HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : İCRA TAKİBİNİN İPTALİ Yargıtaya Geliş Tarihi:18.02.2021 -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; TBK.' nin 19.maddesine dayalı muvazaa nedeniyle senedin ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 4.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 4.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
e yapılan devir işlemlerinin de temelindeki işlemin mutlak butlanla batıl olmasından mütevellit iptaline karar verilmesinin ve son olarak 01/02/2016 tarihinden önceki duruma dönülerek ticaret siciline %52 hissenin ..., %28 hissenin ... ve %20 hissenin ... adına ticaret kayıt ve tesciline karar verilmiş olmasının yerinde olduğu, yine, mahkemece; davacı tarafından, yargılamanın devamı sırasında başta terditli olarak açılan davada, şirket hisse bedellerinin ödenmesinin talep edilmiş olması karşısında hisse devirlerinin iptal edilmeden hisse devir bedellerinin ödenmeyeceği ve hisse devirlerinin devrine ilişkin genel kurul kararının da şekil şartının gerçekleşmemesi ve genel kurul altındaki imzanın davacıya ait olmadığının sabit olması nedeniyle mutlak butlan ile malul olduğunun tespit edilmiş olması nedeniyle hisse devirlerinin iptali yönünde karar verilmiş ve terditli diğer talep yönünden karar verilmemiş olmasında da herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
ın eşlerine yapılan pay devirlerinde kendi hisselerine düşen pay devirlerinden mahsubu şeklinde kurulan mahkeme hükmüne itiraz etmeyerek bu hisse devir işlemlerinden haberdar olan ve onay veren davacıların taraf olduğu işleme karşı muvazaa iddiası da dinlemeyeceğinden Mahkemece, davalı ...'ın davalı ...'ya hisse devrinde yapılan inançlı işlemin tanıkla da ispatlanamaması nedeniyle davalı ... ...'in davalı ...'a 2013 tarihindeki hisse devri ile ...'nın eşi davalı ... ile davacı ...'ın eşi ...'a 24.10.2005 tarihinde ki hisse devrininde muvazaalı olduğu iddiası ile davacıların talep ettiği pay oranlarını davacılar vekilinin 2018 tarihli dilekçesi nazara alınarak iptali ile davacı muris ... ve ... adına tesciline karar verilmesi doğru olmayıp davacıların ancak geçerli kabul edilen inançlı işlemin tarafı olan davalı ... ve davalı ...'e karşı talepte bulunacakları gözetilmeksizin ilk derece mahkemesince yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir. VI....
Dava sebebi devir niyeti olmadan hisse devrinin usul ve yasaya ve şekle aykırı olarak yapıldığı ve davacının tehdit ve baskı altında hisse devrinin gerçekleşmesi olarak dava dilekçesinde açıklanmıştır. TBK nın 39. maddesinde korkutma etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olunmadığının bildirilmesi şart koşulmuştur....
kastı ile hareket ettiğini, davalının müvekkilinin katılma alacağının tahsili engellemek için davalı T3 üzerine devrettiği taşınmaz, araç ve hisse senetleri üzerindeki tasarrufun TBK m19 uyarınca muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tasarrufun iptaline, davalının davalıdan geçen taşınmaz, araç ve hisse senetlerinin dava süresince geçerli olmak üzere ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/405 esas dosyası ve birleşen dosyasında, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca müvekkilinin davalıya devretmiş olduğu hisse devirlerinin iptali ile hisse senedi mülkiyetinin tekrar müvekkili adına tespit ve tesciline karar verilmesi talepli dava açıldığını, talebin mahkemece reddedildiğini, bu kararın Yargıtay 11. HD tarafından “818 sayılı BK’nin 106. maddesi uyarınca satılanın istirdadı için bu hakkın ayrıca saklı tutulmasının gerektiği, aksi halde ancak satılanın bedelinin istenmesinin mümkün olduğu" gerekçesiyle onandığını, artık iadesi talep olunamayacak menkul mal niteliğindeki %25'lik devredilen hisse senetlerinin ödenmeyen bedeli ile ifası artık mümkün olmayan davaya konu protokol hükümleri sebebiyle müvekkili tarafından dava dışı ... A.Ş’ye devredilen gayrimenkulün güncel değerinin tespiti ile bedelinin davalıdan dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili 10.10.2019 havale tarihli ıslah dilekçesinde; davayı tamamen ıslah ettiklerini, tasarrufun iptali davası yerine TBK 19. Maddesine göre muvazaalı işlemin iptalini talep ettiklerini, davalı T7 adına kayıtlı iken, diğer davalılar adına yapılan devre ilişkin işlemlerin muvazaa hukuki sebebine dayalı olarak iptaline, dava konusu hat üzerinde taraflarına Nazilli 2. İcra Müdürlüğünün 2014/231 esas sayılı dosyasından doğan alacağı alma hakkı tanınmasına, taraflarına bu konuda yetki verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabileceği, böyle bir iddia karşısında aslolan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçların saptanması olduğu, davacı boşanma davası ve şahsi hakkına dayanarak açılan mal rejimi tasfiyesi ile edebileceği alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açtığı, yönetim kurulu kararının iptali ile davalı eşe dönecek hisse senetlerinden alacağını temin etme imkanı olacağından davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmektedir....
Şti'nin Kurum alacaklarını sonuçsuz bırakmak amaç ve kastı ile yapmış oldukları şirket hisse devirlerinin iptali ve Kurum alacaklarını sonuçsuz bırakmak kastı ile yapılan hukuki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 25.01.2019 tarihli dilekçesinde; mezkur hisse devir işlemleri hakkında tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şirkete ait hisse devri sözleşmesi ile temlik işleminin 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca muris muvazaasına konu olamayacağı açık olmakla birlikte ticaret sicillerine resmi olarak yazıldığından TBK'nun 19. maddesi uyarınca genel muvazaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. (Yargıtay 1. H.D. 2020/1271E., 2021/2484 K.)...