Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı gün imzalanan hisse devir sözleşmesinde ise açıkca hisse devrinin "mal rejimine ilişkin hükümler çerçevesinde yapılan paylaşım” mukabili olduğu belirtilmiştir. Yani bu sözleşmede, TMK’nın 226/2. md. gereğince eşlere verilen yetki dahilinde tasfiye amacıyla yapılmıştır. Muvazaa, tarafların gerçekte yapmak istemedikleri bir sözleşmeyi 3. kişileri aldatmak amacıyla yapmış gibi görünmeleri, aralarında sözleşmenin gerçekte hüküm ifade etmeyeceği hususunda anlaşmalarıdır. Yani, bir sözleşme 3. kişileri zor duruma sokmak onlara karşı bazı haklar kazanmak aleyhlerine olan bazı durumları aşabilmek amacıyla yapılmış olabilir. Ancak yapanlar, bu işlemin gerçekten sonuç doğurmasını, hüküm ifade etmesini istemişler ise ortada muvazaa yoktur. Muvazaa, ancak ve ancak tarafların geçerli olmamak üzere yapılması, kendi aralarında hüküm ifade etmeyeceğini kararlaştırmaları halinde vardır ve bu husus ispat edilmelidir. Ne var ki dosyada bu yönde hiçbir delil bulunmamaktadır....

    kararı verilmesine, daha önce şirket aleyhine yapılan işlemler dikkate alınarak müvekkilinin şirkete kayyım atanmasına, aksi halde muvazaalı devir edilen paylara kayyım atanmasına, muris tarafından davalıya devir edilen paylara ilişkin hisse devir sözleşmesinin şekil, ehliyet, muvazaa bakımından geçersizliğinin tespiti ile miras payı oranında müvekkili adına tesciline, olmadığı takdirde TMK'nın 669/2.maddesi gereğince miras payı veya saklı pay oranındaki hisselerin müvekkiline iadesine veya güncel bedelinin ödenmesine, olmadığı takdirde hisse devrinin tenkisine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    e gerçek değerinin çok altında devredildiğini, davacıya ödeme dahi yapılmadığını, vekalet yetkisinin ve tüm devir işlemlerinin müvekkilinin zararına kullanıldığını, müvekkilinin payına düşen hisselerin gerçek değerinin 3.500.000,00 TL olduğunu, vekaletin kötüye kullanılması ve muvazalı devir nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davalıların yapılan işlemlerde çıkar birliği içerisinde ortak hareket ettiklerini ileri sürerek, dava konusu 240 adet hisse devir işlemlerinin muvazaa ve vekaletin köyü kullanılması nedeni ile iptali ile müvekkili adına tespiti ile tesciline, buna karar verilmediği takdirde şimdilik devredilen hisselerin bedeli olan 10.000,00 TL nin devir tarihinden itibaren en yüksek faiz oranı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş,ıslah dilekçesi ile istemini 3.500.000 TL'ye yükseltmiştir. Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuştur....

      Noterliğinin 21/06/2006 tarih ve 19493 yevmiye sayılı resmi senet ile, şirketin diğer ortağı davalı üçüncü kişi T10'a devredildiğinden bahisle yapılan hisse devrinin, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlem olduğundan bahisle, davalılar arasında yapılan hisse devir işleminin iptali ile, davalı-borçlu T4 adına tescili istemiyle eldeki dava açılmıştır. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibariyle, TBK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK'nun 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....

      DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) DAVA TARİHİ : 15/09/2021 KARAR TARİHİ : 28/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı tarafın Çanakkale de olan "..." adlı şirketin hisse devri için anlaştığını, müvekkilinin belirli aralıklarla davalı tarafa ödeme yaptığını, ancak davalı tarafın hisse devrini gerçekleştirmediğini, bu nedenle davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğini, hisse devri için verilen paranın geri verilmesi yönündeki çağrılara rağmen herhangi bir geri ödeme yapılmadığını, bu nedenle Ankara ......

