Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/06/2022 NUMARASI : 2022/60 ESAS, 2022/178 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli)|Nüfus (Doğum Yerinin Düzeltilmesi İstemli)|Nüfus (Yaş Düzeltilmesi İstemli) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/10/2020 NUMARASI : 2020/236 ESAS 2020/339 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Mükerrer Kaydın İptali İstemli) KARAR : KARAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2020/236 Esas, 2020/339 Karar sayılı dosyasında 20/10/2020 tarihli kararına karşı davalı Mehmet Harman'ın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; DAVA: Karaman Cumhuriyet Başsavcılığı dava dilekçesinde özetle; Ayrancı ilçe Nüfus Müdürlüğünün 09/05/2019 tarih ve 16868767- 104- E.584 sayılı ihbar evrakı üzerine davalı Mehmet Harman'ın Ayrancı ilçesi Saray Köyü 23 cilt, 01 hane, 56 sırada nüfusa kayıtlı TC Kimlik numaralı Ali Rıza ve Döne oğlu, 05/04/1959 doğumlu Mehmet Harman'ın nüfus kayıtlarının incelendiğini; 06/04/1959 tarih ve 1959/168 doğum vukuatı ile nüfus kütüklerine tescil yapıldığını, aynı hanenin 68....

Öğretide, yabancı mahkeme kararında yer alan hükümlerin özel hukuka ilişkin olup olmadığının hâkimin hukukuna (“lex fori”) göre belirleneceği, bir diğer ifadeyle vasıflandırma konusunda Türk mahkemelerince bir karar verileceği kabul edilmiştir. Yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesi için gerekli olan bir diğer ön şart ise, kararın verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmiş olmasıdır. O hâlde verildiği ülkenin kanunlarına göre henüz kesinleşmemiş ancak icra edilebilir olan bir kararın Türk hukukunda tenfiz edilmesi mümkün değildir. Yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği ise yabancı ülkenin hukukuna göre belirlenecektir....

Öğretide, yabancı mahkeme kararında yer alan hükümlerin özel hukuka ilişkin olup olmadığının hâkimin hukukuna (“lex fori”) göre belirleneceği, bir diğer ifadeyle vasıflandırma konusunda Türk mahkemelerince bir karar verileceği kabul edilmiştir. Yabancı mahkeme kararının tenfiz edilmesi için gerekli olan bir diğer ön şart ise, kararın verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmiş olmasıdır. O hâlde verildiği ülkenin kanunlarına göre henüz kesinleşmemiş ancak icra edilebilir olan bir kararın Türk hukukunda tenfiz edilmesi mümkün değildir. Yabancı mahkeme tarafından verilen kararın kesinleşip kesinleşmediği ise yabancı ülkenin hukukuna göre belirlenecektir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda yabancı mahkeme kararlarının tenfizinin MÖHUK-34-42. maddelerinde düzenlendiği, Kanunun 34/1 maddesi uyarınca tenfize konu olan karardan, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin ilam niteliğindeki kararların anlaşılması gerektiği ayrıca bu kararların, ilgili devlet kanunlarına göre kesinleşmiş ilam niteliğinde bulunması gerektiği somut olayda tenfizi istenen kararın ilam niteliğinde bir belge olmayıp, ilamsız ihbara bağımlı olarak verilmiş bir icra kararı olduğu, kararın ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilmiş bulunmasına rağmen ilam niteliğinde bulunmadığından tenfizinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

      ise tanıma başlıklı şu düzenleme yer almaktadır; 1- Yabancı mahkeme ilamının kesin delili veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır....

      Davalı vekili cevap dilesinde özetle; boşanmaya ilişkin verilen mahkeme kararının tanınması ve tenfizini kabul ettiklerini, davaya konu yabancı mahkeme kararının velayet, nafaka ve kişisel ilişki yönünden tanınması ve tenfizi talebini kabul etmediklerini, bu yönden Türkiye Mahkemelerince karar verilmesini, velayet, nafaka ve kişisel ilişki yönünde verilen yabancı mahkeme kararının tenfiz yolu ile kabul edilemeyecek olduğunu belirterek, yabancı mahkeme kararının boşanma yönünden kabulüne, velayet, nafaka ve kişisel ilişki yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....

      Adrese dayalı nüfus kayıt sistemi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları hakkında uygulanır. Davacı borçlunun 23/10/2002 tarihinde Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilmiş olup, Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle adrese dayalı kayıt sistemine ilişkin hükümler uygulanamaz. Dolayısıyla yabancı uyruklu borçluya TK'nın 21/2 maddesine göre yapılan tebliğ işlemi usulsüz olup, mernis adresinin güncellenmesinin herhangi bir hukuki değeri bulunmamaktadır. Yabancı ülkede yaşayan ve yabancı uyruklulara yapılacak tebligatın TK'nın 25.ve devamı maddeleri uyarınca yapılması gerekmektedir. Bu nedenle davacı borçlunun icra takibini öğrenme tarihinin 25/05/2021 olduğunun tespitine ilişkin mahkemenin kararının yerinde olduğu anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

      Davacının 1957 yılında vefat eden babası Sadık Yılmaz'ın nüfus kayıtlarında hiçbir şekilde ismi soy ismi kimlik numarasının çıkmadığını, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi için Ankara Nüfus Dairesi Genel Müdürlüğü'ne müracaat yaptğını, ancak herhangi bir sonuç alamadığını, babası Sadık Yılmaz'ın nüfus kayıtlarında bilgilerinin görünmesi için gerekli işlemlerinin yapılmasını talep ettiği görülmüştür. Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1- a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Tüm bu sebeplerle; eldeki dava niteliği itibariyle 5490 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca açılmış gerçeğe aykırı nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Ceyhan 3....

      Davacının 1957 yılında vefat eden babası Sadık Yılmaz'ın nüfus kayıtlarında hiçbir şekilde ismi soy ismi kimlik numarasının çıkmadığını, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi için Ankara Nüfus Dairesi Genel Müdürlüğü'ne müracaat yaptğını, ancak herhangi bir sonuç alamadığını, babası Sadık Yılmaz'ın nüfus kayıtlarında bilgilerinin görünmesi için gerekli işlemlerinin yapılmasını talep ettiği görülmüştür. Bu durumda, soybağı ihtilafı ortaya çıkmayacağından, açıklanan muhtevadaki davalar, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davasından ibaret kalacak ve görevli mahkeme, 5490 sayılı Kanunun 36/1- a maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olacaktır. Tüm bu sebeplerle; eldeki dava niteliği itibariyle 5490 sayılı Kanunun ilgili maddeleri uyarınca açılmış gerçeğe aykırı nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle Ceyhan 3....

      UYAP Entegrasyonu