İcra Dairesinin 2017/12957 esasından olmak üzere 5 adet icra dosyasıyla derdest ve mükerrer icra takipleri yaptıkları, bir icra takibi ve davayla elde edemeyecekleri ortaya çıkan haksız bir talep ve kazanç için icra takibi açma hakkını, taciz, hakaret ve görevi kötüye kullanmanın araç haline getirerek aleyhine çok sayıda mükerrer takip açtıklarını, şüphelilerin bu eylemleriyle devlet memuru olarak şahsına hakaret suçunu işlediklerini memuriyeti ve itibarıyla oynadıklarını, üzerinde tehdit ve gerilim unsuru olarak kullandıklarını taciz yoluyla haksız kazancı garanti altına almaya çalıştıklarını ileri sürerek cezalandırılmalarını talep etmiştir. Karşıyaka C....
İcra Müdürlüğünün 2019/42736 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, her iki takip dosyası dayanağı olan senedin aynı olduğu, aynı kambiyo senedi alacağına karşı iki ayrı takip yapıldığı anlaşılmakla, mükerrer takip şikayetinin kabulüne, İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2020/23090 Esas sayılı icra takip dosyasında davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine yürütülen icra takibinin iptaline, icra takibinin iptaline karar verildiğinden borca itiraz yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin KABULÜNE, İstanbul 12. İcra Müdürlüğünün 2020/23090 esas sayılı icra takip dosyasında davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhinde yürütülen icra takibinin İPTALİNE, Borca itiraz yönünden karar verilmesine yer olmadığına, " karar verildiği görülmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; icra emrinde alacaklı vakfın yetkilisi olarak Erol Küçüker'in göründüğünü, ancak takip açıldığında Aydın 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/215 E. sayılı dosyası ile kayyım atanacağının vakıf yöneticileri tarafından bilindiğini, söz konusu dosyadan alacaklı vakfa 28/05/2021 tarihli karar ile T3'nın kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, bu nedenle yetkisiz kişilerce ve 4721 sayılı TMK 2. maddede belirtilen ilkeye aykırı olarak açılan icra emrinin tümden iptali gerekirken, kayyumun yetki belgesi sunması halinde devamına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kısmen reddedilen kısmın kaldırılarak icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca mükerrer takip, faiz yönünden ilama aykırılık şikayeti ile alacaklı vakfın yetkisiz temsilcisinin takip başlatması nedeniyle icra emrinin iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, alacaklının daha önce de kendisi hakkında aynı nafaka alacağına ilişkin takip yaparak, bu takipten feragat ettiği, bu defa hakkında başlatılan ikinci takibin mükerrer olması nedeni ile iptalini talep ettiği; mahkemece verilen kararın gerekçesinde işin esası da incelendiği halde, hükümde istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda borçlunun talebi, ilama dayalı takipte mükerrerlik şikayeti olup, istem HMK'nın 114/1.maddesi uyarınca dava/takip şartı olduğundan süresiz şikayet konusudur....
Takip dosyasının incelenmesinde borçluya ödeme emrinin 27.02.2020 tarihinde TK'nın 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili Av. Aybike Yılmaz tarafından dosyaya 20.08.2020 tarihinde ve 07.12.2020 tarihinde vekaletname sunulduğu görülmektedir. Dava ise 10.02.2021 tarihinde açılmıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayeti dosyaya vekaletname sunulan tarihler dikkate alındığında, takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde yapılmamıştır. Diğer taraftan borçlunun ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayeti de İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü halinde ise düzeltilen tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde olmalıdır. Davacının ödeme emrine yönelik şikayeti de süresinde değildir....
