Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR: Açıklanan nedenlerle; 1-Davanının kabulü ile, "1-Açılış ve toplantı başkanlığının oluşturulması, 2-Genel Kurul Toplantı Başkanlığına tutanakları imzalama yetkisi verilmesi, 3-Mevcut müdürün azli, yeni müdür seçimi ve görev süresinin belirlenmesi, 4-Dilek, temenniler, kapanış" maddeleri ile, davacılar ...’a( ... ) ve ...’a ( ... ) ya İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü ... sicil numarasında kayıtlı ......

    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket müdürünün, birleşen davalı şirketi iyi yönettiği, şirketin kar elde ettiği, ihtilafın davacının eşi... ile şirketin diğer ortağı ve davalının eşi olan... arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklandığı, müdürlükten azil için haklı nedenlerin bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir....

      Hal böyle olunca davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu müdürlük görevinden istifa ettiğine ilişkin dilekçesi dava dışı şirketten getirtilip, görevden ayrıldığını iddia ettiği tarihten sonra imza yetkisini kullanarak şirket adına tasarrufta bulunup bulunmadığı araştırılmadan sigorta kayıtlarına göre iş akdinin sona erdiği tarihin temsil ve ilzam yetkisinin sona erdiği tarih olarak kabulünün hatalı olduğu ortadadır. Davacının müdürlük görev ve yetkilerinden istifasının 506 sayılı yasanın 80. Maddesindeki borçtan sorumluluğu ortadan kaldıran “haklı sebepler” kavramı içinde bulunduğu ve bu nedenle istifa tarihinden sonra doğan borçlardan sorumlu olmayacağı açıktır. Davacının 10.01.2004 tarihine kadar temsil ve ilzam görevinin devam ettiğinin belirlenmesi durumunda da, 2003 yılı 12 ay ile 2004 yılı 1, 2, 3, 4. aylarına ait prim ve işsizlik sigorta primlerinden sorumlu tutulması hatalıdır....

        Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Davacı yanın davada talep ettikleri şirketin bugünkü malvarlığının tespiti dışındaki taleplerinin haklı bir nedeni, kanuni dayanağı olmadığını, dava açmalarının gereksiz olduğunu, açılan davada hukuki yararlarının olmadığını, T9 ve Ticaret Sanayi Limited Şirketinin Amasya Ticaret Siciline 1346 numara ile tescilli olduğunu, son sermayesinin 200.000 hisseye ayrılmış 5.000.000 TL olduğunu, taraflara murislerden intikal etmiş bir işletme olduğunu, %50 payın yani 100.000 hissenin T6'a ve diğer %50 hissenin Hasan Oğraş'a ait olan bir aile şirketi olduğunu, şirketin yönetiminin şirket ortaklarının Hasan Oğraş ve T6'ın oybirliği ile aldıkları karar gereği ayrı ayrı şirket müdürü ve temsilcisi olarak 05/03/2009 tarihinden itibaren 20 yıl süreli olarak temsilci ve müdür sıfatıyla ayrı ayrı yetkilendirildiğini, ortak Hasan Oğraş'ın 03/11/2012 tarihinde vefatı üzerine müdürlüğünün ve temsilciliğinin sona erdiğini, T6'ın temsil ve müdürlük görevinin 05/03/2029...

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/873-2010/614 sayılı kararı ile şirketin fesih ve tasfiye talebinin reddedildiğini, davacının müdürlük görevinden azline karar verildiğini, kayyımın görevinin de 2009 yılında Yargıtay bozma kararı ile sona erdiğini, şirketin organsız kaldığını, ayrıca şirketin uzun yıllar süren davalar nedeniyle gayrı faal olduğunu, faaliyet konusunda çalışmasının imkansız hale geldiğini ileri sürerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 2003 yılındaki kooperatif yöneticileri tarafından imzalanan 30.06.2003 tarihli belge ile davacının geçmiş dönem alacağının 20.000,00 TL olarak belirlendiği, ayrıca 1.700,00 TL de müdür maaşı ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalı kooperatif tarafından davacıya müdürlük maaşının ödendiği hususu iddia edilmediğinden, davacının 20.000,00 TL önceki dönem alacağı ve 11.446,67 TL müdürlük maaşı alacağı olmak üzere kooperatiften toplam 31.446,67 TL alacaklı olduğu, bu alacağının kooperatife olan aidat borçlarından mahsup edilmesi gerektiği, davacının hesaplanan muaccel alacağının, borcundan fazla olduğu hususu da dikkate alındığında çıkartılan ihtarların gerçek borcu yansıtmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 07.12.2007 tarih ve 27 sayılı ihraç kararının iptaline karar verilmiştir....

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 2003 yılındaki kooperatif yöneticileri tarafından imzalanan 30.06.2003 tarihli belge ile davacının geçmiş dönem alacağının 20.000,00 TL olarak belirlendiği, ayrıca 1.700,00 TL de müdür maaşı ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalı kooperatif tarafından davacıya müdürlük maaşının ödendiği hususu iddia edilmediğinden, davacının 20.000,00 TL önceki dönem alacağı ve 11.446,67 TL müdürlük maaşı alacağı olmak üzere kooperatiften toplam 31.446,67 TL alacaklı olduğu, bu alacağının kooperatife olan aidat borçlarından mahsup edilmesi gerektiği, davacının hesaplanan muaccel alacağının, borcundan fazla olduğu hususu da dikkate alındığında çıkartılan ihtarların gerçek borcu yansıtmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 07.12.2007 tarih ve 27 sayılı ihraç kararının iptaline karar verilmiştir....

              ın şirkette tek ortak gibi hareket etmeye başladığını ve diğer ortakları hiçe saydığını, davacının müteveffa babası ...'ın mirasçısı olarak şirketin ortağı olduğunu ve defalarca yetkili müdür ...'dan şirketin mali bilgilerini ve mali tablosunu talep etmesine rağmen söz konusu bilgileri vermekten imtina ettiğini, gelinen noktada şüpheli ...'...

                Aliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/1257 E sayılı dosyası ile devam etmekte olduğunu, davalı ile yapılan 9.12.2009 tarihli toplantıda davaları takip etmemesinin istendiğini, üzerinde bulunan avans miktarı arasında ücret ve masraf alacağından dolayı hapis hakkının olduğunu, davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalı adına takip edilen dosya nedeniyle yapılan masraf ve hak edilen vekalet ücreti alacağına ilişkin olduğunu, azil tarihi olan 9.12.2009 tarihindeki taşınmazların değerinin bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek davaya esas değerin belirleneceğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemişler, 17.12.2013 tarihli dilekçe ile davayı alacak davası olarak ıslah ettiklerini, 3.132.108,40 TL'nin azil tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                  Aliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/1257 E sayılı dosyası ile devam etmekte olduğunu, davalı ile yapılan 9.12.2009 tarihli toplantıda davaları takip etmemesinin istendiğini, üzerinde bulunan avans miktarı arasında ücret ve masraf alacağından dolayı hapis hakkının olduğunu, davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalı adına takip edilen dosya nedeniyle yapılan masraf ve hak edilen vekalet ücreti alacağına ilişkin olduğunu, azil tarihi olan 9.12.2009 tarihindeki taşınmazların değerinin bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek davaya esas değerin belirleneceğini ileri sürerek; itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemişler, 17.12.2013 tarihli dilekçe ile davayı alacak davası olarak ıslah ettiklerini, 740.193,00TL'nin azil tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu