D)İSTİNAF NEDENLERİ: Dahili davalı T4 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açılan ve davalılar arasında yapılan bağış işleminin iptali istemine ilişkin olduğunu, taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığını, tasarrufun iptali davası ile ancak bir alacağın tahsili için bir taşınmaza ihtiyati haciz şerhi işlenmesinin talep edilebileceğini, tasarrufun iptali davası ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescilinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, davanın bu haliyle ihtiyati tedbir için aranan yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiş, karar dahili davalı T4 vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/357 Esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı kaldırılarak davacının tedbir talebinin kabulü ile Kayseri 7. İcra Müdürlüğünün 2018/8099 Esas sayılı takip dosyasında takibin durdurulmasına yönelik olarak ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup, HMK'nın 397/2.maddesi yönünde verilen bu ihtiyati tedbirin aksi yönünde bir karar verilmediğinden söz konusu tedbir kararı nihai kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğinden ve tedbir kararı halen geçerli bulunduğundan davacı yanın yeniden ihtiyati tedbir verilmesine ilişkin talebine bu nedenle itibar edilmemiştir. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
HMK'nın 355.maddesi gereğince, kamu düzeni ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine dayanmaktadır. İhtiyati tedbir, HMK'nın 389. maddesinde düzenlenmiş olup, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre ihtiyati tedbir kararı ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir. Gerek İİK'nın 277 ve devamı maddeleri, gerekse TBK'nın 19. maddesi kapsamında açılan tasarrufun iptali davaları ise tasarrufun aynına ilişkin olmayıp alacağın tahsiline yönelik, şahsi nitelikte davalardır....
İlk derece mahkemesince, dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerine tedbir konulması talebi kabul edilmiş, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine, karar verilmiştir. Davalı vekili bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur....
e sattığını tasarrufun muvazaa nedeniyli iptali ile taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebine dayanak delil sunmadığı ihtiyati haciz için ise davacının alacağının olup olmadığı belli olmadığı muaccel bir alacaktan söz edilemeyeceğinden bahisle davacının talebi reddedilmiş ve bu karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı alacağının netleşmemiş bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 2547 sayılı Yasanın 56/b maddesi gereğince davacı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, 16/02/2016 tarihinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bu hüküm uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için, tedbir konulması talep edilen mal ya da hakkın uyuşmazlık konusu olması gerekir. Somut olayda dava, para alacağına yönelik olup dava konusu edilmeyen malvarlığı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olması yasal düzenlemeye uygun düşmemektedir....
Muvazaa nedeniyle açılmış bulunan davanın kanuni dayanağının BK'nun 19.maddesi olduğundan, davacının boşanma davası açtığı eşi ... ile diğer davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaa işleminin davacı yönünden haksız eylem niteliğinde bulunduğuna göre uyuşmazlığın çözüm yerinin dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olduğu, dava Asliye Ticaret Mahkemesine açılmış olduğundan, 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve BK’nun 19.maddesine göre açılan davaların Asliye Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden, 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisi olup, somut olayda da dava bu tarihten sonra 08.04.2016 tarihinde açıldığından mahkemece davanın görev nedeni ile reddi ile dosyanın Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken...
nın temyizi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10/12/2019 tarihli ve 2017/982 E, 2019/1334 K sayılı kararıyla; uyuşmazlıkta muvazaa iddiası, muvazaalı işlemin taraflarından biri tarafından ileri sürüldüğünden ve taraflar arasında yazılı kira sözleşmesi düzenlendiğinden 1086 sayılı HUMK’nın 287. maddesi (6100 sayılı HMK m. 201) uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldırmak veya azaltmak üzere yapılmış hukuki işlemlerin yine senetle ispatlanması gerektiği, davacının muvazaa iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, davacı muvazaa iddiasını yazılı bir belge ile kanıtlayamamış ise de, açıkça yemin deliline dayandığı, mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanması amacıyla davalı ...’ya yemin teklif etme hakkının bulunduğu davacıya hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur....
Mahkemece 11/01/2023 tarihinde verilen ara kararıyla; dava konusu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar vermiştir. Davalı T6 vekili ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddine karar verilmesini ve verilen tedbir kararına itiraz ederek kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı T4 ve T3 vekili ilk derece mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın reddine karar verilmesini ve verilen tedbir kararına itiraz ederek kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu yasal düzenlemeye ve yukarıdaki açıklamalara göre ihtiyati tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında verilmesi mümkün olup, davanın konusunu oluşturmayan hususların anılan madde kapsamında ihtiyati tedbir kararına konu olması mümkün değildir. İhtiyati haciz ise İİK'nun 281/2 maddesinde ayrıca ve açıkça düzenlenmiştir. Somut olayda, üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilen taşınmazın mülkiyeti husunda ihtilaf bulunmayıp, alacak para alacağına ilişkindir. Bu nedenle mahkemece uyuşmazlık konusu olmayan taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasına yönelik talebin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık tespit edilemediğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1- b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki biçimde hüküm tesis edilmiştir....