KARŞI OY Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup mahkemece dava konusu yabancı mahkeme kararında davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesinin de yabancı mahkeme kararının tenfizine engel olamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Tüm dosya kapsamı ve delillerin incelenmesinde değerlendirilmesi neticesinde; Irak vatandaşı olan davacının Irak nüfus kayıtlarında 00985367 kimlik numarası ile kayıtlı olan annesi Nazahet Alı Dawood Zaidan'ın aynı zamanda Türk vatandaşı olduğu ve TC kimlik numarası ile Hacer Nezahat Zaid İn olarak kayıtlı bulunduğu, ikisinin aynı kişi olduğunun mahkeme ilamı ile tespit edilerek nüfus kayıtlarına işlendiği gibi DNA incelemesi neticesinde temin edilen ATK raporu ile de Hacer Nezahat Zaid İn'in %99,99 ihtimalle davacının biyolojik annesi olabileceğinin tespit edildiği anlaşıldığından " gerekçeleri ile; 1- Davanın KABULÜNE, yabancı kimlik nolu davacı T1 annesinin İstanbul ili Fatih ilçesi Saraçishak Mahallesi cilt: 95, hane:479, sıra: 6'da nüfusa kayıtlı TC kimlik numaralı HACER NEZAHAT ZAİD İN olduğunun TESPİTİNE, dair karar verilmiştir....
Mahkemece, ‘--verilen süre içerisinde apostil şerhi, mahkeme kararı sureti sunulmuşsa da bahsedilen mahkeme kararının kesinleştiğini gösterir yetkili makamlarca onaylanmış herhangi bir belge ve yazı bulunmadığı ve kesinleşmemiş mahkeme kararlarının MÖHUK maddeleri gereğince tenfizi mümkün olmadığı‘ gerekçesiyle ‘verilen kesin süreler içinde tanıma ve tenfizi istenilen yabancı mahkeme ilamının kesinleşme şerhi veya onaylı örneği sunulmadığından HMK 115/2 md gereğince ön şart yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE’ karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince ‘--Apostil şerhi mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediğini göstermez. ---Tanıma ve tenfizi istenilen mahkeme kararının yetkili makamlarca onaylanarak kesinleştirilmesi gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; delillerin tamamının toplanmadığını, mahkemeye sunulan belgelerin süresinde sunulmadığını, yabancı mahkeme ilamının kamu düzenine ve Türk hukukuna aykırı olduğunu, tanıma-tenfiz koşullarının oluşmadığını beyanla, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında, istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, yabancı mahkeme ilamının tanınmasına yöneliktir. Tanıma, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırır (MÖHUK md:58). Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır (MÖHUK md:58)....
Aynı Kanun'un 39 ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Kayıt düzeltilmesi ise, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur....
TMK.nun 225/2 . maddesi hükmü yabancı mahkeme boşanma kararlarının tanıma ve tenfizinde de uygulanır. Bir yabancı mahkeme kararının tanınması ile o yabancı mahkeme kararının hukukî sonuçları, özellikle kesin hüküm etkisi Türk Hukuku açısından da geçerli hale gelmiş olur.12.12.2007 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 59. maddesinde “... Yabancı ilâmın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği...” hususu belirtilmiştir. Buna göre, zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşme tarihinin esas alınması gerekir. Tanıma ve tenfiz, sadece yabancı mahkeme kararının icra ve infaz edilebilmesi içindir. Oysa anılan 59. maddedeki kesinleşme tarihi tanıma tarihi değil, kararın kesinleşme tarihidir....
Buna karşın eldeki dosyada olduğu gibi yabancı ülkede açılan ve karara bağlanan aynı tür davalarda verilen ortak olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tenfizine karar verilmesi halinde Türkiye’de açılan davalar ile yabancı ülkede açılan davalarda tamamen zıt sonuçlara ulaşılacak, ayrıca Türk Mahkemelerinin emredici yasal düzenleme sonucu verdikleri çok sayıdaki karara tezat teşkil edecek yabancı mahkeme kararlarına Türkiye’de icra kabiliyeti kazandırılacak ve netice olarak bu durum MÖHUK’un 54/1-c maddesinde düzenlenen Türk kamu düzenine açık aykırılık teşkil edecektir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, hukuk davalarına yönelik olarak yabancı mahkemelerden alınmış olan ilamların tenfiz edilebilmesi için 5718 sayılı MÖHUK'un 50. maddesi gereğince ilamın yabancı mahkemenin kanunlarına göre kesinleşmesi, 5718 sayılı MÖHUK'un 54. maddesi gereğince kararın verildiği devlet ile Türkiye arasında karşılıklılık bulunması, kararın münhasıran Türk mahkemelerinin yetkisine giren bir konudan verilmemiş olması, yine kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, 5718 sayılı MÖHÜK'un 55/2. maddesi gereğince yabancı mahkeme kararının kısmen veya tamamen yerine getirilmiş olmaması veya yerine getirilmesine engel bir sebebin ortaya çıkmamış olmasına bağlı olduğu, tenfiz kararları hakkında görevli mahkemenin asliye mahkemesi olduğu, yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin belli bir süreye bağlı olmadığı, davaya konu yabancı mahkeme ilamının kamu düzenine aykırı olmadığı, kararın aslı ile tamamının onaylı tercümesinin sunulduğu, yabancı mahkeme ilamının davalı yana...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen yetkisizliğe dair olan hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ilişkin kararlar, kendisine karşı tanıma kararı istenen davalının Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu yer yoksa,...veya ... Mahkemelerinden birinden istenebilir (MÖHUK m. 51). Bu kural kamu düzenine ilişkin olmayıp kesin yetki kuralı değildir. Basit yargılama usulüne tabi olan bu tür davalarda ilk itirazlar, ilk oturuma kadar en geç ilk oturumda davanın esasına girilmeden önce ileri sürüldüğü takdirde dikkate alınabilir (MÖHUK m. 39/1. HMK m. 19). Davalının mahkemenin yetkili olmadığına dair ilk itirazı söz konusu değildir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :19.09.2013 NUMARASI :Esas no:2013/493 Karar no:2013/593 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı temyiz edilmiş ise de, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınması hakkında verilen kararların Yargıtay incelemesinin duruşmalı yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığından, davacının duruşma isteğinin reddine karar verildi....