Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, murise ait Kurumca belirlenen 20.04.1982-31.12.1986 tarihleri arasında 4 yıl 8 ay 11 gün sigortalılık süresi nedeniyle ölüm aylığına hak kazanılamayacağı, murisin oda kaydı bulunan dönemde sicil kaydı bulunmadığından oda kaydının geçerli olmadığı ve murisin primlerini toplu olarak 22.09.1997 ve 1.10.1997 tarihinde ödemesi nedeniyle hizmet elde edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, verilen hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır....

    Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda; terekenin aktifi ve pasifinin belirlemesi amacıyla murisin ölüm tarihi itibariyle üzerine kayıtlı gayrimenkul, menkul ve araç olup olmadığı, murisin davalıya ölüm tarihi itibariyle borç miktarının araştırılması gerekir. O halde mahkemece yapılması gereken iş; muris ...'...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar murisin ölüm tarihinin 21/01/2020 olsa da müvekkilinin mirasçı olduğunu, ancak Kayseri Genel İcra Dairesinden tebliğ edilen muhtıra ile öğrendiğini, bu açıdan müvekkilinin mirasçı olduğunu öğrendiği tarihin 24/02/2021 olduğunu, müvekkilinin küçük yaştan beri babasız büyüdüğünü, her ne kadar murisin müvekkilinin öz dedesi de olsa hiçbir şekilde müvekkilinin dedesiyle bağlantısının olmadığını, müvekkilinin dedesinin 1. veya 2. derece mirasçı olmadığından mirasçılık hususunun bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırılık oluşturmadığını, eksik ve hatalı bir karar verildiğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

      Mirasın hükmen reddi istemiyle açılan davalarda ölüm tarihi itibariyle miras bırakanın aktif ve pasifinin tespiti sağlanılarak, pasifinin aktifinden fazla olması halinde terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun tespiti ile, bundan dolayı talep eden mirasçının, TMK'nın 605/2. maddesi uyarınca, mirası hükmen reddetmiş sayıldığının tespiti yönünde hüküm kurulması gerekir. Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebileceklerdir. Toplanan deliller ile muris T5un ölüm tarihi itibarıyla terekesinin borca batık olduğu ve davacının terekeyi kabul mahiyetinde bir davranışının olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne'' dair karar verilmiştir....

      Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; TMK m. 606 kapsamında 3 aylık süre içerisinde mirasın reddi yoluna başvurulabileceğini, kanun yoluna süresi içerisinde başvurmayarak mirasın reddi imkanını kaybettiklerini, bununla birlikte murisin 2013 yılında vefat ettiğini, yaklaşık 7 sene sonra mirasın reddi talebinin değerlendirilmemesi gerektiğini, murisin borca batık olup olmadığın araştırılması gerektiğini, davacıların iddiası tek başına yeterli olmadığını, murisin ölüm tarihi itibariyle aktif ve pasifinin tespiti gerektiğini, bu tespitin öncesinde ise çeşitli kurumlara müzekkere yazılması gerektiğini belirterek, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, aksi takdirde yargılama gideri ve vekalet ücretinden davanın niteliği gereği müvekkilin sorumlu olmayacağının dikkate alınmasını talep ve beyan etmiştir....

      Somut olayda; ilk derece mahkemesince murisin aktif ve pasif mal varlığı olup olmadığının tespiti amacıyla ilgili tapu müdürlüklerine, bankalara, vergi dairelerine müzekkereler yazıldığı, ölüm tarihi itibariyle adına kayıtlı araç ve gayrimenkulünün bulunmadığı, murisin 8.475,08 TL ve 6.155,21 TL vergi borçlarının olduğu, Dairemizin kaldırma kararı sonrasında murisin bankalardaki hesaplarına ilişkin bakiyeleri ve işlem yapılıp yapılmadığının araştırıldığı eksik hususların ikmal edildiği, murisin toplam borcu göz önünde bulundurulduğunda, ölüm tarihi itibariyle murisin terekesinin borca batık olduğunun anlaşıldığı, mirasçının terekeyi kabul anlamına gelebilecek davranışlarının bulunmadığı, bu nedenlerle davanın kabulüne ve davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir....

      Adli Tıp Kurumunun 08.12.2014 tarihli otopsi raporunda murisin 30.09.2014 günü vefat ettiği ve kişide saptanan sternum kırığının yapılan yeniden yaşatma işlemleri ile husulünün mümkün olduğu bir kişinin ölümünün travmatik olmayan beyin kanaması sonucunda meydana geldiği açıklanmıştır Sigorta bilirkişisi tarafından düzenlenen raporla özetle; davalı sigorta şirketinin davacılara karşı sigortalının ölümünün gerçekleştiği gün itibariyle ödenmeyen kredi borcu taksitlerinden sorumlu tutulacağı ve davacılar alacağının ölümü tarihindeki kredi kapatma tutarı kadar olacağı, bu tutarın ne kadar olduğunun taraflarca kanıtlanması gerektiği ve ölüm tarihindeki kapatma tutarını poliçe limiti olan 25.444,88 TL'yi geçemeyeceği, temerrüt tarihinin en geç davalı sigorta şirketi bilgilendirme günü olan 16.01.2015 gününden 15 gün sonrası olan 02.02.2015 günü olacağı belirtilmiştir....

      Şti’ye ait olduğu, bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin "yasal temsilcisi" olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi gerektiği aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerektiği, mahkemece terekenin aktif ve pasifi araştırılırken ölüm tarihinin baz alınmadığı, mahkemece yapılması gereken işin murisin 17.05.2014 tarihi itibariyle tapuda taşınmaz kaydının, trafik sicilinde araç kaydının bankada mevcut hesabının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, emniyet ve banka şubelerine...

        ölüm günündeki değerlerini, başka bir ifade ile ölüm günü itibariyle terekenin aktifini belirlemek ve belirlenecek borç miktarına göre ölüm tarihi itibariyle borçlarını karşılamaya yeter miktarda olup olmadığını objektif olarak tespiti amacıyla murisin ölüm tarihi itibari ile bankalara, vergi dairesine tapu müdürlüğüne, emniyete trafik tescile, vergi dairesine,Taşlıçay İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak sorulduğu, murisin alacak ve borçlarının zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüte neden olmayacak şekilde belirlendiği, Türk Medeni Kanunu'nun 610/2.maddesinde sözü edilen tereke mallarını kendisine mal edinme durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin yeterli incelemenin yapıldığı, murisin aktif mal varlığının bulunmadığı borçlu olduğu bu nedenle bilirkişi incelemesine gerek duyulmaksızın mahkemece verilen karar isabetli olduğundan davalı T5’ın istinaf talebinin...

        Somut olayda, 18/05/2015 tarihinde ölen muris T6'ın terekesinin borca batık olduğunun ve mirasın hükmen reddedildiğinin tespitine karar verilmiş ise de, murisin ölüm tarihi itibariyla gerekli ve yeterli araştırmaların yapılmadığı anlaşılmaktadır....

        UYAP Entegrasyonu