Buna göre yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.Nafaka ödemekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenecek nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece;davanın tasarrufu yetkisinin kısıtlanması isteminin reddine, davanın tedbir nafakası yönünden kısmen kabulü ile, dava tarihinden itibaren geçerlik olmak üzere verilen 500 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde tedbir (yardım) nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, yaşı ve ihtiyaçları göz önüne alındığında, yerel mahkemece hükmedilen nafaka miktarının yetersiz olduğunu ayrıca tasarrufun kısıtlanması yönünden red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
FERAGATİŞTİRAK NAFAKASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 182 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 183 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davada, 2008 yılında boşandığı ve 1992-1993 ve 2002 doğumlu müşterek çocukların velayetinin kendisine verildiğini ileri sürerek davalıdan aylık 250,00'şer TL iştirak nafakasının tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davacı annenin boşanma davasında duruşmada kendisi ve çocuklar için nafaka istemediğini beyan edip imzaladığı belirtilerek, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
davalının desteğine muhtaç olduklarını belirtmiş ve davacı ve müşterek çocuk için ayrı ayrı aylık 1000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE : Davanın konusu tedbir nafakası davası olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı hükmedilen nafaka miktarının yüksek olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, davacının ileri derecede kronik şizofren hastası olması, bakıma muhtaç oluşu, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi hükmedilen nafaka miktarının yerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun tüm yönlerden esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
, hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının da yerinde olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Toplanan delillere göre, mahkeme gerekçesinde bahsedilen olayların sabit olduğu, TMK'nın 197.maddesinde belirtilen yasal şartların gerçekleştiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alım gücü dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarının yerinde olduğu sonucuna varıldığından davalının kadına nafaka takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, annesinin yapacağı muhtemel katkı dikkate alınarak müşterek çocuklar için hükmedilen tedbir ve yardım nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun görüldüğünden çocuklar yönünde de nafaka takdiri ve miktarına yönelik istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı-davacı vekili; kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi, nafaka davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesine rağmen taraflarına velayet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı-davalı kadın katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; nafaka miktarına talebi doğrultusunda karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı davalı kadının müşterek çocukların her biri için aylık 1.500,00'er TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece çocuklardan Azra Elif Şenel ve Yağmur Şenel'in her biri için aylık 450,00'şer TL, müşterek çocuk Servet Hasan için aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, davalı-davacı erkek için aylık kabul yönünden nafaka değerinin yıllık 5.880,00 TL'nin altında olduğu, HMK'nın 341/2 " Miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davanın kısmen kabulü ile ; mahkememizin 19/02/2020 tarihli tensibinin 9 nolu ara kararı gereğince dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müşterek çocuk Berke yararına tedbiren hükmolunan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının tahsili ile tekerrür oluşturmayacak şekilde dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müşterek çocuk Berke yararına aylık 700,00 TL iştirak nafakası takdirine davalıdan alınarak velayeten davacıya ödenmesine" karar verilmiştir. Davalı vekili, nafaka takdiri ve miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap ve katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, nafaka miktarının az olduğunu belirterek, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin süresinde olmaması nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Nafaka alacaklısı (davacılar) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava aça-bilecekler, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9. madde gereğince) dava açabileceklerdir. Mahkemece, boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında (yoksulluk veya iştirak) "davalının yerleşim yeri" mahkemesinin yetkili olduğu (TMK'nın 175. maddesi) belirtilmiş ise de; yukarıda da açıklandığı gibi olayımızla ilgili yetki kuralı TMK'nın 177. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre de; "nafaka alacaklısının (davacının) yerleşim yeri" mahkemesi yetkili mahkemedir. Öte yandan bu yetki kesin yetki olmayıp, kanunun gerekçesinde de açıklandığı üzere genel yetki düzenlemesidir. Nafaka alacaklısına yukarıda belirtildiği gibi seçimlik hak tanır. Bu nedenle davalı tarafın yetki itirazı bulunmadığı takdirde mahkemece re'sen de incelenemez. Davacılar (nafaka alacaklıları) işbu davayı kendi yerleşim yerleri olan K.....