"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yabancı Mahkeme İlamının Tanınması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhkameleri Kanununa 31.3.2011 tarihli 6217 sayılı Kanunun 30. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. madde hükmü uyarınca, uygulanması gereken 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde; yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi....
Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.5718 sayılı MÖHUK 50/1. maddesi uyarınca ancak nihai hale gelmiş kesinleşmiş yabancı mahkeme kararlarına karşı tenfiz istemi mümkün olup, geçici himaye kararlarının tenfizine karar verilmesi mümkün değildir. Davacıların......
ile soruşturma ve kovuşturma aşamalarında beyan ettiği kimlik bilgilerinin farklı olduğunun anlaşılması karşısında, yabancı uyruklu sanığın ilgili makamlar aracılığıyla nüfus ve adli sicil kayıtları getirtilip duruşmada okunmadan ve kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kimlik bilgileri belirlenmeksizin yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 209. maddesine aykırı davranılması, 2- Türkçe bilmeyen sanık için görevlendirilen tercüman için takdir edilen 50 TL ücretin, 5271 sayılı CMK'nın 324/5. maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı biçimde, yargılama gideri olarak sanığa yükletilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık M.....
Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir (Nüfus Yönetmeliği m.143). 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....
“Tanıma” başlıklı 58.maddesinde; “(1) Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz, (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir, (3) Yabancı mahkeme ilâmına dayanılarak Türkiye'de idarî bir işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.” 5718 sayılı Yasanın 53.maddesi gereğince tenfiz ve tanıma davalarında; dava dilekçesine yabancı mahkeme ilamının ve kesinleşme şerhinin o ülke makamlarınca usulen onanmış aslının veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve o ülke yargı makamı, noter veya konsolosluk makamı tarafından onanmış tercümesinin eklenmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hususa uyulmaması isabetsizdir. MÖHUK 55. "Madde Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir....
Maddesi ve HMK 297 Maddesi uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerekmekle birlikte, tenfiz talebine konu yabancı mahkeme kararında yer alan gerekçenin HMK maddesinde öngörülen koşulları taşımasının beklenemeyeceği zira yabancı mahkeme ilamında yer verilen gerekçenin nasıl bir gerekçe olması konusunda herhangi bir sınırlama bulunmadığı, yabancı mahkemenin ilamında hükmettiği sonuca nasıl varmış olduğunun ilamdan anlaşılabilmesi yeterli olacaktır. Ancak tenfizi talep edilen ilamda yabancı mahkemenin hükme nasıl vardığı konusunda yeterli düzeyde açıklık bulunmadığından, davacı taraftan tenfize konu kararın dayanağı olan delillerin celbi istenmiş ve varılan sonucun yerinde olduğuna kanaat getirilmiştir....
Bölge Müdürlüğüne söz konusu ihaleye yabancı bir firmanın katılıp katılmadığı, katılmış ise teklif verip vermediğinin sorulduğu ve cevaben gönderilen yazıdan ihaleye yabancı firmanın katılmadığının belirtildiği, bu durumda; 488 sayılı Yasa'nın Ek 2. maddesinde sayılan şartların dava konusu olayda gerçekleşmediği, böylelikle davacının söz konusu istisnadan yararlanmasının mümkün olmadığı" gerekçesiyle "davanın reddine" karar verildiği ve söz konusu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun Dairelerinin 07/03/2019 tarih ve E:2018/9990, K:2019/840 sayılı kararı ile reddedildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir....
Yabancı unsur ihtiva eden davalarda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları tayin eder. (5718 s. MÖHUK. md.40) İç hukuk, bir davada yer itibarıyla hangi mahkemeyi (veya mahkemeleri) yetkili göstermiş ise, bu mahkeme, o davada milletlerarası yetkiye de sahiptir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinin 1/a bendinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli mahkemede açılacağı hükme bağlanmıştır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 41....
Somut davadaki yabancı mahkeme ilâmı boşanma ve velâyete ilişkin olduğundan Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 27 ... maddesi gereğince yabancı mahkeme kararının idari yoldan nüfusa tescili mümkün olmayıp dava açılarak tenfiz kararı alınması gerekir. Bu nedenle davalının, bu davanın açılmasına sebebiyet verdiği söylenemez. Bu durumda ise tüm yargılama giderlerinin davalıya yükletilmemesi gerekir. Bu sebeple de sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum....
Tenfizi talep edilen yabancı mahkeme kararı, daha sonra davalının Almanya'daki vekiline 14/07/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz yoluna başvurulmaması üzerine karar 24/07/2017 tarihinde kesinleşmiş ve kararın kesinleştiğine dair Apostille şerhi işlenmiştir. Her ne kadar mahkemece kesin hüküm bulunduğundan davanın reddine karar verilmişse de, kesin hüküm olarak kabul edilen Konya 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/776 E.-2013/163 K. Sayılı kararında " Yabancı mahkeme ilamının usule uygun şekilde davalıya tebliğ edilmediği, SGK'dan alınan yazı cevabında tebligat yapılan Ali Arıcan'ın davalının çalışanları olarak bildirilen kişiler arasında olmadığı, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karardan sonra yabancı mahkeme kararı, kararda davalı vekili olarak adı geçen Aldebert Heiss'e tebliğ edilmiş, temyiz yoluna başvurulmaması üzerine karar 24/07/2017 tarihinde kesinleşmiştir....