Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının eşi olan murisin 19.07.2008 tarihinde vefat ettiği, davacının 23.09.2008 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu, murisin 01.01.1991 tarihi itibari ile tarım ... sigortalısı olarak tescilinin yapıldığı, ancak murisin 10.10.2002 tarihli ve tarım ile uğraşmadığına dair dilekçesi nedeni ile sigortalılığının başlangıç tarihi itibari ile iptal edildiği, murisin teslim ettiği ürünlerden Eylül 2006, Ocak 2007 tarihlerinde prim kesintileri yapıldığı, murisin ziraat odası, kooperatif ve tapu kaydı bulunmadığı, 05.02.1989 – 15.12.1989 ve 01.09.2007 – 30.11.2007 tarihleri arasında toplam 189 gün SSK'lı çalışması bulunduğu, davacının murisin askerlik borçlanması için talepte bulunduğu ve 600 gün askerlik borçlanması bedelini ödediği, ancak davalı Kurum'un davacının tahsis talebinden sonra hizmet süresinin yetmediğinden bahisle mirasçılara askerlik borçlanması da dahil ölüm toptan ödemesi yaptığı anlaşılmıştır....

    Tarafların iddia, savunma ve açıklamalarına, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıt, yazı, belge, rapor ve kararlarına, somut uyuşmazlığı ilişkin belge, kayıt ve yazılara, Adli Tıp Kurumu raporuna ve somut uyuşmazlığa ilişkin kayıt, yazı ve belgelere göre; Kurum Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 03/11/2017 tarih ve 06840 karar sayılı raporunda, sigortalının ölümünün tutulduğu pnömokonyoz meslek hastalığının sonucu olmadığı (ölüm nedeninin mesleki olmadığı); kurum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun 24/10/2018 tarih ve 82/17119 karar sayılı raporunda, sigortalının ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığı; İstanbul Adli Tıp Kurumu 1.Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 04/12/2019 tarih ve 5744 karar sayılı raporunda özetle, kişinin ölümünün KOAH ve pnömoniye bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu ve kişinin ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığı belirtmiştir....

    lı hizmetinin bulunduğu, 31.12.2013 tarihinde 470 gün karşılığı askerlik borçlanması yaptığı, davacının ölüm aylığı tahsis talebinin, eşinin ölümünün 01/10/2008 tarihinden sonra olduğu ve askerlik borçlanması yaparak gününü tamamlamasının kanunen mümkün olmadığı belirtilerek reddedildiği ve murisin 11/01/2013 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır....

      lı hizmetinin bulunduğu, davacının ölüm aylığı talebinin, eşinin ölümünün 01/.../2008 tarihinden sonra olduğu ve askerlik borçlanması yaparak gününü tamamlamasının kanunen mümkün olmadığı belirtilerek reddedildiği ve murisin 01.09.2009 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Hak sahiplerine yönelik ölüm aylığı tahsisinde sosyal güvenlik hukuku ilkelerine göre sigortalının yaşamını yitirdiği tarih itibari ile yürürlükte olan yasal düzenlemenin uygulanması zorunlu bulunmaktadır....

        Dava, nüfusta sağ görünen kişinin ölümünün ve ölüm tarihinin tespiti ile nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 1-Dava Cumhuriyet Savcısı tarafından açıldığı halde davaya katılımı sağlanmadan yokluğunda karar verilmesi, 2-Ölüm tarihinin tespitine karar verilen ... ... mirasçılarının davalı sıfatı ile yargılamaya katılımı sağlanmadan, 3-... ...'nin ... ile yaptığı evliliğin ... ... nüfusuna taşınacağı dikkate alınarak olaydan hukuku etkilenecek olan ...'ın sağ ise kendisi, ölü ise mirasçılarının davalı sıfatı ile davaya dahili sağlanmadan, Kabule göre de; 4-Mahkemece ... ...'nin 1967 yılında öldüğü kabul edildiğine göre, bu kişinin ölümünden sonra 27/04/1977 yılında evlenip, 05/06/1979 tarihinde boşanamayacağı açıktır. Bu bağlamda istemler arasındaki ilişki dikkate alınarak ... ...'nin dosyada mevcut evlenme ihbarında tanık olarak geçen kişiler ve belg... ... ......

