Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabileceği, böyle bir iddia karşısında aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçların saptanması olduğu, davacı boşanma davası ve şahsi hakkına dayanarak açılan mal rejimi tasfiyesi ile edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açtığı, yönetim kurulu kararının iptali ile davalı eşe dönecek hisse senetlerinden alacağını temin etme imkanı olacağından davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir....

    in hisselerinin ... dışındaki diğer pay sahiplerinin paylarının toplamından daha yüksek adede ulaştığı, yönetim kurulunun 95.166.686 olumsuz oya karşılık 116.816.686 olumlu oyla ibra edildiği, dava dışı şirketin ....06.2009 tarihli Genel Kurul Toplantısı'ndan önceki ve sonraki pay dağılımı dikkate alındığında davalılar arasında yapılan hisse devrinin ibrayı sağlamaya yönelik olduğu, hisse devri karşılığı bedel ödendiğini gösteren delil bulunmadığı, davalı ... Özköşger'in beyanı doğrultusunda davalılar arasındaki hisse devrinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davalılar arasında yapılan 06.02.2009 tarihli Surtel Kablo Sanayi A.Ş.'nin hisse devir işleminin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... temyiz etmiştir. 6762 sayılı ...'nın 361. maddesi uyarınca “rey hakkına mütedair tahditlerden birini tesirsiz bırakmak maksadiyle hisse senetlerinin, umumi heyette rey hakkını kullanmak üzere başkasına verilmesi caiz değildir.”...

      Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19 maddesi ile genel muvazaa düzenlenmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19.maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılabileceği, yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Şirket hisselerinin devri yönünden TBK'nın 19.maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davacı şirket payının devrinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muris muvazaası nedeni ile iptal talebinde bulunduğunu beyan etmiş, TBK'nın 19.maddesindeki muvazaa kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla talepte bulunmuştur....

      Ancak, böyle hallerde genel muvazaa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6098 sayılı TBK'nın 19 maddesi ile genel muvazaa düzenlenmiştir. Mirasçı sözleşmenin tarafı olmadığından sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığı iddiası her türlü delille kanıtlanabilir. Özellikle, resmi sicillere bağlı tutulan malların muvazaalı devrinde TBK'nın 19.maddesinin uygulanabileceği ve muvazaa iddiasının araştırılabileceği, yasal ve yargısal uygulama gereğidir. Şirket hisselerinin devri yönünden TBK'nın 19.maddesi kapsamında değerlendirme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Davacı şirket payının devrinin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ve muris muvazaası nedeni ile iptal talebinde bulunduğunu beyan etmiş, TBK'nın 19.maddesindeki muvazaa kapsamında değerlendirme yapılması gerektiğini beyanla talepte bulunmuştur....

        Davalılar, dava konusu şirketlerin davalı ...’nın babasına ait olduğunu, hisse devrinin muvazaalı olmayıp akrabalar arasında ve gerçekte hissenin asıl sahibine iadesi amacıyla yapılmış olduğunu, ...’nın hisse devirlerinin hisselerin iadesine yönelik olduğunu ve devrin davacının kendisini aldattığı tarihten bir yıl önce yapıldığını, dava konusu şirketin babası ...’ın adını taşıyan (...) ve kuruluşundan beri kardeşler tarafından işletilen bir aile şirketi olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, bila bedel yapılan hisse devrinin muvazaalı olduğunun usulünce ispatlanamadığı, öte yandan davacının mal rejimi davası yönünden hisse değerlerini yargılama konusu yapabileceği, bu davada hisse devrinin iptalini talep etmekte hukuki yararının dahi bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Yapılan yargılama neticesinde özetle "DAVANIN KISMEN KABULÜ ile; A)Davacının araç bedeline yönelik talebinin KABULÜ ile taleple bağlı kalınarak 85.000- TL'nin davalılardan Zekeriye Turan'dan tahsili ile davacıya verilmesine, B)Davacının hisse devrinin iptali ile davacı adına tescili ile şirket adına kayıtlı malvarlığı değerlerine dair alacak talebinin REDDİNE, C)Davacının tapu iptali ve tescil talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir....

          Dava muvazaa nedeni ile hisse devrinin iptali ile adlarına tescili, dağıtılan kar paylarının tahsili et malvarlığından çıkarılan malların parasal değerlerinin şirkete ödenmesi talebidir. Buna göre, hisse devri iptali ile şirket yöneticisinin sorumluluğu davası bir arada açılmıştır. Her iki dava birbirinden bağımsız dava olup, mevcut davada dava yığılması vardır. Davacıların, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepleri için iddialarını yaklaşık ispata yeter derecede delil sunmaları gerekir. Mevcut davada gerek muvazaalı işlem ve gerekse sorumluluk davası yönünden yaklaşık ispat için herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince verilen red kararı yerinde olduğundan, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL VEYA TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan ...’nun 3131 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü S.S. köyüm Yapı Kooperatifinde üye olduğu dönemde üyelik devri suretiyle babası davalıya temlik ettiğini, kooperatife aidat ve diğer tüm ödemeleri murisin yaptığını, miras bırakanın satış ihtiyacı bulunmadığını, satışın gerçek olmadığını, ölene kadar taşınmazı murisin kullandığını ileri sürerek muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı taktirde miras payına isabet eden değerin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vasisi, kooperatif hisse devrinin yıllar önce yapıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİT Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen davada; Davacı, muris Efsal Arslanoğlu'nun ½ oranında hisse sahibi olduğu Arslanoğlu Kollektif Şirketindeki dava dışı diğer ½ oranında hisse sahibi olan ... Arslanoğlu'nun hissesinin murisin malvarlığı kullanılarak davalıya devredildiğini,bu şirketin feshedilip malvarlığı kullanılmak suretiyle davacının 795/800 oranında hisse sahibi olduğu Arslanoğlu Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Pazarlama İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketinin kurulduğunu ileri sürerek, asıl davada adı geçen şirketin mal kaçırmak amacıyla kurulduğunun tespitini ve birleşen davada ise Arslanoğlu Kollektif Şirketinde ... Arslanoğlu'na ait hissenin devrinin muvazaalı olduğunun tespitini istemiştir. Davalı, kesinleşen tenkis ilamı nedeniyle muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini öne sürerek davanın reddini savunmuştur....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı tarafın davalı tarafından hisse devrine ilişkin sunulan belgelere karşı imza inkarında bulunmuş ise de dava dilekçesinde davalılarla imzalanan hisse devri sözleşmesinin bedel alınmadan muvazaalı olarak yapıldığını belirtmesi nedeniyle imzaya ilişkin itirazının yerinde olmadığı, davalı ... ile davacı arasındaki hisse devrine ilişkin sözleşme ibraz edilemese de davanın muvazaalı yapılan hisse devrinin iptali olduğu, davalı tarafça sözleşmenin yapılmadığına dair bir itirazda bulunulmadığı, davacının hisse devrine ilişkin sözleşmede taraf olduğu ve kendi muvazaasına dayandığı, yazılı sözleşmeye karşı muvazaa iddiasının, ancak yazılı delille kanıtlanabileceği, 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu