Dava, dava konusu taşınmazda davalı T9 hissesinin diğer davalı T8 ölünceye kadar bakma akdi ile yapılan devrinin, davacının ön alım hakkına engel olmak amacıyla muvazaalı yapıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olup, yargılama sırasında ön alım hakkına ilişkin davanın dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydının yapıldığı, eldeki davanın muvazaa nedeniyle (Genel Muvazaa) tapu iptali ve tescil talebine ilişkin olduğu, ilk derece mahkemesince davalı T9 ile T8 arasındaki yapılan ölünceye kadar bakma akdinin muvazaalı olduğu iddiasıyla davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla; Bu durumda Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 25.06.2020 tarih ve 564 sayılı kararı ile düzenlenen Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünün 3. Hukuk Dairesinin görevlerini belirleyen 11....
Mahkemece; dava konusunun limited şirket hisse devri olup, bu hisselerin devrinin ne şekilde yapılması gerektiği, taraflar arasında yapılan hisse devrinin geçerli olup olmadığı, muvazaa nedeniyle iptali gerekip gerekmediği hususlarının 6102 sayılı TTK'da düzenlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığının çözümünün TTK'daki düzenlemelere göre yapılacağı, bu anlamda taraflar arasındaki uyuşmazlığın mahiyeti itibariyle, TTK.nun 4/a md.si hükmüne göre mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, bu nedenle davaya Asliye Ticaret Mahkemelerinde bakılması gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, HMK 114 ve 115. maddeleri gereğince davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine karar verilmiş, karara karşı davalı T3 vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul BAM 8....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın mutlak ticari olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, davada, muristen intikal eden hisselerin devrinin muvazaalı olup olmadığının araştırılması gerektiği, tarafların tacir olmadığı, ihtilafın da tarafların ticari işletmeleri ile ilgili de bulunmadığı, bu nedenle davanın TTK 4.maddesine göre ticari dava olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE :Dava, muris muvazaası nedeniyle şirket hisse devrinin iptali ile miras payı oranında tescili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabileceği, böyle bir iddia karşısında aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçların saptanması olduğu, davacı boşanma davası ve şahsi hakkına dayanarak açılan mal rejimi tasfiyesi ile edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açtığı, yönetim kurulu kararının iptali ile davalı eşe dönecek hisse senetlerinden alacağını temin etme imkanı olacağından davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir....
in hisselerinin ... dışındaki diğer pay sahiplerinin paylarının toplamından daha yüksek adede ulaştığı, yönetim kurulunun 95.166.686 olumsuz oya karşılık 116.816.686 olumlu oyla ibra edildiği, dava dışı şirketin ....06.2009 tarihli Genel Kurul Toplantısı'ndan önceki ve sonraki pay dağılımı dikkate alındığında davalılar arasında yapılan hisse devrinin ibrayı sağlamaya yönelik olduğu, hisse devri karşılığı bedel ödendiğini gösteren delil bulunmadığı, davalı ... Özköşger'in beyanı doğrultusunda davalılar arasındaki hisse devrinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davalılar arasında yapılan 06.02.2009 tarihli Surtel Kablo Sanayi A.Ş.'nin hisse devir işleminin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... temyiz etmiştir. 6762 sayılı ...'nın 361. maddesi uyarınca “rey hakkına mütedair tahditlerden birini tesirsiz bırakmak maksadiyle hisse senetlerinin, umumi heyette rey hakkını kullanmak üzere başkasına verilmesi caiz değildir.”...
Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19 maddesi ile genel muvazaa düzenlenmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19.maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılabileceği, yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Şirket hisselerinin devri yönünden TBK'nın 19.maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davacı şirket payının devrinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muris muvazaası nedeni ile iptal talebinde bulunduğunu beyan etmiş, TBK'nın 19.maddesindeki muvazaa kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla talepte bulunmuştur....
Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19 maddesi ile genel muvazaa düzenlenmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19.maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılabileceği, yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Şirket hisselerinin devri yönünden TBK'nın 19.maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davacı şirket payının devrinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muris muvazaası nedeni ile iptal talebinde bulunduğunu beyan etmiş, TBK'nın 19.maddesindeki muvazaa kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla talepte bulunmuştur....
Davalılar, dava konusu şirketlerin davalı ...’nın babasına ait olduğunu, hisse devrinin muvazaalı olmayıp akrabalar arasında ve gerçekte hissenin asıl sahibine iadesi amacıyla yapılmış olduğunu, ...’nın hisse devirlerinin hisselerin iadesine yönelik olduğunu ve devrin davacının kendisini aldattığı tarihten bir yıl önce yapıldığını, dava konusu şirketin babası ...’ın adını taşıyan (...) ve kuruluşundan beri kardeşler tarafından işletilen bir aile şirketi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bila bedel yapılan hisse devrinin muvazaalı olduğunun usulünce ispatlanamadığı, öte yandan davacının mal rejimi davası yönünden hisse değerlerini yargılama konusu yapabileceği, bu davada hisse devrinin iptalini talep etmekte hukuki yararının dahi bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Yapılan yargılama neticesinde özetle "DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; A)Davacının araç bedeline yönelik talebinin KABULÜ ile taleple bağlı kalınarak 85.000- TL'nin davalılardan Zekeriye Turan'dan tahsili ile davacıya verilmesine, B)Davacının hisse devrinin iptali ile davacı adına tescili ile şirket adına kayıtlı malvarlığı değerlerine dair alacak talebinin REDDİNE, C)Davacının tapu iptali ve tescil talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir....
Dava muvazaa nedeni ile hisse devrinin iptali ile adlarına tescili, dağıtılan kar paylarının tahsili et malvarlığından çıkarılan malların parasal değerlerinin şirkete ödenmesi talebidir. Buna göre, hisse devri iptali ile şirket yöneticisinin sorumluluğu davası bir arada açılmıştır. Her iki dava birbirinden bağımsız dava olup, mevcut davada dava yığılması vardır. Davacıların, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepleri için iddialarını yaklaşık ispata yeter derecede delil sunmaları gerekir. Mevcut davada gerek muvazaalı işlem ve gerekse sorumluluk davası yönünden yaklaşık ispat için herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince verilen red kararı yerinde olduğundan, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....