"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.09.2013 Salı günü davalı ... vekili Av. ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili müvekkilinin davalı... Ltd. Şti.den olan alacağı nedeniyle hakkında icra takibi yaptıklarını, alacağı tahsil edemediklerini, ancak borçlu şirketin muvazaalı olarak diğer davalıya senet verdiğini ve icra takibi yaptırdığını öne sürerek muvazaalı icra takip dosyasının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Şirket vekili, diğer davalıya borçları olmadığını bildirmiş, diğer davalı ise davanın reddini savunmuştur....
Davalı T4 vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı borçlu arasında muvazaalı icra takibi başlatıldığına dair davacı tarafça herhangi bir belge veya delil ibraz edilmediğini, kanunda kıymetli evrakların sebepten mücerret olduğunun düzenlendiğini, davalı adına başka icra takibinin bulunduğunu, müvekkilinin başlattığı icra takibinin iptal edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin davalıya parayı elden verdiğini, davalı borçlu hakkında kesinleşen bir çok icra takibinin bulunduğunu, müvekkilinin davalı borçlunun banka hesabına bu meblağı göndermesi paranın mevcut borçlara gidebileceğinin göstergesi olduğunu, davalının iş kurmak adına müvekkilinden bu parayı aldığını, borç ilişkisinin olduğuna dair tanıkların mahkeme huzurunda dinlendiğini, davacının muvazaa iddiasını ispatlayamamasına rağmen mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Yapı Kooperatifdeki hisselerinin diğer davalının usulsüz başkalarına devri ile genel kurul kararının iptali için dava açtığını, bu davada ... Mahallesi ... ada, ... parsel sayılı taşınmaza ihtiyati tedbir konulduğunu, usulsüz hisse devri yapıldığını, davalı ...'in kooperatif aleyhine muvazaalı icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, kooperatif adına kayıtlı gayrımenkulün icra kanalı ile satışa çıkarıldığını, alacağa mahsuben davalı ... tarafından alındığını, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğu beyan edilerek ihalenin feshine, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıların dosyada cevap dilekçesi bulunmamaktadır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; görevsizliğine karar verilmiş olup, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2006/469 sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığını, dava dışı ...'nün ise aynı icra müdürlüğünün 2006/546 sayılı dosyasında aynı borçlular aleyhine muvazaalı şekilde 08.02.2006 tarihinde ihtiyati hacze dayanarak icra takibi yaptığını, her iki dosyadan borçlulara çıkan ödeme emirlerinin kendi dosyaları yönünden PTT görevlisinin ihmali sonucu diğer dosyadaki tebligatlardan sonra yapıldığını, dolayısıyla muvazaalı alacağa ilişkin 2006/546 sayılı dosyasının takibinin daha önce kesinleştirildiğini ve alacağın ...'a temlik edildiğini, sıra cetveli düzenlenirken kendi dosyalarının öne geçirildiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptali ile muvazaalı olan davalının alacağının kendi icra takip dosyalarından sonraya bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili davalı ...’nun müvekkillerine olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile diğer davalıya muvazaalı olarak borçlanarak hakkında icra takibi yaptırdığını öne sürerek yapılan takibin iptalini talep etmiştir. Davalılar cevap vermemişlerdir. Mahkemece borçlanmanın ve icra takibinin muvazaalı olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla lehdarı kardeşi davalı ... olan ve onun tarafından da davalı ...'a ciro edilen 2.1.2010 tanzim 28.1.2010-30.4.2010 tarihleri arasındaki vadeleri içeren yedi adet bono karşılığı 359.000 TL borçlandığını, anılan senetlerin davalı ... tarafından İcra Müdürlüğünün 2010/5186 sayılı dosyası ile takibe konduğunu, anılan senetlerin muvazaalı olduğunu belirterek dava konusu muvazaalı senetlerin ve bu senetlere dayalı icra takibinin Borçlar Kanununun 18 maddesi gereğince iptaline, taraflar arasında borcun olmadığının tespitine, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan muvazaalı işlemler nedeniyle başlatılan icra takibinin iptali istemli davasında, davalılar arasında yapılan işlemlerin muvazaalı olup olmadığı ile muvazaalı işlemler nedeniyle başlatılan icra takibinin iptal edilip edilmeyeceği ile aile konutu dolayısıyla kısıtlanacak işlemlerin sadece tasarrufi işlemler olup olmadığı ile muvazaalı işlemin kambiyo senedine dayalı olmasının aile konutu korumasından yararlanmasını engelleyip engellemeyeceğinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 645 ... maddesi, 687 nci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesi, 331 ... maddesi, 352 ... maddesi, 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi. 3....
Maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında icra takibinin kesinleşmiş olması ve alacaklının elinde kesin aciz veya geçici aciz vesikası bulunması gerekir. Somut olaya gelince; İİK.'nın 277 maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına yönelik kesinleşmiş icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, Mahkemece, icra takibinin başlangıç tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabul edilerek tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle TBK.'...
Davacı dava dilekçesinde davalı ile boşanma davaları olduğunu katılma alacağı için davalıya dava açtığını davalı üzerinde bulunan iki adet taşınmazı elinden çıkarma amaçlı olarak diğer davalı ile anlaşmalı olarak bono düzenleyerek Tokat İcra Müdürlüğünün 2022/9195E da takip yaptıklarını taşınmazların bu takibe istinaden satılacağını iddia ederek muvazaalı düzenlenen icra takibinin iptalini takibin durdurulmasını yada dosyaya girecek paranın alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini istemiştir. Dava TBK 19. Maddesine dayalı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Davacı tedbiren icra takibinin durdurulmasına istemişse de takip hukukuna ilişkin işlemlerin bu aşamada durdurulması mümkün olmadığından mahkemece bu yöne ilişkin tedbir isteminin reddine karar verilmesi doğrudur....
Somut uyuşmazlıkta; davalılar arasındaki alacak ilişkisinin, dolayısıyla icra takibinin muvazaalı olduğu talep edilmektedir. Bir başka deyişle, TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan işbu davanın konusunu, davacı ile davalı (borçlu) T3'ün evliliği esnasında alındığı ve edilinmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu iddia olunan taşınmazın, icra yoluyla satışına yol açacak icra takibinin bizatihi kendisi oluşturmaktadır. Davacı tarafça tasarrufun iptaline konu edilen icra takibinin devamı sonucunda, taşınmazın satılması kuvvetle muhtemeldir. Bunun gerçekleşmesi halinde, davacının hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacak ve telafisi imkansız zararlara uğrayacaktır. Buna göre, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi koşulları oluştuğundan, ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, yukarıda belirtildiği gerekçeyle reddedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar kabule şayan görülmüştür....