Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfus kütüğünde 04.01.1987 olan doğum tarihinin 13.06.1991 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Mahkemece doğum tarihinin 13.06.1991 olarak düzeltilmesine karar verilen davacı, 19.12.1990 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Bir kimsenin doğmadan önce nüfus kütüğüne tescili mümkün değildir. Hakim nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfus kütüğüne kayıtlı 05.02.1965 doğumlu oğlu...olmadığını ileri sürerek kaydının iptalini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; oğlu ...in nüfusa iki kez tescil edildiğini bildirerek mükerrer olan 02.05.1965 doğum tarihli kaydının iptalini istemiştir. Dosyaya getirtilen aile nüfus kayıt tablosu içeriğinden, kaydının iptali istenilen ...in davacı ile eşi...'ın müşterek çocukları olarak 13.05.1966 tarihinde 02.05.1965 doğumlu olarak nüfusa tescil edildiği, ...in kaydının iptali için bu davanın salt babası ... tarafından açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yukarıda açıklanan niteliği de gözönünde tutularak kaydının iptali istenilen ...in annesi...'...

      Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....

      Taleplerden biri nüfusa kayıtlı olmayan Vahap Canpolat'a ilişkin olarak tespit kararı verilmesi diğer talep ise verilecek tespit kararının nüfus kayıtlarına açıklama olarak yazılmasıdır. Davacı tarafın ikinci talebi olan nüfus kaydına açıklama yapılması talebi bakımından; Doğanşehir ilçesinde yersel yazım yapılmadığı, nüfus kayıtlarının mevcut olduğu, ancak Vahap Canpolat'ın nüfusa tescil edilmeden yaşayıp vefat ettiği, bu hali ile 5490 sayılı Kanun'un 58/2.maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı gibi, verilen tespit kararının nüfus kaydına işlenmesi idari işlem niteliğindedir. Dolayısıyla davacı tarafın "nüfus kaydına açıklama olarak yazılması" talebinin görev yönünden reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Bilindiği üzere doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup nüfusa kayıt edilmeyerek kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanması nedeniyle bu kişinin nüfusa tescil edilmesi, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari işlem niteliğindedir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'in 35/1. maddesinde de "Saklı nüfus olduklarını iddia edenlerin aile kütüklerine tescil için müracaat makamı illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklardır..." şeklinde hüküm bulunmaktadır. Doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmelidir....

      Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK'nin 11.02.1998 tarihli ve 2-87/77 sayılı kararı). Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....

        Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddi hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir." Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi" anlaşılır. (.....). "Kayıt düzeltilmesi", aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının "düzeltilmesi" veya "değiştirilmesi"dir. Nüfus kütüklerindeki "doğru olmayan kayıtların" düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur..... Yönergesinin 175. maddesinde mükerrer kaydın iptalinde yetkili makamlar düzenlenmiş olup farklı hanelerde, farklı doğum tutanağına göre ve yine farklı nüfus bilgileri ile kaydedilmiş mükerrer kayıtların iptaline mahkemece karar verileceği belirtilmiştir....

          Bu durumda davalı idarenin gerekçeli karar içeriğini hükmü istinaf ettiği tarihte öğrendiğinin kabulü ile başvurunun süresinde yapıldığı kanaatine varılmıştır. 2- Davacı taraf dava dilekçesinde, kullanmış olduğu kimlik belgesinin, daha önce vefat eden kardeşine ait olduğunu, kendisi nüfusa ayrıca kaydedilmeksizin, kardeşinin kimlik belgesinin kendisine kullandırıldığını, doğum tarihindeki hatanın buradan kaynaklandığını iddia etmektedir. Y. 8. HD'nin 10/05/2018 tarih ve 2017/8798 E ve 2018/12470 K; 27/02/2018 gün ve 2018/1260- 2787 E ve K sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; doğum ve ölüm olaylarının nüfus kütüğüne işlenmesi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 15, 31 ve 33. maddelerine göre nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olup, nüfusa kayıt edilmeden kendisinden önce doğup ölen kardeşine ait nüfus kaydını kullanan kişinin nüfusa tescili, dolayısıyla saklı nüfustan sicile yazılması da idari bir işlem niteliğindedir....

          Bütün bu maddeler birlikte değerlendirildiğinde nüfus kütüğünde kayıtlı bir kişinin ölüm kaydı kütüklere işlenmedikçe veya Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmiş olmadıkça dar yetkili Sulh Hukuk Mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekir. Nüfus Müdürlüklerince ölüm araştırması yapılması ve buna ilişkin açıklama yazılarak kütükteki kaydın kapatılmış olması bu olguyu değiştirmez. Somut olaya gelince, miras bırakan Mustafa Kaya'nın 2007 yılında çocuksuz olarak öldüğü, eşi Sultan'ın da muristen evvel öldüğü, murisin alt soyunun bulunmaması sebebiyle 2.zümredeki mirasçıları olan babasının muristen evvel 1955 yılında öldüğü, annesi 1880 doğumlu .... hakkında da ölüm araştırmasının yapılması sebebiyle kaydının kapatıldığı, murisin kayden başkaca mirasçısının bulunmadığı görülmektedir. Kolluk tarafından murisin nüfusa kayıtlı olduğu ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı dava dilekçesinde, nüfusa kayıtlı bulunmayan annesi Hatice'nin nüfus kütüğüne ölü olarak tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 15.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu