Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava Türk Medeni Kanununun 29. maddesi gereğince bir kimsenin öldüğünün tespiti istemine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde " kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin mülkî idare amirliği aracılığı...

Mahkemece mirasçılardan Osman Talat'ın ölü olup olmadığının davacı tarafça ispat edilemediği, mahkemece de bu eksikliğin giderilmesinin mümkün bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi...

    Murisin TAKBİS kaydı(aktif-pasif)çıkarılmamıştır.Murisin terekesinin borca batık olup olmadığı, borç ve alacak durumu, davacıların murisin terekesini kabul anlamında bir davranışlarının olup olmadığı İlçe Jandarma Komutanlığına yazı yazılarak tespit edilmelidir. Zabıta araştırması yetersizdir. Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda gerekli tüm kuruluşlara murisin ölüm tarihi itibarıyla aktif ve pasifini belirler şekilde müzekkereler yazılmalı, başka alacaklıların çıkması halinde bu alacaklılar mahkeme tarafından resen davaya dahil edilmelidir. Murisin üzerine kayıtlı mal varlığı bulunması halinde ölüm tarihi itibariyle değer tespiti yapılmalıdır....

    Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nin Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur. Somut olayda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığı ve mirasçının terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadığı araştırılmamıştır. Mahkemece, mirasbırakanın terekesine ilişkin yapılan araştırmalar mirasbırakanın ölüm tarihi esas alınarak yapılmamıştır....

      O halde mahkemece yapılması gereken iş, murisin ölüm tarihi olan 12/08/2015 tarihi itibariyle murisin üzerine kayıtlı araç (yazılan müzekkereler ölüm tarihi itibarıyla yazılmamıştır) bulunup bulunmadığının tespiti için ilgili trafik tescil müdürlüğüne, ölüm tarihi itibarıyla ekonomik durumunun belirlenebilmesi için en son yerleşim yeri emniyet müdürlüğüne müzekkere yazılması, murisin vefat tarihinde motorlu taşıtı bulunup bulunmadığının POLNET üzerinden aktif ve pasif olarak araştırılması, var ise mirasçılar tarafından intikal yada sair tasarrufî işlemlere konu edilip edilmediğinin soruşturulması (Davalı SGK alacağı rücuen tazminat alacağına ilişkin olup, 34 XX 332 plakalı aracın ölüm tarihi itibarıyla malikinin belirlenmesi), yine mahkemece UYAP sisteminden murisin T.C. kimlik numarası üzerinden pasif/aktif tapu araştırması yapılmakla birlikte, yerleşim yeri ve nüfusa kayıtlı olduğu yerlerden ölüm tarihi itibariyle adına ya da ana-baba gibi murisi evvellerinden intikalen gelen tapu kaydı...

      Mahkemece, murise ait ölüm tarihi itibariyle mevduat bulunup bulunmadığının bankalara yazılmadığı ( karar tarihi itibariyle mevduat kabul eden 26 banka mevcuttur) murisin "ölüm tarihi" itibariyle alacak ve borç kaydının olup olmadığının sorulmadığı, murisin ölüm tarihi itibariyle ikametgahının bulunduğu Belediye Başkanlığı'na borç-alacak miktarının sorulması, SGK'na ve murisin bulunduğu yer Tapu Müdürlükleri'ne murisin ölüm tarihi itibariyle borç ve alacağının bulunup bulunmadığının sorulması, alacak veya borcu bulunan kişi veya Kurumların varsa gerekirse davaya dahil edilmesinin sağlanması, mirasçıların mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarının olup olmadığının ikametgahlarında zabıta marifetiyle araştırılması gerekir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin,10.09.2019 tarih ve 2018/741 Esas, 2019/645 Karar sayılı kararıyla, terekenin borca batık olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Yargıtay Bozma Kararı 1. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. 2. Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 09.09.2020 tarih ve 2019/4456 Esas, 2020/4729 Karar sayılı ilamıyla "mahkemece davanın reddine karar verilmişse de; yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Murisin ölüm tarihi itibariyle borç miktarının araştırılmadığı görülmektedir. Mahkemece; terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla murisin ölüm tarihi itibarıyla borçlarının tespiti sağlanmalıdır....

        Ayrıca murisin terekesinin araştırılması için birtakım müzekkereler yazılmış ise de, bu müzekkerelerde murisin ölüm tarihinin belirtilmediği, dolayısıyla murisin ölüm tarihi itibari ile terekesinin araştırılmamış olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerden dolayı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1- a-4. ve 6. maddeleri gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine" karar verilmesi üzerine, mahkemece muris alacaklılarından T10 davaya dahil edilmiş, muris adına kayıtlı olan 34 XX 358 plakalı 3 tekerlekli motosikletin değeri belirlenmiştir. İSTİNAFA KONU KARAR:Mahkemece kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, Ömer ve Ümmü oğlu, 01/03/1949 doğumlu T.C....

        İş Mahkemesinden verilen 20/10/2015 günlü ve 2014/808 E. - 2015/432 K. sayılı hükmün, davacı Kurum vekili ile davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davalı ... tarafından murisi ...'nun 1997 tarihinde ölümü sonrası bağlanan aylığın murisin Bağ-Kur kayıtlarında tahrifat yapıldığı gerekçesiyle iptal edilmesi ve kendisine yersiz ödeme çıkartılması nedeniyle kurum işleminin iptali,borçlu olunmadığının tespiti, aylığın yeniden bağlanması talebiyle açtığı davada ... . İş Mahkemesinin 2012/345 Esas - 2013/207 Karar sayılı 24.04.2013 tarihli tarihli karar ile davanını reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. ... ....

          Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının murisine sağlığında yaşlılık aylığı bağlanmadığı, murisin 04.01.2004 tarihinde vefat ettiği, davacıya ise ölüm aylığının 01.02.2004 tarihinden itibaren bağlandığı, dosyada mevcut 30.06.2007 tarihli ekstreye göre, murisin ölmeden önceki son basamak tarihinin 01.10.1999 ve son basamağının 12 olduğu, ancak 30.11.1989 tarihli ekstreye göre son basamak tarihinin 01.05.1984 ve son basamağının 11 olarak göründüğü, murisin 3 yıl, 3 ay, 1 gün 5434 sayılı Yasa kapsamında, 564 gün 506 sayılı Yasa kapsamında ve 5 yıl, 7 ay, 15 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında olmak üzere toplam 10 yıl, 5 ay, 10 gün sigortalılık süresi bulunduğu, davalı Kurum'dan; davacıya bağlanan ölüm aylığının 1479 sayılı Yasa'nın 45/d bendinin 2. paragrafına göre, aylık bağlama oranının %80 olarak hesaplanıp hesaplanmadığının sorulduğu, davalı Kurum'ca davacıya 2/8 ( %25 ) oranından aylık bağlandığının bildirildiği anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu