Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı,25.12.1996 tarihli noter gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 425 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan hisselerini 50.000,00 TL (eski TL) karşılığında davalıların satmayı taahhüt ettiklerini,davalılara güvenerek bugüne kadar devir ve tescil için davalıların müşterek mülkiyete geçişini ve intikallerini yapmalarını beklediğini,fakat davaya konu taşınmaz hakkında kamulaştırmasız el atma nedeniyle davalılarca dava açıldığını ve davaların da sonuçlandığını öğrendiğini,taşınmazın devir ve tescilini talep etme imkanının kalmadığını ileri sürerek, davalıların sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle uğramış olduğu menfi ve müspet zararın tazmini kabilinden,satış vaadine konu hisselere ait kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik dava değeri olan 10.000,00 TL'lik kısmının kamulaştırma tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılarca ödenmesine,aksi halde sözleşmeye aykırılıktan dolayı uğradığı tüm...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek, miras taksim sözleşmesinin ancak el birliği mülkiyetine konu taşınmazlarda yapılmasının mümkün olduğunu, taraflar arasındaki taksim sözleşmesine konu taşınmazların, daha miras taksim sözleşmesinin gereği yerine getirilmeden tapuda yapılan işlem ile hükümsüz hale geldiğini, taksim sözleşmesinin gereği yerine getirilmeden, davacıların, diğer mahkemelerde devam eden davalar sırasındaki beyan ve savunmaları ile tapuda taraflar arasında elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre kayıtlı olan taşınmazların paylı mülkiyete dönüşmesini sağladıklarını, böylelikle taşınmazların miras malı olmaktan çıkıp miras taksim sözleşmesinin geçersiz hale geldiğini, yine kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sabit olduğu üzere davacıların dava konusu taşınmazlarda fiili hakimiyetlerinin bulunmadığını, taksim sözleşmesinin uygulanması için öngörülen 10 yıllık sürenin de geçtiğini belirterek, kararın...

    İncelenmesi gereken; 1-Mahkemenin gerekçeli kararının davacılar vekiline ve davalı vekiline, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin davacılara tebliğine ilişkin tebligat parçaları, 2-Kadastro bilirkişi raporu, 3-Dava konusu taşınmazlara hangi tarihte (gün, ay, yıl olarak) el atıldığının taraflardan, 4-El atma tarihi tespit edildikten sonra; a)Dava konusu taşınmazlara 04.11.1983 tarihinden önce el atılmış ise el atma tarihi itibariyle; b)Dava konusu taşınmazlara 04.11.1983 tarihinden sonra el atılmış ise dava tarihi olan 20.11.2012 tarihi itibariyle; İmar planı içinde olup olmadığı, imar planı içinde ise ilk olarak imara alınış tarihi, ölçeği ve türü (nazım-uygulama), belediye ve diğer altyapı hizmetlerinden (yol, su, ..., çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma gibi) yararlanma durumu, etrafının meskûn bulunup bulunmadığı, nazım imar planı içinde ise bu plandaki konumu, hangi amaçla plan kapsamına alındığı, yerleşim merkezine uzaklığı, belediye sınırları içinde bulunup bulunmadığı...

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile; Davalılar T7 ve T8 dava konusu Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Akdurak Mahallesi 106 ada 17 ve 106 ada 18 parsel sayılı taşınmazlara olan EL ATMASININ ÖNLENMESİNE, Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Akdurak Mahallesi 106 ada 17 ve 106 ada 18 parsel sayılı taşınmazlardan geçen fen bilirkişisi Mehmet Dede'nin 06/02/2020 tarihli rapor ve ekli krokisinde gösterilen toplam 142.36 metre uzunluğunda bulunan su borusu ve vanalarının müdahale edilen kısımdan KALDIRILMASINA, Fen bilirkişisi Mehmet Dede'nin 06/02/2020 tarihli raporunun hükmün eki sayılmasına, Karar tarihi itibariyle alınması gereken 25.849,18 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 6.591,09 TL harçtan mahsubuyla eksik kalan 19.258,09 TL harcın davalılardan alınarak Hazine'ye irat kaydına, Davacılar tarafından yapılan 6.591,09 TL harç masrafı ile 1.099,75 TL posta ve keşif masrafı olmak üzere toplam 7.690,84 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak...

      İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile; Davalılar T7 ve T8 dava konusu Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Akdurak Mahallesi 106 ada 17 ve 106 ada 18 parsel sayılı taşınmazlara olan EL ATMASININ ÖNLENMESİNE, Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Akdurak Mahallesi 106 ada 17 ve 106 ada 18 parsel sayılı taşınmazlardan geçen fen bilirkişisi Mehmet Dede'nin 06/02/2020 tarihli rapor ve ekli krokisinde gösterilen toplam 142.36 metre uzunluğunda bulunan su borusu ve vanalarının müdahale edilen kısımdan KALDIRILMASINA, Fen bilirkişisi Mehmet Dede'nin 06/02/2020 tarihli raporunun hükmün eki sayılmasına, Karar tarihi itibariyle alınması gereken 25.849,18 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 6.591,09 TL harçtan mahsubuyla eksik kalan 19.258,09 TL harcın davalılardan alınarak Hazine'ye irat kaydına, Davacılar tarafından yapılan 6.591,09 TL harç masrafı ile 1.099,75 TL posta ve keşif masrafı olmak üzere toplam 7.690,84 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak...

      Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/401 Esasında kayıtlı iken tefrik edilerek 2014/587, 590, 593 ve 596 Esas sayısını alan “2/B çalışmaları sırasında hatalı uygulama yapılarak halen orman niteliğini taşıyan yerlerin orman sınırları dışına çıkarıldığı gerekçesiyle taşınmazlara ait 2/B çalışmalarının yok hükmünde sayılması, taşınmazların vasfının orman olarak düzeltilmesi istemi ile” açılan ve derdest olan davalar bulunduğu anlaşılmaktadır. Kullanım kadastrosuna ilişkin davanın görülebilmesi için, taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun, başka bir ifade ile mülkiyet durumunun kesinleşmesi zorunludur....

        Belirtilen nedenle, paylı mülkiyete konu bir taşınmazda maliklerden her birinin, müşterek mülkiyete konu taşınmaza elatılması halinde, bu elatmanın önlenmesini tek başına istemesi mümkün ise de; HGK.nun 13.06.1984 gün ve 1982/14- 358 Esas, 1984/710 Karar sayılı kararı doğrultusunda elatmanın yanı sıra kal isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin birlikte dava açmaları gereklidir." (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2012/6314 Esas 2012/15246 Karar) Oysa ki; yıkımı istenen yapının ana nüvesinin yer aldığı taşınmaz maliklerinin tümünün hakkı etkileneceğinden (dava dışı paydaşların hakkını da etkileyeceğinden), dava dışı paydaşların davaya katılımları sağlanmadan yıkım kararı verilemez. Esasen kurulan hükmün dava dışı paydaşlar bakımından infaz olanağından da söz edilemez....

        Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile görülmesi gerektiği, kısıtlılık halinin söz konusu olmadığı, plan notlarına göre ağaçlandırılacak alanlarda özel mülkiyete konu olabilecek şekilde kullanım hakkı verildiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir....

          Takibe konu alacak, ister hukuki el atmaya dayalı olsun isterse fiili el atmaya dayalı olsun, ya da davacının elinde bu yönde bir tespit kararı olsun ya da olmasın ilamsız icra yolu ile takip yapılmasına engel olarak bir kanun hükmü mevcut değildir. Zira alacaklı, takip talebinde muayyen bir para alacağı talebinde bulunduğu zaman, icra müdürü bu alacağın doğmuş bir alacak olup olmadığını araştırmaya girmeden ödeme emrini tanzim cihetine gider. Bundan sonra ödeme emrine itiraz edilip edilmemesine göre hukuki süreç başlar. Borçlu ödeme emrine itiraz ettiğinde, alacaklı İİK'nun 68. maddesinde yazılı belgelere dayanmıyorsa, anılan yasanın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası açabilir. Hatta alacağı anılan maddedeki belgelere dayalı olan alacaklının dahi İİK.'nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptalini mahkemeden dava yoluyla istemesi mümkündür....

            konu edilemeyecekleri düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu