Hemen belirtelim ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Davacının .... ile yaptığı sözleşmeye göre kendisine tahsis olunan taşınmaz üzerindeki işlemi için davalı yönünden zenginleşme için uygun bir nedensellik bağı oluşmadığı gibi, zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı bulunduğu ve bu işlemin .... ile davalı arasında sözleşmeye dayalı bir işlemle oluştuğu belirlenmektedir. Bu bağlamda, bir kişinin başkasının zararına zenginleşmesi adaletle bağdaşmaz. Ancak; sebepsiz iktisap davası şahsilik niteliğine haizdir. Nedensiz zenginleşmenin iadesi borcu kimin aleyhine doğmuşsa iade istemi sadece ona karşı ileri sürülebilir. Somut olayda; bu borcun ....'ye ait bulunduğu üzerinde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....
-TL kendi adına saklaması ve ihtiyacı olduğunda geri vermesi için babasının hesabına yatırdığını, murisin ölümüne kadar murisin ve davacının hakkı olan bu para davalı İsa Zora'dan istenmediğini; Bu nedenlerle gerekli araştırımalar yapılarak terekenin tespitine, TMK'nun 507- 507/4 vd., davalı İsa Zora'ya verilen vekaletnamenin kötüye kullanılması sonucu yaptığı tasarrufların iptali ile terekeye iadesine; bankalardan ve Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı paraların terekeye iadesine; Davalı İsa Zora hesabında bulunan ve inanç sözleşmesi ile kendisine verilen paranın tespiti ile terekeye iadesine, mal rejimine, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız ve özellikle tespit edilen terekeye göre dava değerini artırma hakkımızın saklı tutularak; Terekeye iade edilmesi gereken davalı adına geçirilmiş tapu kayıtlarının iptali ile miras hissesi oranında müvekkil davacı adına tesciline, tescili mümkün değil ise dava tarihi itibari ile bedelinin ve terekeye iadesi gereken para ile ölçülen diğer...
ın mirasçıları oldukları, murisin noterde düzenlenen vasiyetname ile 90 dönüm civarındaki narenciye bahçesini davacıya vasiyet ettiği, ancak vasiyete konu bahçenin 2007-2008 ve 2009 ürününün davalılar tarafından toplanıp satıldığı, yine muristen kalan diğer malların tamamının da davalıların tasarrufunda bulunduğu, bunlardan gelir elde ettikleri halde davacının miras payına düşen hissenin verilmediği ileri sürülerek, bu şekilde sebepsiz olarak zenginleşen davalılardan fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 50.000 TL alacağın miras payları oranında tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece; Türk Medeni Kanununun 595/3.maddesi uyarınca terekeye ilişkin tüm tedbirleri almaya görevli ve yetkili mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
A.Ş.’nin bu şirkette %50 oranında pay sahibi olduğunu ve murisin bir kısım hissesini davalılar Ayten Onur Altuntaş, Emine Onur ve Cengiz Onur’a devrettiğini, bunların yanı sıra murisin davalılar lehine pek çok taşınır ve taşınmazda karşılıksız kazandırmada bulunduğunu, Gül-On-Ak A.Ş. ve Simkur Müh. İnş. Taah. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin kurulması sırasında davalılara kuruluş sermayesi verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere muris tarafından davalı mirasçılar lehine, miras paylarına mahsuben yapılan sağlararası kazandırmaların iade tarihindeki değerlerinin tespiti ile bu değerler üzerinden paylaştırmaya esas olmak üzere terekeye iadesine, tenkis haklarının saklı kalmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davada zamanaşımının dolmadığını,davacının dava konusu yerde yaptırdığı tespit sonrasında murisin davalının evine yaptırdığı faydalı ve zorunlu masrafları öğrenerek sebepsiz zenginleşmeye yönelik davayı süresinde açtığını,bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava konusu alacak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu mal varlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşmede sadece mal varlığındaki eksilmenin giderilmesinin talep edilmesi söz konusudur. Görüldüğü gibi, sebepsiz zenginleşme, ikincil (talî) niteliktedir ve mal varlığındaki azalmanın başka aslî nitelikteki davalarla önlenmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme davası gündeme gelemez. Başka bir anlatımla aynı olayda, aynî haktan (istihkak davası), zilyetlikten, sözleşmeden, sözleşme benzeri hukukî ilişkiden veya haksız fiilden kaynaklanan bir talebin ileri sürülmesi mümkün ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 09.12.2021 tarihli ve 2017/(23)6- 868 E., 2021/1646 K. sayılı kararında da değinilmiştir....
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır....
Hukuk Dairesinin 17.12.2013 tarihli ve 2013/14303 E., 2013/18067 K. sayılı kararı ile; “…Dava konusu uyuşmazlık, davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında davalı alacaklıya ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir. 818 sayılı BK.'nun 61-66.maddelerine (6098 sayılı TBK.'nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davanın karşılıksız ve inançlı işlem nedenlerine dayalı olarak İstanbul ili, Beykoz İlçesi, 1556 ada 13 parselde davalı adına kayıtlı taşınmazın terekeye iade ile davacının miras payı oranında 1/4 oranında davacı adına tescili taşınmazın satımı halinde 1/4 ünün yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemi ile açılan tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkin olduğu, 4787 Sayılı Aile mahkemelerinin kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair Kanunun 4/1 maddesinde Aile Mahkemelerinin görevinin açıkça TMK'nun ikinci kitabından kaynaklanan (üçüncü kısım hariç olmak üzere ) davalar olarak belirlendiği, buna göre mahkemenin görevinin boşanmaya karar verilmesi halinde mal rejiminin tasfiyesi ile artık değerin taraflar arasında paylaştırılması ve değer artışı payına ilişkin davalar ile katkı payı alacağı ve aile konutuyla ilgili davalara yönelik olduğu, karşılıksız ve inançlı işlem nedenlerine dayalı olarak İstanbul ili, Beykoz...
Mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davanın karşılıksız ve inançlı işlem nedenlerine dayalı olarak İstanbul ili, Beykoz İlçesi, 1556 ada 13 parselde davalı adına kayıtlı taşınmazın terekeye iade ile davacının miras payı oranında 1/4 oranında davacı adına tescili taşınmazın satımı halinde 1/4 ünün yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemi ile açılan tapu iptali ve tescil ile tazminat istemine ilişkin olduğu, 4787 Sayılı Aile mahkemelerinin kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair Kanunun 4/1 maddesinde Aile Mahkemelerinin görevinin açıkça TMK'nun ikinci kitabından kaynaklanan (üçüncü kısım hariç olmak üzere ) davalar olarak belirlendiği, buna göre mahkemenin görevinin boşanmaya karar verilmesi halinde mal rejiminin tasfiyesi ile artık değerin taraflar arasında paylaştırılması ve değer artışı payına ilişkin davalar ile katkı payı alacağı ve aile konutuyla ilgili davalara yönelik olduğu, karşılıksız ve inançlı işlem nedenlerine dayalı olarak İstanbul ili, Beykoz...