Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapu kayıtlarının nüfus kayıtları ile uyumlu hale getirilmesi için kişinin nüfusa kayıtlı olması gerekir. Eğer muris nüfusta kayıtlı bir kişi değilse, tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin de düzeltilmesi mümkün değildir. Bu durumda “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince taşınmaz maliki ile nüfusta kayıtlı olmayan davacılar murisinin aynı kişiler olduğunun tespitine hükmedilmelidir. Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir. Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi K A R A R Prim kesinti belgelerinde ismi yazılı olan 1939 doğumlu İlyas oğlu ... isimli bir kişinin nüfusta kayıtlı olup olmadığını ... Nüfus Müdürlüğünden sorularak, verilecek cevap eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacının yeni kullanmak istediği "Olgaç" soyisminin makul bir isim olduğu, toplum değerlerine ters düşmediği, başkalarına ve çevreye de zarar vermediği, incitici nitelikte olmadığı, soyismini benimsemeyen davacının mevcut ismini ve soyismini taşımaya zorlanmasında hukuki ve toplumsal bir yarar bulunmadığı, isim ve soyisim değişikliklerinde kişinin tercih ve arzusunun ön planda tutulmasının ve onun öncelikle dikkate alınmasının gerektiği anlaşılarak davacı davasının kabülüne karar vermek gerekmiştir. Yaş tahsisi yönünden ise davacının nüfus kaydı incelendiğinde, nüfusta doğum tarihinin 01/09/1959, tescil tarihinin 19/09/1959 olduğu anlaşılmaktadır. Davacının iddia ettiği gerçek doğum tarihi ise 01/09/1964 tarihi olup nüfusa tescil edildiği tarihten sonradır....

    Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....

      Kişinin naklen geldiği yerdeki kaydı da mahkemece getirtilmemiştir. Öyleyse, idarece yapılan düzeltmeye esas alınan dayanak nakil belgesinin ve bu belgenin düzenlenmesine esas alınması gereken kişinin naklen geldiği yerdeki nüfus kaydı getirtilmeli, orada davacının babasının adı nedir o gürülmelidir. Dayanak nakil belgesi ve bu belgenin düzenlenmesine esas alınması gereken kişinin nakilden önceki kayıtlı olduğu nüfus kaydında davacının babasının adı "Y.... K...." ise, idarece yapılan düzeltme hatalı duruma gelecek ve davacı talebinde haklı olacaktır. Bu bakımdan dayanak nakil belgesi ve bunun düzenlenmesine esas alınan naklen geldiği yerdeki kayıt getirtilip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Bu tahkikatlar yapıldığında; dayanak belgesinde ve kişinin naklen geldiği yerdeki nakil nedeniyle "kapalı hale gelmiş olan nüfus kaydında adı "Y.......

        Mülkiyet nakline yol açmamak için; 09.02.1996 tarihinde imar nedeni ile tescili yapılan 2 ve 4 parsel sayılı taşınmazlara revizyon alınan tapu kaydı yeniden Belediye Başkanlığından sorularak bir tapu kaydı var ise, Tapu Sicil Müdürlüğünden tüm dayanakları ile birlikte getirtilip, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kayıtlarıyla bağlantı oluşturacak biçimde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. Hazine temyiz dilekçesinde sözü edilen,...Nüfus Müdürlüğü’nün 11.07.2005 tarih ve 1108/2005-4132 sayılı yazısının ekli olduğu dilekçesi dosya içerisinde bulunmamaktadır. Hazine vekilinden bu konuda bilgi istenip, var ise, dilekçesinin örneği dosyaya alınarak, orada dayanılan deliller bulunmakta ise onlar da yöntemince toplanıp değerlendirilmesi gerekir. Açıklanan bu hususlar gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı olduğu şekilde kabul kararı verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir....

          Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....

            Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı ididasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nüfusta kayıt düzeltimine ilişkin davada ... Asliye Hukuk ve....Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, nüfusta kayıt tashihine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince davalı ...'un adrese dayalı nüfus kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin ".../ ..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davalı ...'un davada sıfatı bulunmadığı, davada taraf sıfatı olması gereken ...'un Nufus kaydı yerleşim yeri adresi Bahçelievler/ İstanbul olduğu gibi,... ve ...'un kök kayıtlarının ... olduğu ve ... ile ilgileri olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davaname ile davalı ...'...

                HD'nin 16/02/2017 tarih, 2017/8955- 1971 E ve K sayılı kararı ile yerleşik diğer içtihatları). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31. maddesinin 4. fıkrasında "Ölenin kaydı yok ise yapılacak soruşturma sonunda Türk vatandaşlığı ve ailesi tespit edildiği takdirde doğum tutanağı düzenlenerek aile kütüğüne önce doğum, sonra ölüm olayı işlenir" hükmü, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin nüfusta kayıtlı olmayanların ölümü başlıklı 72. maddesinde ise; "Aile kütüğünde kaydı bulunmayan kişinin ölümüne ilişkin resmî/özel sağlık kurumları veya kamu kurum ve kuruluşlarının kayıtlarına dayanılarak düzenlenen ölüm bildirim formlarında yer alan bilgilere göre ölen kişinin önce doğum olayı, sonra da ölüm olayı aile kütüğüne tescil edilir. Nüfusta kayıtlı olmayanların ölüm olaylarının tesciline ilişkin usul ve esaslar Genel Müdürlük tarafından belirlenir." hükmü öngörülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu