Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir. Somut olayda, .... Ltd....

    bildirildiği, dosyada ölüm anına ait ölüm sebebi ve mekanizmasını açıklayacak muayene bulgusu, EKG, laboratuvar tetkiki, röntgen tetkiki gibi herhangi bir tıbbi belge bulunmadığı ve zamanında otopsi yapılarak dokularda makroskopik, histopatolojik ve toksikolojik araştırma yapılmamış olduğundan; mevcut verilerle kişinin ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediği, kişide pnömokonyoz meslek hastalığı mevcut olduğu ancak yıllar içersisinde belirgin ilerleme göstermediği cihetle; Kişinin ölümü ile meslek hastalığı arasında illiyet bağı bulunmadığı mütalaa olunmuştur....

    nin davalı işyerinde çalışırken meslek hastalığına yakalandığını ve bunun sonucunda 06.06.2016 tarihinde vefat ettiğini, davalı işverenin murisin meslek hastalığına yakalanmasında kusurlu olduğunu müvekkilinin de murisinin ölümü nedeniyle manen olduğu kadar madden de zarara uğradığını belirterek; şimdilik 1,00 TL maddi tazminatın ölüm tarihinden yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle;olayda müvekkilinin kusuru olmadığını, davacının murisinin ölümünün başka işyerlerindeki kötü çalışma koşullarından doğmuş olduğunu, müteveffanın başka yer çalışmalarının da bulunduğunu, ölümün meslek hastalığı sonucu meydana gelmediğini belirterek; haksız ve yersiz davanın reddi gerektiğini bildirmiştir. III....

      nin yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araştırılmaması, murisin elbirliği mülkiyetinde kayıtlı bulunan taşınmazlar hakkında keşif yapılarak ölüm tarihi itibariyle murisin hissesinin değerininin tespit edilmemesi, murisin üzerine kayıtlı araç bulunup bulunmadığı araştırılırken ölüm tarihinin esas alınmaması, murisin vergi ve SGK borcunun ölüm tarihi itibariyle sorulmaması doğru değildir. Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Murisin ölüm tarihinde, miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK m.605/2). Mirasçılar Tük Medeni Kanunun 610. Maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunun 606. Maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Mirasın hükmen reddinde terekenin borca batık olduğunun tespiti gerekir. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm malvarlığı aktifini tüm borçları ise pasifini oluşturur....

        Yaylası ... /... adresinde kurulu Taş Kırma İşyerinden dolayı 18.07.2014 itibariyle 3.174,85TL kuruma borcunun bulunduğunun bildirilmesine rağmen bu kurumlara murisin ölüm tarihi itibariyle borç miktarının ve kaynağının araştırılmadığı görülmektedir. Temyiz aşamasında UYAP üzerinden alınan TAKBİS raporuna göre murisin 20 adet taşınmazda malik/hissedar olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı gayrımenkul, araç, banka kaydının olup olmadığın tespiti için ilgili tapu, emniyet ve banka müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Muris adına kayıtlı taşınmazlarda konusunda uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılmalı, taşınmazın ölüm tarihi itibariyle değerinin tespiti açısından rapor alınmalıdır. ... 2. İcra Dairesinin 2014/2315 sayılı dosyasında 29.08.2012 itibairiyle borç miktarının hesaplandığı dosya kapak hesabı ilgili icra müdürlüğünden temin edilmelidir. Davalı ...'ya, dava dışı ... Malmüdürlüğü ve ......

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde muris T2 18/03/2019 tarihinde öldüğü, davacının annesinin ölümünü yaklaşık 2- 3 ay önce öğrendiğini beyan ettiği, ancak tanık Hatice beyanında, davacının, annesinin ölümünü murisin ölümünden yaklaşık 8 ay sonra Selma isimli bayandan öğrendiğini beyan ettiği, bu tarihinde yaklaşık olarak 2019 yılının Kasım ayına denk geldiği, davanın 2020 yılı ekim ayında yani ölüm tarihinin üzerinden 3 aydan fazla süre geçtikten sonra açıldığı, diğer tanık Eyüp Cici ise davacının, annesinin ölüm haberini nasıl öğrendiğine dair bilgisi olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır....

          İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; müteveffaya otopsi yapılmadığından kesin ölüm sebebinin anlaşılamadığını, müteveffanın ölümü ile kaza arasında illiyet bağı kanıtlanamadığından davanın reddi gerektiğini, kaza tarihinin 24/03/2015 olduğunu, müteveffanın 28/04/2015 tarihinde tedavi görüp 27/05/2015 tarihinde taburcu edildiğini, sonrasında kronik iskemik kalp rahatsızlığı ve aterosklerotik kardiyovasküler (damar sertleşmesi) tanısı nedeniyle yoğun bakıma alındığını, müteveffanın ölümünün yaşadığı süreç içinde gerçekleşen damar tıkanıklığı nedeniyle gerçekleştiğini, ölüm belgesininde aterosklerotik hastalık ve akciğer ödeminin ölüm nedeni olarak belirtildiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir....

            İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; müteveffaya otopsi yapılmadığından kesin ölüm sebebinin anlaşılamadığını, müteveffanın ölümü ile kaza arasında illiyet bağı kanıtlanamadığından davanın reddi gerektiğini, kaza tarihinin 24/03/2015 olduğunu, müteveffanın 28/04/2015 tarihinde tedavi görüp 27/05/2015 tarihinde taburcu edildiğini, sonrasında kronik iskemik kalp rahatsızlığı ve aterosklerotik kardiyovasküler (damar sertleşmesi) tanısı nedeniyle yoğun bakıma alındığını, müteveffanın ölümünün yaşadığı süreç içinde gerçekleşen damar tıkanıklığı nedeniyle gerçekleştiğini, ölüm belgesininde aterosklerotik hastalık ve akciğer ödeminin ölüm nedeni olarak belirtildiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir....

            Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü vb. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Yargıtay 14....

            UYAP Entegrasyonu