Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dava dosyası üzerinden, şekil ve geçerlilik şartlarına aykırı olarak alınan huzur hakkı ödemesi yönetim kurulu kararlarına ve anasözleşme ve TTK hükümlerine aykırı olarak yapılan hisse devir işlemlerinin butlanına ilişkin dava açıldığını, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/ ... Esas sayılı dava dosyasına konu hisse devirlerinin butlanının tespiti davasında, şirket nezdinde yapılan hisse devirlerinin geriye dönük usul ve şekil şartlarının yerine getirilmemiş olması nedeni ile iptali talep edildiğini, Şirketten usulsüz hisse devri ile ayrılan ......

    Şirketinin 16/07/2018 tarihli müdür atama işleminin iptali, davalı gerçek kişilere 27/06/2018 tarihinde yapılan hisse devrinin iptali ile pay defterinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan tanık ifadeleri ve diğer deliller birlikte incelendiğinde; davalılardan ...'a ve ...'ya yapılan hisse devirlerinin hile ve baskı ile muvazalı olarak yapıldığı ve bedel alınmadığı kanıtlanamamıştır. Şöyle ki; devir işlemlerini yapan davacı ...'un oğlu ...'dur. Dinlenen davacı tanıkları da ...'un borçları ve yapmış olduğu iş nedeniyle bu hisselerin devredildiğini söylemişlerdir. Ancak mahkememizce hisselerin muvazaalı bir şekilde devredildiği ve bedelin ödenmediğine vicdanen kanaat getirilmemiştir. Davacı tarafın bu yöndeki iddiaları soyut bir iddia olarak kalmıştır. Dinlenen tanıklar da doğrudan hisselerin muvazaalı bir şekilde yada baskı altında bedelsiz olarak devredildiğini gördüklerini söylememişlerdir. Dolayısıyla, davacı tarafın davasını kanıtlayamamıştır....

      KARAR Davacı, davalıya ait taşınmazı kiraladığını ve 2002 yılı Ocak ile 2008 yılı Aralık ayına kadar geçecek kira bedellerini sahibi olduğu 65 adet kooperatif hissesini ve 1699 Lot Turkcell hisse senedini davalıya devrederek ödemede bulunduğunu, ne var ki hisse devirlerinin kira bedeli karşılığı yapılmasına rağmen davalı kiralayan tarafından kira alacağı için icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığını, bu dava neticesinde yapılan hisse devirlerinin kira bedeli olarak ödendiğinin ispat edilemediğine karar verildiğini, kira bedelleri karşılığı olarak davalıya bu günkü değeri 320.000.TL tutarında olan hisse ve hisse senetlerini devretmesine rağmen, mahkeme kararı uyarınca 37 aylık kira bedelini faizi ile birlikte tekrar ödemek zorunda kaldığını, davalının söz konusu hisse ve hisse senetlerini iade etmediği gibi bedelini de ödemediğini, davalıya gönderilen ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıya...

        Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu benzer üç adet olayla ilgili olarak:2020/26 Esas, 08/07/2020 karar sayılı kararında,2020/25 Esas, 08/07/2020 kararında ve 2020/47 Esas, 18/11/2020 sayılı kararında Dairemiz ile 3....

        Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.12.2013 tarihli ve 2011/480 E., 2013/392 K. sayılı kararı ile; vade tarihinin bulunmaması ve düzenlenme tarihinde oynama bulunması nedeniyle icra takibine dayanak belgenin bono niteliğinde olmadığı, davanın hisse senedi alım satımı nedeniyle oluşan alacak nedeniyle açılan dava olduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca senedin zorla imzalatıldığı iddiası ile başlatılan soruşturmada yeterli delil bulunmaması nedeniyle takipsizlik kararı verildiği, zorla belge alımına dair hususun kanıtlanamadığı, ancak hisse devir sözleşmesinde hisse devrine ilişkin bedelin peşin olarak ödendiğinin belirtildiği, tarafların noter önünde düzenlenen satışa dair belgenin gerçeği yansıtmadığı hususunda muvazaalı işlemlerine dayalı olarak hak iddia edemeyecekleri, davacının bononun hisse bedeli karşılığında verildiğini kanıtlayamadığı, dayanak senedin delil başlangıcı niteliğinde olup tek başına alacağın varlığını ispatlayabilir niteliğinin bulunmadığı, alacağın varlığının başkaca...

          Muvazaa davası ayni bir dava olup üçüncü kişi konumunda olan alacaklılar da bu davayı açarak görünürdeki işlemin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunun tespitini isteyebilir. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının borçlu adına düzeltilmesine karar verir. Alacaklı bu hâlde ilamı icra dairesine sunarak dava konusu taşınmazın borçlunun borcundan dolayı haczedilmesini isteyebilir. Bu halde ayrıca bir iptal davası açmasına gerek kalmaz. Tasarrufun iptali davasının kabulü halinde davacı davaya konu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisini elde eder ve dava konusu taşınmaz ise davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine mahal olmadan o tasarrufun haciz ve satışını isteyebilir. (İİK m.283/1) BK 19. maddesine dayalı muvazaa davası ile muvazaa nedeni ile hüküm ve sonuç doğurmayan işlemlerin iptali istenir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012-527 Esas sayılı dosyasında davalılara yapılan hisse devirlerinin iptali ile eski hale getirilmesini, birleşen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/51 Esas sayılı dosyası ile 28.12.2002 tarihli olağan genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunun tespitini ve hisse devirlerinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir....

              İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, BK'nın 19.maddesi gereğince muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir kararı, ancak dava konusu hakkında verilebilir. Uyuşmazlığın konusunu oluşturmayan unsurlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemez. (HMK. m. 389/1). Diğer yandan, gerek 6098 sayılı BK'nın 19. maddesinde düzenlenen muvazaa davaları ve gerekse de İİK'nın 277 ve devamı hükümlerinde düzenlenen iptal davaları; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp; alacaklıya, alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikte bir dava türüdür. Tasarrufa konu mallar üzerine ihtiyati haciz konulabileceği ise, yasa da ayrıca düzenlenmiştir....

              Şu halde; davacı vekilinin açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayanması ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğundan, mahkemece TBK'nın 19. maddesi gereğince deliller toplanarak davanın değerlendirilmesi yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeyerek hüküm tesisi yerinde görülmemiş, kabule göre de; mahkemece davanın 2004 Sayılı İİK nın 277 maddesi uyarınca açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve dava şartlarının mevcut olduğunun belirtilmesine rağmen, davacı vekilinin de 12/04/2016 tarihli duruşmada aciz vesikasının bulunmadığını icra takiplerinin neticesiz kaldığını belirmiş olması karşısında borçlu hakkında dosya kapsamına göre alınmış kesin aciz vesikası ve geçici aciz vesikası niteliğinde bir belgenin bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmeksizin hüküm tesisi yerinde görülmemiştir....

              Bunun yanında davacı vekili davalıların cevap dilekçelerin karşı vermiş olduğu 26.01.2022 tarihli beyan dilekçesinde huzurdaki davanın TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davası olduğu ve hak düşürücü süre gerekse zamanaşımı süresine tabi olmadığı bildirilmiş olup davanın TBK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle; Mahkemece dava TBK'nun 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedeniyle iptal davası olarak nitelendirilip tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda karar verilmesi gerekirken davanın nitelendirilmesinde hata yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna olup davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülerek HMK'nun 353/1- a.6 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- Kayseri 3....

              UYAP Entegrasyonu