Aynı kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunun 35/1.maddesi uyarınca " Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. " Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların değiştirilmesi ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi anlaşılır. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne tescil edilmiş, kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
'nin "..." soyadı yazılı olan bir nüfus kaydı bulunmadığına ve "..." soyadının eklenmesi mümkün değildir. Diğer bir deyişle ıslah ile istenilen "..." soyadının eklenmesine ilişkin talebin nüfusta "... ..." isimli kişinin kaydı bulunmadığından "..." soyadının eklenmesi suretiyle tapu kaydının düzeltilmesi doğru değildir. Davacı isterse "... ..."in tapu maliki olduğuna ilişkin tespit davası açılabileceğinden ıslah ile istenen talebin reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulü doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan 1. Bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 20.11.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....
nın nüfusa tescili ile kardeşi .... arasında bağ kurulmasını istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacının babaannesinin kardeşi olduğunu iddia ettiği ve dava dilekçesinde nüfusta kayıtlı olduğu yeri bildirdiği (.... ili, .... ilçesi, ... Mahallesi, Cilt: ...., Hane:...) kardeşi ....'nın anne, baba ve kardeşleri ile varsa alt soyunu gösterir biçimde nüfus kaydının getirtilerek dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosya mahkemesine geri çevrilmiş ise de gelen cevap yeterli değildir. Davacıdan da bilgi alınmak sureti ile davalılar ... ve .....'nin dedesi olduğu söylenen ve yukarıda nüfusta kayıtlı olduğu yer bildirilen .....'...
Bu tür davalarda mülkiyet nakline yol açmamak için tapuda malik görünen kişi ile ismi düzeltilen kişinin aynı şahıs olduğu şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Dava konusu 205, 233 parsel sayılı taşınmazların tesciline dayanak tapulama tutanaklarından Osman oğlu Memik aktaş’ın ölümü ile dava konusu yerin mirasçılar arasındaki rızai taksim ile davacıya bırakıldığı, diğer 645,765 ve 520 parsellerin satın alma ve zilyetlikle davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının babası Osman oğlu Memik Aktaş’ın aile nüfus kaydı celp edilip incelenmeli, nüfus idaresinde gerekli araştırmalar yaptırılarak tapu malikinin adında başka bir kişinin varlığı araştırılmalı sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Kabule göre tapu kayıtlarında tescili zorunlu olmayan doğum tarihinin tashihi kararı verilemeyeceği gözetilmeyerek doğum tarihinin tashihi ve tescili yönünde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Yargıtay kararları ile uygulamada yerleştiği şekilde, düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmeli; nüfus müdürlüğünden, tapu kaydında adı geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmeli, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulup bulunmadığı araştırılmalı, istem konusunda tanık dinlenmeli, tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Bu bağlamda tapu sicilinde murisin adı, soyadı veya baba adının düzeltilmesi isteniyor ise murisin mirasçılarını gösterir veraset belgesinin dosyaya ibrazı sağlanıp, diğer kayıt ve belgelerle birlikte incelenerek, nüfus kaydı ile karşılaştırılmalıdır....
Kaldı ki, kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle nüfusa kayıtlı olması gerekir. Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... (...) ile davacının murisi ... oğlu ...'...
ın kendi anne baba hanesine bekar olarak kayıtlı olduğu, ölüm araştırmasının yapıldığı, ancak adı geçen kişinin evlenerek ...soyadını aldığı, ancak hernasılsa davacının anne ve babası hanesinde ... adı ile yazıldığı ve bu hanede resmi olarak... ile evli ve çocukları olduğu, öldüğü iddia edildiğine göre dava, mükerrer nüfus kaydının ipt...sureti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesidir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorundadır. Somut olayda, salt taraf beyanları ve tanık anlatımı ile yetinilmeyip, ...'ın mirasçıları davaya dahil edilerek iddia ile ilgili olarak mahkemece re'sen DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile DNA testi yaptırılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Aynı Kanunun 39 ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar Nüfus Müdürlüğü'nce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir....
Bu saptama yapılırkende aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir. 1-Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir. 2-Nüfus Müdürlüğünden, kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli, gerekirse kök kayıtlar da istenmelidir. 3-Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla, taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. 4-İstem konusunda tanık dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise, tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır. Açıklanan bu hususlar çerçevesinde inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir....
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de, İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Somut olayda; tapu maliki olarak görünen kişilerin artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden, tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece, “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... (...) ile davacıların murisi ... oğlu ...'ın aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması gerekirken tapu kaydının yanlış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....