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; hukuki niteliği itibariyle davalı---- hisselerinin diğer davalı ..---- devrinin geçersiz olduğu iddiasıyla açılan hisse devrinin iptali ve davacı adına tescili mümkün olmadığı takdirde hissenin değerinin tespiti ile davalılardan tahsili istemli alacak davasıdır....

          Asliye Hukuk Mahkemesince, " dava konusu Anonim şirket hisse devri olup, bu hisselerin devrinin ne şekilde yapıldığı ve yapılması gerektiği, muris ile diğer davalılar arasında yapılan hisse devrinin geçerli olup olmadığı, muvazaa nedeniyle iptalinin gerekip gerekmediği hususlarında 6102 sayılı TTK'daki ilgili hükümler de gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği, bu nedenle TTK'nın 4/1.a maddesi uyarınca davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Uyuşmazlığın kapsamını aşan şirket hisselerine de tedbir konulmasının mülkiyet hakkının ihlali olduğunu, davacının talebi miras hissesi doğrultusunda hisse devrinin iptali olup mirasçılık belgesi gereğince esasen 400 adet şirket hissesinin 100 adet üzerinde uyuşmazlık varken ihtiyati tedbirin kapsamının devre konu tüm hisse senetlerini kapsayacak şekilde geniş tutulması ve 300 adet şirket hissesinden müvekkilinin yararlanamamasının, kar payı almasının önlenmesinin kanunun ihtiyati tedbir ile sağlamaya çalıştığı korumanın sınırlarının genişletilmesini ve müvekkilinin zarara uğratılması sonucunu doğurduğunu, anayasa ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının da açıkça ihlali sonucunu doğurduğunu, ilk derece mahkemesi kararının bu yönden de ortadan kaldırılması gerektiğini, usul ve yasaya aykırı Kayseri 9. asliye hukuk mahkemesi' nin 06.10.2022 tarih ve 2022/35 e. sayılı ara kararının ortadan kaldırılmasını, müvekkiline ait hisse senetlerine konulan ihtiyati...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/246 KARAR NO : 2022/656 DAVA : Tapu İptali Ve Tescil ( Geçersizlik ve Muvazaa Nedenine Dayalı) DAVA TARİHİ : 17/05/2019 KARAR TARİHİ : 28/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil ( Geçersizlik ve Muvazaa Nedenine Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava dışı---- ile birlikte davalı --- ortakları olduklarını, ------ hali hazırda aslen davalı --- ait olan -------dava konusu---- yürüttüğünü,----- borcu bulunduğunu, bu yüzden hakkında başlatılan icra takibine itiraz üzerine --- esas sayılı dosyada dava açtıklarını, davanın kabulüne karar verildiğini, dosyanın--- aşamasında olduğunu, ------ gerçekleştirileceği taşınmazların ---işlemi öncesi davalı ---.adına tapuda kayıtlı olduğunu, aynı zamanda ---kapsamında kalan taşınmazların diğer malikleriyle de ---.tarafından...

              a şirket genel kurullarına katılması ve mutat işlerin halledilmesine yönelik olarak vekaletname verdiklerini, ancak müvekkillerine ait hisselerin davalı ... tarafından muvazaalı olarak devredildiğini, genel vekaletname ile yapılan hisse devir işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, hisse devirlerinin muvazaa nedeni ile iptaline ve kuruluş ana sözleşmesindeki %14 oranında hissedar sayılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, husumet ve zamanaşımı yönünden itirazlarda bulunarak, davanın usulden ve esastan reddini istemişlerdir. Mahkemece, dava konusu payların hisse senedine bağlanmaması ve şirkete karşı bir takım alacak hakları içermesi nedeniyle devir işleminin alacağın temliki hükümlerine göre yapılmasının gerektiği, somut olayda pay devrinin yazılı bir sözleşme ile yapılmayıp genel kurul kararı ile yapıldığı, bu açıdan pay devrinin şekil olarak geçersiz olduğu, diğer yandan payları genel kurul kararı ile devreden davalı ...'...

                UYAP Entegrasyonu