili sağlık kurulu raporu ve davalının hamileliğinin başlangıç tarihi dikkate alındığında yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihi itibariyle kaldırılması şartlarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varıldığından TMK 176/3. maddesi gereğince yoksulluk nafakasının 03/03/2012 tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda, davalı tarafından 11.05.2009 tarihinde açılan dava ile nafakanın kaldırılması istenilmiştir. Mahkemenin davayı kabulü ile nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş ve bu hüküm kesinleşmiştir. Yine, temyiz incelemisine konu olan nafakanın artırılması dava tarihi ise 11.01.2007 olup, her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. O halde mahkemece, nafakanın artırılması dava tarihi itibariyle tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tüm delilleri araştırılıp gerekirse resmi birimlerden kayıt ve belgeler de getirtilerek incelenip sonucuna göre bir miktar nafakanın artırılmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının kaldırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü....
Aile Mahkemesi'nin 30/12/2008 tarihli ve 2008/746 esas numaralı anlaşmalı boşanma kararı ile birlikte davalı kadın yararına protokoldeki gibi kararlaştırılan aylık 2500,00 TL nafakanın, o karardaki artış oranı ile birlikte, dava tarihi itibarı ile ulaştığı aylık 5026,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren 1026,00 TL indirilerek aylık 4000,00 TL'ye düşürülmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine, Belirlenen nafakanın protokoldeki artış oranının kaldırılması isteğinin kısmen kabulü ile bu nafakanın her yıl tahakkuk döneminden itibaren ÜFE oranında otomatik artışa tabii tutulmasına, karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
İstinaf edenin sıfatına ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılna inceleme sonucunda; Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller kapsamında; davacının davasının kabulü ile davalının evlilik tarihi olan 16/08/2018 tarihi itibari ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamı birlikte dikkate alındığında, davalı kadının dava tarihi itibariyle asgari ücretli olarak çalışmaya başladığı, aylık 1300TL gelirinin bulunduğu, bu hususun kadının da kabulünde olduğu, yoksulluk nafakasının kaldırılması koşullarının oluştuğu anlaşılmakla, mahkemece dava tarihi itibariyle nafakanın kaldırılması yerine evlilik tarihi olan 16/08/2018 tarihi itibari ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru değil ise de; davacı taraf bu hususta istinaf yasa yoluna başvurmadığından istinaf edenin sıfatına göre istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....
Aile Mahkemesinin 2015/59 Esas 2016/115 Karar sayılı kararı ile kadın yararına bağlanan ve dava tarihi itibariyle ÜFE artırımı sonucu 733,64 TL'ye ulaşan yoksulluk nafakasının, dava tarihi olan 11/08/2021 tarihi itibariyle aylık 350,00TL'ye indirilmesine, bağlanan nafakanın davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Tarsus 2. Aile Mahkemesi'nin 11/01/2022 tarih, 2021/599 Esas 2022/24 Karar sayılı kararının tüm sonuçları ile birlikte ORTADAN KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK.'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince esas hakkında düzeltilerek yeniden karar verilmesi gerektiğinden, a)Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, b)Davacının yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinin KABULÜ İLE, Tarsus 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması veya Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde, ...Aile Mahkemesi’nin 2011/1126 Esas 2014/697 Karar sayılı boşanma kararı ile davalı kadın için hüküm altına alınan aylık 10.000,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde aylık 1.000,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüyle kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiştir....
GEREKÇE: Dava; iştirak nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....