          T2 nüfus kaydı çıkartılmış olup olaylar kısmında ölüm kaydı "bilinmeyen" olarak yazıldığı görülmektedir. Nüfus Müdürlüğü'nce verilen cevapta T2 ölüm tespiti sonuçlandırılmayan olarak kayıtlı olduğu bildirilmiştir. Buna göre T2 kaydında ölüm araştırması şerhi bulunmakta olup mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacıya T2 hakkında ölüm tarihinin tespiti davası açmak üzere yetki belgesi düzenlenmesine ve davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun uygun gördüğü (ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (İİK.nun 17- 18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi)....

          K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Dava, davacı murisinin 13.7.1970-24.11.1995 tarihleri arasında yurtdışı çalışmalarını 3201 sayılı Yasaya göre borçlanmasının geçerli olduğunun, murisin işsizlik yardımının sona erdiği 29.3.2003 tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının ve davacıya sosyal güvenlik sözleşmesi gereğince bağlanan ölüm aylığının murisin 3201 sayılı Yasa gereğince yaptığı borçlanma gözetilerek tam aylığa dönüştürülmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir....

            Ölü olduğunun tespiti istenilen Ahmet Doğaşan' ın doğum yerinin Drama olduğu, doğum tarihinin 01/07/1881 olduğu, tescil tarihinin kayıtlarda yer almadığı, kayıtlarda anne baba bilgisinin (isim hariç) yer almadığı, nüfus kayıtlarında eşi Hürmüz'ün ölüm tarihi bilgisinin yer almadığı, kızı Emine Doğaşan'ın ve oğlu Ahmet Doğaşan'ın ölüm kaydının kapalı olduğu, kızı Fatma'nın ölüm tarihinin 28/09/1926, oğlu Emin'in ölüm tarihinin 08/10/1926 olarak yer aldığı, ilk derece mahkemesince yapılan sorgulamalarda ve müzekkere cevaplarında, ölü olduğunun tespiti istenilenin, tapu kaydının, SGK kaydının, Mernis kaydının, ikametgah kaydının, banka kayıtlarında her hangi bir kaydının bulunmadığı, dul, yetim ve emeklilik maaşı kaydının bulunmadığı, vergi kayıtlarının bulunmadığı, hastane kayıtlarının bulunmadığı, kadastro kayıtlarının bulunmadığı, adreste yapılan kolluk araştırmalarında kendisini tanıyan ve bilen kimsenin olmadığının anlaşıldığı, nüfus kayıtlarında ölüm kaydının "bilinmeyen" olarak geçtiği...

            bir cevap verilmediğini, murisin ölümünün intihar olması nedeniyle ödeme yapılmayacağının haricen sözlü olarak beyan edildiğini oysa, murisin intihar etmeyip yüksekten düşme sonucu vefat ettiğini, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlulukları bulunduğunu ileri sürerek, kredinin davalı sigorta şirketi tarafından ödenerek kapatılmasını, müvekkilinin murisin vefatından sonra ödemek zorunda kaldığı kredi taksitlerinin faiziyle davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

              T2 nüfus kaydı çıkartılmış olup olaylar kısmında ölüm kaydı "bilinmeyen" olarak yazıldığı görülmektedir. Nüfus Müdürlüğü'nce verilen cevapta T2 ölüm tespiti sonuçlandırılmayan olarak kayıtlı olduğu bildirilmiştir. Buna göre T2 kaydında ölüm araştırması şerhi bulunmakta olup mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacıya T2 hakkında ölüm tarihinin tespiti davası açmak üzere yetki belgesi düzenlenmesine ve davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulduğu görülmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; duruşma yapmadan karar verilebilmesi için, hukuken bunun mümkün olması gerekir. Başka bir anlatımla, ancak hukukun uygun gördüğü (ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları gibi) veya kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanındığı hallerde dosya üzerinden karar verilebilir (İİK.nun 17- 18. maddelerinde öngörülen şikayet davası gibi)....

              UYAP Entegrasyonu