şikayeti, öyküsünde diabet, hipertansiyon gibi çoklu risk faktörleri olan hastanın afazi şikayeti dikkatli değerlendirilmediği, servisteki takipte günlük hekim takip notları bulunmadığı, bu süreçte gelişen ilerleyici inme (profresif CVH) tablosunun tanısında gecikme olduğu, hastanın şikayetleri ve kliniğine göre zamanında tomografi çekilerek erken tanı konularak dekompresyon, antiödem tedavilerinin uygulanması halinde kurtulma ihtimali bulunduğu dikkate alındığında sanığın hastaya zamanında gerekli tetkikleri yaptırarak tanı koyamaması nedeni ile kusurlu olduğu yönünde görüş bildirildiği, ancak raporun devamında kişinin klinik durumu itibariyle sanık tarafından zamanında tanı konularak uygun takip ve tedavisinin yapılması durumunda da kurtulmasının kesin olmadığı cihetle kusurlu eylem ile kişinin ölümü arasında kesin bir illiyet bağı kurulamayacağı hususunda oy birliği ile mütalaa verildiği anlaşılmakla, sanığın kusurlu eylemi ile ölüm nedeni arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı net...
Şti. ve diğer borçlular aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı, adı geçen borçlunun icra mahkemesine başvurarak, kambiyo şikayeti ile birlikte borca itirazda bulunduğu, mahkemece istemin süreden reddine karar verildiği görülmektedir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168/3-5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, kambiyo hukuku şikayeti ile borca itirazın, yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Öte yandan, İİK'nun 19. maddesi; "Gün olarak tayin olunan müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz .... Bir müddetin sonuncu günü resmi bir tatil gününe rastlarsa, müddet tatili takip eden günde biter. Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır" hükmünü içermektedir. Somut olayda, takip dosyasından, borçlu... Matbaacılık ...Ltd....
İcra Müdürlüğü'nün 1998/4865 Esas sayılı takip dosyasından da takip yapıldığını, takibin mükerrer olduğunu ileri sürerek takibin iptalini istediği, mahkemece; uyuşmazlığa konu alacağın fon alacağı olduğu, dolayısıyla yirmi yıllık sürenin dolmadığı, ayrıca talep edilen faizin sözleşmeye uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, borçlu vekilinin temyiz başvurusu üzerine değişik gerekçe ile ilamın bozulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Dairemizin 09/09/2019 tarih ve 2019/9112 Esas 2019/12147 Karar sayılı ilamı ile “....zamanaşımı süresi 20 yıla uzamıştır icra takibi 20 yıllık süre içersinde başlatılmıştır, takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekli” olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulduğu, bozmaya uyan ... 4....
Mükerrer takip şikayeti yönünden yapılan incelemede ilk derece mahkeme kararında da açıklandığı gibi mükerrerlik iddia edilen İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2018/15801 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde taraflarının aynı olduğu, aynı alacağa ilişkin başlatılan ilamsız takip olduğu, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/1253 esas, 2019/466 karar sayılı ilamı ile borçlu hakkında aynı alacağa ilişkin ipotek takibinin bulunduğundan ilamsız icra takibi başlatılamayacağı gerekçesiyle İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2018/15801 esas sayılı icra takibinin iptaline dair karar verildiği, bu nedenle mükerrerlik iddiasının da yerinde olmadığı, İİK.' nun 150/1 kapsamında takip yapma koşulları oluştuğundan, borçluya ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra emri gönderilmesinde, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....
Boşanma davası sırasında ara kararı ile takdir edilen tedbir nafakası kararına dayalı olarak daha önce icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından ödemeler yapıldığı, takip talebinde nafaka alacağı sebebi ile yapılan ödemeler mahsup edilerek talepte bulunulduğu, ilamsız icra takibinde nafaka alacağı dışında yapılan harç ve masrafların ilamlı icra takibinde mahsubu talebinin yerinde olmadığı ve icra müdürlüğü kotasına ilişkin icra dosyasının farklı icra müdürlüklerinin esas numarasını aldığı, ilama dayalı olarak takipte bulunulduğu ve ödemelerin mahsup edildiği hususu takip talebinde yer aldığından, aynı alacak tekrar talep edilmediğinden, mükerrer takip şikayeti yerinde değildir. Bilirkişi hesaplamasına göre mahsup edilen alacak tutarında eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....