Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 23/02/2014 tarihinde vefat ettiğini, murisin 09.08.2002 tarihinde düzenlediği vasiyetname ile; ... İli, ... İlçesi'nde bulunan ... ada 46 parsel sayılı taşınmazının 1/3 hissesini davalıya vasiyet ettiğini, ancak murisin, hayatı boyunca alkol bağımlısı ve ileri derecede alzhimer hastası olduğunu, vasiyetnamenin doktor raporu alınmaksızın düzenlendiğini, murisin kandırılmak suretiyle noterliğe götürülerek vasiyetnamenin tanzim edildiğini ileri sürerek davaya konu ... Noterliği'nin 09/08/2002 tarih ve 2074 yevmiye sayısına kayıtlı vasiyetnamenin iptalini olmazsa tenkisini talep ve dava etmiştir. Davalı; davaya konu vasiyetname tarihinin 2002, murisin ölüm tarihinin ise 2014 olup bu zaman zarfında murisin ayırt etme gücünü hiçbir zaman kaybetmediğini, 2012 yılında bankadan kredi çekip tapuda da işlem yaptığını, ortada tenkisi gerektirir bir durum da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, murisin ölüm tarihi itibariyle borca batık olduğu, davacının murisin terekesini kabul anlamına gelecek bir beyan ve davranışının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

    Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Somut olayda; mahkemece yapılan incelemelerde murisin aktif ve pasif malvarlığının araştırılmasında ölüm tarihinin esas alınmadığı, murise ait banka kaydının bulunup bulunmadığı, mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulduğu görülmüştür. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir....

      Bu itibarla, mahkemece ölüm aylığının başlangıcı tarihinin 15.10.2008 tarihinin esas alınması yasaya aykırıdır. Ancak, davacı tarafa hizmet tespiti davası sonrası Kurum tarafından nasıl bir işlem tesis edileceğinin belirlenmesi ve davanın konusuz kalıp kalmayacağı açısından ölüm aylığı bağlanması için Kuruma talepte bulunmak üzere süre verilmeli, Kuruma yapılan başvurunun sonucu beklenerek işlemin sonucuna göre davalı yararına kazanılmış haklar da gözetilerek bir karar verilmelidir. Bu haliyle verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf nedenleri yerinde görülmüştür. HMK'nin 355. maddesinde, “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

      Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı murisinin 20.03.1986 tarihli giriş bildirgesine göre muhtar beyanına istinaden 01.01.1986 tarihinden itibaren tescil edildiği,13.09.1996 tarihinde tek prim ödemesinin bulunduğu, murisin 31.03.1994 tarihinde öldüğü, davacının 18.09.1996 tarihli tahsis talebine istinaden 01.04.1994 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlandığı, 11.06.2004 tarihinde davacı sağlık karnesi almak istediğinde davacıya eşinin 24.02.1987-30.04.1987 arası ve 07.07.1987-08.07.1987 arası 67 gün SSKlı çalışması olduğundan murisin sigortalılığının 24.02.1987 tarihi itibariyle sona erdirildiği ve davacının ölüm aylığının başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiği ve adına borç kaydedildiğinin bildirilip 17.02.2005 tarihli yazı ile aylıkların iadesinin istendiği murisin 82 üye kayıt nosu ile Ziraat Odasına kayıtlı olduğu ancak mahkemece kayıt tarihinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır....

        Aksi halde mahkemece bankalara, SGK'ya, vergi dairesi müdürlüğüne, belediye başkanlığına, trafik tescil şube müdürlüğüne, emniyet müdürlüğüne, tapu müdürlüğüne yazı yazılarak murisin ölüm tarihi itibariyle borç-alacak miktarının ve dava açan mirasçılarına yapılan bir ödeme bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, dava açan mirasçıların mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarının olup olmadığının araştırılması, dosyada bu yöndeki tüm yazışmalar tamamlandıktan ve deliller toplandıktan sonra miras bırakanın terekesinin borca batık olup olmadığı yönünden gerekirse bilirkişiden rapor alınması ve terekenin borca batık olduğunun tespiti halinde, TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca, mirası hükmen reddetmiş sayıldığının tespiti yönünde hüküm kurulması gerekir....

        İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Merzifon 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/165 esas, 2022/438 karar sayılı kararında:"Murisin ölüm tarihi itibariyle aktif ve pasif mal varlığının tespiti hususunda ülkemizde faaliyet gösteren bankalara, tapu müdürlüklerine, vergi dairesine ve trafik tescil büro amirliğine yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazıda, murisin babadan intikal eden herhangi bir taşınmaz kaydının bulunmadığı, yalnızca üzerine kayıtlı 1 adet 1982 model Skoda marka Kamyonet tipi aracının bulunduğu bunun dışında herhangi bir mal varlığının bulunmadığı, murisin yalnızca Ziraat Bankasında ve Halkbankasında hesabının bulunduğu ancak bu bankalar nezdindeki hesabında da vefat tarihi itibarıyla herhangi bir bakiyesinin olmadığını, muris adına kayıtlı olan aracın murisin ölüm tarihi itibariyle değerinin belirlenmesi ve murisin ölüm tarihi itibariyle mal varlığının aktifi olan aracının murisin pasif mal varlığı olan davalılara karşı borçlarını karşılayıp karşılamadığı hususunda...

        Her ne kadar mahkemece yapılan araştırma doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de; murisin terekesinin aktif ve pasifinin usulüne uygun olarak araştırıldığından söz etme olanağı yoktur.Şöyleki; dosyanın incelenemesinde a- Murisin ölüm tarihi itibariyle araç kaydının bulunup bulunmadığının tespiti için trafik tescil şube müdürlüğüne müzekkere yazılmadığı, b- Murisin ölüm tarihi itibariyle ticaret sicil kaydının bulunup bulunmadığının tespiti için ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmadığı, bu bağlamda terekenin pasifini oluşturan vergi borcunun murisin ortağı veya müdürü olduğu limited şirketinin borcu olduğu tespit edilirse; ; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22/7/1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmü de nazara alınarak Yargıtay ve Dairemizin konu ile ilgili içtihatları uyarınca inceleme yapılması gerektiği, murisin ölümünden sonra terkin edilen şirket varlığı var ise, ölüm tarihi ile terkin tarihi arasındaki süreçte...

        Ayrıca, mahkemece yeterince araştırma yapılmadığı, terekenin aktif ve pasifi belirlenirken ölüm tarihinin esas alınmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılması gereken iş, 08.07.2005 tarihi itibariyle murisin üzerine kayıtlı taşınmaz, araç ve banka kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu müdürlüğü, emniyet ve banka müdürlüklerine yazı yazılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Davacının asli müdahil Ziraat Bankasından tüketici kredisi kullandığı, kullanılan kredi yanında davalı şirket ile hayat sigortası sözleşmesi yaptığı, mezkur kredi ödemeleri devam ederken davacıların murisinin vefat ettiği ancak sigorta şirketi tarafından murisin ölüm nedeninin intihar olmasından bahisle ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkememiz tarafından dosya hesap uzmanı bilirkişiye gönderilmiş bilirkişinin tanzim ettiği rapor neticesinde murisin davalı sigorta şirketi ile akdedilen sigorta sözleşmesi kapsamında gerçekleşen risk nedeniyle ölüm tarihindeki alacağının 95.893,22 TL olduğunu tespit ettikleri anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu