"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL VEYA TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan ...’nun 3131 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü S.S. köyüm Yapı Kooperatifinde üye olduğu dönemde üyelik devri suretiyle babası davalıya temlik ettiğini, kooperatife aidat ve diğer tüm ödemeleri murisin yaptığını, miras bırakanın satış ihtiyacı bulunmadığını, satışın gerçek olmadığını, ölene kadar taşınmazı murisin kullandığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı taktirde miras payına isabet eden değerin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vasisi, kooperatif hisse devrinin yıllar önce yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafın davalı tarafından hisse devrine ilişkin sunulan belgelere karşı imza inkarında bulunmuş ise de dava dilekçesinde davalılarla imzalanan hisse devri sözleşmesinin bedel alınmadan muvazaalı olarak yapıldığını belirtmesi nedeniyle imzaya ilişkin itirazının yerinde olmadığı, davalı ... ile davacı arasındaki hisse devrine ilişkin sözleşme ibraz edilemese de davanın muvazaalı yapılan hisse devrinin iptali olduğu, davalı tarafça sözleşmenin yapılmadığına dair bir itirazda bulunulmadığı, davacının hisse devrine ilişkin sözleşmede taraf olduğu ve kendi muvazaasına dayandığı, yazılı sözleşmeye karşı muvazaa iddiasının, ancak yazılı delille kanıtlanabileceği, 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen davada; Davacı, muris Efsal Arslanoğlu'nun ½ oranında hisse sahibi olduğu Arslanoğlu Kollektif Şirketindeki dava dışı diğer ½ oranında hisse sahibi olan ... Arslanoğlu'nun hissesinin murisin malvarlığı kullanılarak davalıya devredildiğini,bu şirketin feshedilip malvarlığı kullanılmak suretiyle davacının 795/800 oranında hisse sahibi olduğu Arslanoğlu Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Pazarlama İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketinin kurulduğunu ileri sürerek, asıl davada adı geçen şirketin mal kaçırmak amacıyla kurulduğunun tespitini ve birleşen davada ise Arslanoğlu Kollektif Şirketinde ... Arslanoğlu'na ait hissenin devrinin muvazaalı olduğunun tespitini istemiştir. Davalı, kesinleşen tenkis ilamı nedeniyle muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini öne sürerek davanın reddini savunmuştur....
Kişilere devri engelleyici nitelikte ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, yapılan hisse devrinin geçersizliğine ve iptaline, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde hisse devrinin muvazaa sebebi ile iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; eşlerin birbirinden mal rejimi kapsamında yalnızca alacak hakkı talep edebileceğini, ayni bir hak talep edemeyeceklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen bir mal, kimin adına tescilli ise onun adına tescilli kalmaya devam edeceğini, diğer eşin yalnızca edinilmiş mal ile ilgili "alacak" talebinde bulunabileceğini, davacının muvazaalı devir iddiası ile hisse devri iptali talep edebilecek hukuki bir sıfatının söz konusu olmadığını, edinilmiş mallara katılma rejiminde ayni hak talebinin söz konusu olamayacağını, ortak kullanılan ev olarak bahsi geçen mülkün müvekkili tarafından evlilik birliğinden önce tarihte alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, hisse devrinin önlenmesi ve pay devri koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti talebine ilişkindir....
Davalılar vekili, hisse devrinde muvazaa olmadığını, hisselerin gerçek değeri üzerinden bedeli de ödenerek devir gerçekleştirildiğini, müvekkilinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak gibi bir amacının bulunmadığını, hisse devrinden sonra yapılan yatırımlar nedeniyle kıymet artışı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, miras bırakanın ekonomik durumu itibariyle varlıklı olduğu, şirket hisselerini satmaya ihtiyacı olmadığı, geçimini fazlasıyla sağlayacak gelirlerinin bulunduğu, dava konusu şirket hisselerinin gerçek değerleri ile muvazaalı olduğu iddia edilen hisse satış bedeli arasında aşırı oransızlık bulunduğu gibi davalının satış bedelini ödeme savunmasını da yazılı herhangi bir delile dayandıramadığı, murisin devir tarihi ve öncesinde hasta olmadığı ve bakıma ihtiyacı bulunmadığı bu nedenle murisin hisse devir işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, muris ... davalı ...'a ... ....
ün edimini yerine getirmediği, ilk arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden ve ek sözleşmeden itibaren çok uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen taşınmaz üzerinde sözleşmelere göre yapılmış herhangi bir yapı bulunmadığı, davalı ......ın tapuda devrin gerçekleştiği tarih itibariyle yaşlı bulunduğu, hakkında alınmış bir sağlık raporu bulunmadığı ve okuma yazma bilmediği anlaşılmakla tapu hisse devrinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir....
ın hisse devrinin hile nedenine dayalı olarak iptalinin talep edildiği; ancak tüm dosya kapsamı ve sunulan delillerle davacının bu yöndeki iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. B....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; iptali istenen hisse devrinin 02/02/2016 tarihinde gerçekleştiğini dava tarihi olan 01/07/2021 tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen sözleşmenin dava konusu hisse devrinden oldukça sonraki bir tarih olduğunu, bu nedenle tasarrufun iptalinin talep olunamayacağını, davacı tarafından davalı T4'a 130.000,00- TL ödendiğini, ödemenin iadesi konusunda ne dava dışı şirket, ne de davalı Onur Kılıç'ın hiçbir sorumluluğu olmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ''....Dava tasarrufun muvazaa nedeniyle iptali ile borçlu olunduğunun tespiti davasıdır. Davacı tarafa iptali istenen tasarrufla ilgili davasını İİK 277 ye mi TBK 19 a mı dayandırdığı noktasında açıklama yapması istenmiş olunup,davacı taraf 26.04.2022 tarihli beyanında İİK 277 ye davasını dayandırdığını açıklamıştır....
Şti'nin 12.09.2006 tarihli ortaklar kurulu kararı ile hisse devrine, 14.09.2006 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de sermaye artırımına karar verildiği ancak, gerek hisse devrinin gerekse de sermaye artırımın pay defterine işlenmemesi nedeniyle devir ve sermaye artırımı işlemlerinin geçersiz olduğu iddiasıyla anılan işlemlerin iptali istemiyle dava açılmıştır. Mahkemece yargılama sırasında davacıdan talebini açıklaması istenilmiş, davacı da işbu davadaki talebinin; ''tarafına yapılan hisse devrinin yasa ve ana sözleşmede yazılı ortaklar kurulunda kabul edilip, pay defterine kaydının yapılıp yapılmadığının tespiti ile hisse devrinin geçerli olmadığına karar verilmesi'' istemi olduğunu beyan etmiş olup, mahkemece ise, davacının sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptalini talep ettiği belirtilerek ve bu hususta gerekçe yazılmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir....