Davacı borçlu tarafça, takibin faiz ve ferilerine itiraz dışında mükerrerlik ve muacceliyet itirazında da bulunulmuş ancak mahkemece muacceliyet itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamış, yine mükerrerlik itirazının reddine dair hüküm kurulmuşsa da buna ilişkin de bir değerlendirme yapılmamış yalnız davacının mükerrerlik iddiasının reddine demekle yetinilmiş, ancak reddin hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığının belirtilmediği gerekçenin bu haliyle yukarıda açıklanan düzenlemelere aykırı olduğu görülmektedir. Ayrıca, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin aynı bilirkişiden rapor alınması suretiyle giderilmesi de hukuka aykırıdır. Bu nedenle çelişkinin aralarında bankacı bilirkişinin de yer alacağı 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla giderilmesi gerekmektedir....
Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-3 maddesi gereğince kısmen kabulüne, mahkeme kararının tümden ortadan kaldırılmasına, Mükerrerlik iddiasının reddine, fazla çalışma ücreti yönünden işlemiş faizin 9.296,43 TL olarak tespitine, fazla istenilen işlemiş faizin iptaline, karardaki diğer alacak kalemlerinin istinaf edilmemesi sebebiyle aynen karara geçirilmesine Dairemizce oy birliğiyle karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacının istinaf talebinin HMK 353/1/b/3 maddesi gereğince kısmen kabulü ile İstanbul 29....
nin ödemesinin tenzilinden sonra kalan miktarın karar altına alındığı; dolayısıyla işbu davaya konu rücu ödemesinin zaten düşülerek davalılardan tahsiline karar verildiğinden, anılan davada karar altına alınan tutarın işbu rücuya konu tutarla mükerrerlik teşkil etmesinin söz konusu olmadığı, zira mahkemece zaten bu tutarın |indirilmesinden sonra kalan miktarın karar altına alındığı ödemeye konu tutar dışındaki karar altına alınmakla yapılan ödemenin mükerrerlik oluşturmadığı yani davacının talebinin dava öncesi ödenen miktara ilişkin olduğundan mahkemece davanın kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
Davaya konu araçtaki ayıbın satıcı davalının ağır kusuru veya hilesi ile davacıdan gizlendiği de ispatlanamadığı’ gerekçesiyle zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. 27/09/2012 tarihinde satın alınan aracın dosya arasında bulunan servis kayıtlarına göre; 15/10/2012 tarihinde hiç çalışmıyor şikayeti ile, 02/09/2013 tarihinde sağa çektiği, titreme olduğu şikayeti ile, 24/09/2014 tarihinde lastik yeme probleminin bulunduğu şikayeti ile, 02/02/2015 tarihinde yol bilgisayar ekranının çalışmadığı ve frene basınca ses geldiği şikayeti ile, 26/03/2015 tarihinde ön soldan ses geldiği şikayeti ile, 8/4/2015 tarihinde frene basınca ses geldiği şikayeti ile, 25/5/2015 tarihinde frene basınca sürtme sesi geldiği şikayeti ile yetkili servise götürüldüğü anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 05/04/2023 tarih ve 2022/29 Esas, 2023/90 Karar sayılı hükmünün, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin, davalı Maliye Hazinesi vekili tarafından istenilmesi üzerine, dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği düşünüldü: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki bulunduğu, Aydın İli, Efeler İlçesi, Kadıköy Mahallesi, 799 parsel sayılı taşınmazı 2001 yılında, Aydın Milli Emlak Müdürlüğü'nden satın aldığını ve halen kullanmakta olduğunu, Aydın Efeler Tapu Müdürlüğü'nün 13/06/2017 tarihli 15117 yevmiye numaralı yazısı ile bahse konu arazinin 2.906,83 m2'lik kısmının Aydın İli, Koçarlı İlçesi, Cincin Mahallesi, 197 parsel ile mükerrer olduğunu, tapu kaydında mükerrerlik olduğunun çok zaman sonra ortaya çıktığını, müvekkiline ait taşınmazın mükerrerlik nedeniyle 2.906,83 m2'lik kısmının res'en iptal edilmesi nedeniyle uğradığı zarar karşılığı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00- TL tazminatın, dava tarihinden...
Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının 03.12.2011 tarihinde 10. sıra ile yaptığı başvurudaki alacağın, 14. sıra no ile yaptığı başvuru alacağının içinde olduğu, her iki başvuruda da alacağın 3. sıraya kaydının istenildiği, iflas müdürlüğünce 10. sıradaki alacağın tamamı mükerrerlik nedeniyle reddedilip, 14. sıradaki alacağın tamamen kabul edilip 3. sıraya kaydına karar verildiği, alacağın 3. sıraya alındıktan sonra kayıt sırasının öneminin olmadığı, 3. sıraya alınan alacakların imtiyazlı alacak olup eşit derecede olduğu, 10 veya 14. sırada olmasının öncelik hakkı vermediği gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/303 Esas sayılı dosyasında taşınmazda fiilen al atılan kısmın bedeline hükmedildiğinden kesin hüküm ve mükerrerlik bulunmadığı, mahkemece bedeline hükmedilen hukuki el atılan kısımda proje bütünlüğü gereği Adli yargı görevli olup dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın davalı idarenini yetki ve sorumluluk alanında kaldığı ve husumetin doğru yönetildiği, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin adil ve ve hakkaniyete uygun olduğu, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Mükerrerlik nedeniyle davanın reddi TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü: I....
Davacı, 185 ada 131 parsel numaralı Hazineye ait taşınmazla aynı yerde kain 1613 ada 9 parselin tamamı ve 1614 ada 9 parselin 86,30 m2'sinin mükerrerlik teşkil ettiğinin tespit edildiğini, Hazine tapusunun daha eski ve sağlam temele dayanması nedeniyle korunması gerektiğini ileri sürerek 185 ada 131 parsel ile mükerrerlik oluşturan 1613 ada 9 parselin tamamı ile 1614 ada 9 parselin 86,30 m2'sinin davalılar adına olan tapusunun iptaline ve Hazine tapusunun korunmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, mükerrerliğin tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere ve özellikle dava konusu 1613 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 1614 ada 9 parselin 86,30'm2 lik kısmının mükerrer olması nedeniyle tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine....
A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından iddia edilen ve dava dilekçesinde yer alan hasarı ve kendilerin yüklenen kusuru kabul etmediklerini, müvekkili firma çalışanlarının gerekli özen ve dikkati gösterdiklerini, davacı tarafından aynı olayla ilgili başka icra takipleri ve davaların da açıldığını, aynı olayla ilgili mükerrerlik söz konusu olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....