WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK'nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da "ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan" hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK'nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Somut olayda, davacı, zorunlu mali mesuliyet sigortası sebebiyle üçüncü kişiye ödediği tazminatı sigortalısına rücu etmeyi amaçlamaktadır. Zorunlu sigortalar TTK'nın 1483 vd. maddelerinde düzenlendiğinden, aynı Kanunun 4/1-a ve 5. maddeleri uyarınca görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/158 E-2021/661 K sayılı ve Yargıtay 20....

    Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK'nın 4/1.maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da "Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan" hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK'nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1.maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır....

      İstinaf başvurusu dilekçesinde özetle; davacıların murisi ile davalının evlenmesinin mümkün olmadığını, davacıların murisinin demans hastalığının olduğunu, karara dayanak yapılan kanun maddesinin de Anayasaya uygun olmadığını, bu nedenle mahkemece verilen aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden ret kararının yanlış olduğunu belirterek hükmün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle karar verilmesini talep etmiştir. 2.Bölge Adliye Mahkemesinin 17.09.2018 tarih ve 2018/781 Esas, 2018/821 Karar sayılı sayılı kararı ile davanın 4721 sayılı Kanun’un 145 inci maddesine dayalı mutlak butlan davası olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 147 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtildiği üzere “...sona ermiş bir evliliğin mutlak butlanı Cumhuriyet savcısı tarafından re'sen dava edilemez; fakat her ilgili, mutlak butlanın karar altına alınmasını isteyebilir...” hükmü gereğince davacılar mirasçılarının davada husumetlerinin bulunduğu; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100...

        Sonuç olarak senet üzerindeki imzanın sahteliğinin mutlak defi olması, dava konu çekteki imzanın davacıya ait olmadığı tespiti, bu sebeple davacının davalıya dava konu çekten dolayı borçlu kabul edilemeyeceği, davalı tarafça istinaf dilekçesinde ileri sürülen itirazlarının mutlak defi karşısında sonuca bir etkisinin bulunmadığı, somut olayda davacı kendi imzasının sahteliğine dayandığından mutlak defi niteliğindeki iddiasını herkese karşı ileri sürülebileceğinden davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....

          Buna göre; ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK'da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK'nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır....

            Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Davacı vekilinin 08/10/2020 tarihli 2. celsede müvekkili davacı asilin tacir olmadığı, bilanço esasına göre vergi mükellefiyetinin bulunmadığına yönelik beyan ve kabulleri nazara alındığında davacının tacir olmadığı, bilanço esasına göre defter tutmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yukarıda belirtilen mutlak ticari davalar kapsamına girmediği gibi davacının tacir olmaması sebebiyle eldeki davanın nispi ticari dava kapsamında da kalmadığı açıktır....

              Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı; eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılma (TMK m.149/2) ve davacı eş veya altsoyunun sağlığı için ağır tehlike oluşturan bir hastalığın kendisinden gizlenmesi (TMK m. 150/2) gereğince nispi butlan sebebiyle evliliğin iptali bunun mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK m.166/1) isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davalı kadında, nispi butlan sebebi ile evliliğin iptalini gerektirecek bir hastalığın bulunmadığı ve evlilik birliğinin davalı kadının kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığının ispat edilemediği gerekçesi ile dava reddedilmiştir....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; (2) kişilik bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilmiş olması itibariyle usule aykırı olan; bununla birlikte, esas yönünden de eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle tanzim edilmiş olması nedeniyle davacı tarafından itiraza uğrayan bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiyle oluşturulan gerekçeli kararın ''gerekçeli'' olduğundan bahsedilemeyeceğini; davaya konu genel kurul kararının (2) numaralı gündem maddesi uyarınca alınan pay devri kararı açıkça eşitlik ilkesi, iyi niyet kaideleri ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu; davaya konu 06.07.2020 tarihli genel kurul kararı tahtında birden çok iptal edilebilirlik ve mutlak butlan sebebi vuku bulmuş olduğu halde 15.09.2021 tarihli gerekçeli kararda işbu iptal ve mutlak butlan sebepleri hakkında gerekli inceleme ve değerlendirmenin yapılmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur...

                  Maddesinde butlan veya iptale ilişkin sebepler “… kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, … iptal davası açabilirler.” 447. Maddesinde “… Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan,” kararlarının batıl olduğu belirtilmek suretiyle belirlenmiştir. 449. Maddesine göre "Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mah- keme, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir." denilmektedir. HMK.'nun 389/1....

                    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davacı taraflarca 23.06.2019 tarihli genel kurul toplantısının mutlak butlanla malûl olduğunun tespiti istenmiş ise de mahkeme gerekçesinde de açıklandığı üzere kooperatif ana sözleşmesinde yer alan ibra olunmayan eski yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yeniden bu organlara seçilemeyeceğine ilişkin hüküm gereği davacıların aday listesinin kabul edilmemesinin genel kurul kararının butlanını gerektirmeyeceği, davalı kooperatifçe işbu genel kurul toplantısına yapılan çağrının ise şekle aykırı olup usulsüzlüğünün söz konusu olduğu bu durumun ise butlan nedeni değil iptal nedeni olabileceği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

                      UYAP Entegrasyonu