Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bunun yanı sıra emsal Yargıtay kararları değerlendirildiğinde; mirasbırakanın ölümünden dolayı, hak sahibi olan mirasçılarına, Sosyal Güvenlik Kanunlarına göre bağlanan dul veya yetim aylığı ya da ölüm aylığı, terekeye dahil olmadığından, bu aylığı almış olmak, terekeye sahip çıkma sayılamaz ve mirası ret hakkının yitirilmesine yol açmaz. Sigortalı iken vefat eden kişinin sağ kalan eşine ve reşit olmayan çocuğuna sosyal güvenlik mevzuatı gereğince bağlanan "dul ve yetim aylığı" terekeye dahil bir değer olmayıp, sağ eşin ve çocuğun kanundan kaynaklanan hakkı niteliğindedir. Bu nedenle sağ eş ve çocuğa muristen dolayı dul ve yetim aylığı bağlanmış olması terekeye sahiplenme olarak görülemez. Murisin ölümü nedeniyle davacılara ödenen ikramiye hak sahiplerinin sıfatından doğan haklar olup, terekeye dahil olmayacağı anlaşılmakla (aynı yönde emsal karar:Yargıtay 14....

HUKUK DAİRESİ E. 2013/16221 K. 2014/608 T. 20.1.2014 ) Aynı yönde “Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Öte yandan, hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Sebepsiz zenginleşmenin borç doğurmasının nedeni ise, tam aksine, kişinin iradesi dışında malvarlığında bir eksilmenin meydana gelmesidir....

Davalı seçimlik hakkını kullanmadığından seçimlik hakkı taraflarına geçtiğini, davalıya kazandırmaların terekeye aynen iade edilmesi olarak seçimlik haklarını kullanmış bulunduklarını, buna göre iadeyle yükümlü davalının elden çıkarmamış olduğu taşınmazların terekeye aynen iadesinin, elden çıkarmış olduğu taşınmazların denkleştirme anındaki değerinin iade edilmesi gerektiğini, TMK'nın 673/1 maddesince kazandırmanın denkleştirme anındaki değere göre yapılacağı ve ikinci fıkrasında da denkleştirmede sebepsiz zenginleştirme hükümlerinin uygulanacağının belirtildiğini, aynen iade taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabul edilmemesi halinde yerel mahkemenin kısmen kabulüne yönelik karara karşı istinaf gerekçelerinin bulunduğunu buna göre toplam tereke hesabının hatalı yapıldığını, terekeye hiç katılmamış murise ait değerler olduğu gibi bazı değerlerinde eksik dahil edildiğini, 24/07/2008 tarihli veraset beyannamesine göre murisin nakit parasının 483.331,28 TL olduğunu ve nazara alınmadığını...

in ehliyetsizliği ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle yapılan satışın iptali ile terekeye iadesine, eğer mahkemece ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiası uygun görülmezse muvazaa nedeniyle tapunun iptali ile terekeye iadesine ve muvazaa olgusunda 3. kişinin iyi niyetli olması ihtimaline binaen taşınmazın gerçek bedeli üzerinden davalı ... aleyhine tazminata hükmedilmesine ve bu miktarın terekeye iadesine karar verilmesini istemişler, yargılama devam ederken davacılar vekili, ehliyetsizlik iddiasına dayalı istemlerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

    Hemen belirtelim ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Davacının .... ile yaptığı sözleşmeye göre kendisine tahsis olunan taşınmaz üzerindeki işlemi için davalı yönünden zenginleşme için uygun bir nedensellik bağı oluşmadığı gibi, zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı bulunduğu ve bu işlemin .... ile davalı arasında sözleşmeye dayalı bir işlemle oluştuğu belirlenmektedir. Bu bağlamda, bir kişinin başkasının zararına zenginleşmesi adaletle bağdaşmaz. Ancak; sebepsiz iktisap davası şahsilik niteliğine haizdir. Nedensiz zenginleşmenin iadesi borcu kimin aleyhine doğmuşsa iade istemi sadece ona karşı ileri sürülebilir. Somut olayda; bu borcun ....'ye ait bulunduğu üzerinde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

      İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; tarafların murisi ile davalının ortak hesabında bulunan murise ait olduğu tespit edilen paranın, davalı tarafından ortak hesaptan çekilmesi ve kendi hesabına aktarılması nedeniyle, müvekkilin hissesi oranında tahsili talebini içeren alacak davası olduğunu, Sebepsiz zenginleşme iddiası davalı tarafın iddiası olup, mahkemenin bu yorumu kabul ettiğini, ancak gerekçeli kararda davacı tarafın sebepsiz zenginleşme iddiası ileri sürdüğü kabul edilmiş ve bu kabul üzerine hüküm kurulduğunu, Ortak hesaba yatan paranın muris Mahmut'a ait olduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme olmadığı gibi; bu husus Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/591 Esas, 2017/513 Karar ve 21.06.2017 tarihli kararı ile ve dava dosyasındaki beyanlarla sübut bulduğunu, dava, 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığını, bu nedenle zamanaşımı itirazının reddi gerektiğini, (Yargıtay 11....

      Şubesi’nde bulunan hesabından bloke çek ile ödendiğini, dava konusu taşınmazda halen davalının ikamet ettiğini, murisin ölümü ile terekeye dahil olan taşınmaz bedelinin davacının payına düşen miktarının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        -TL kendi adına saklaması ve ihtiyacı olduğunda geri vermesi için babasının hesabına yatırdığını, murisin ölümüne kadar murisin ve davacının hakkı olan bu para davalı İsa Zora'dan istenmediğini; Bu nedenlerle gerekli araştırımalar yapılarak terekenin tespitine, TMK'nun 507- 507/4 vd., davalı İsa Zora'ya verilen vekaletnamenin kötüye kullanılması sonucu yaptığı tasarrufların iptali ile terekeye iadesine; bankalardan ve Sosyal Güvenlik Kurumundan aldığı paraların terekeye iadesine; Davalı İsa Zora hesabında bulunan ve inanç sözleşmesi ile kendisine verilen paranın tespiti ile terekeye iadesine, mal rejimine, fazlaya ilişkin dava ve talep hakkımız ve özellikle tespit edilen terekeye göre dava değerini artırma hakkımızın saklı tutularak; Terekeye iade edilmesi gereken davalı adına geçirilmiş tapu kayıtlarının iptali ile miras hissesi oranında müvekkil davacı adına tesciline, tescili mümkün değil ise dava tarihi itibari ile bedelinin ve terekeye iadesi gereken para ile ölçülen diğer...

        ın mirasçıları oldukları, murisin noterde düzenlenen vasiyetname ile 90 dönüm civarındaki narenciye bahçesini davacıya vasiyet ettiği, ancak vasiyete konu bahçenin 2007-2008 ve 2009 ürününün davalılar tarafından toplanıp satıldığı, yine muristen kalan diğer malların tamamının da davalıların tasarrufunda bulunduğu, bunlardan gelir elde ettikleri halde davacının miras payına düşen hissenin verilmediği ileri sürülerek, bu şekilde sebepsiz olarak zenginleşen davalılardan fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak 50.000 TL alacağın miras payları oranında tahsiline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece; Türk Medeni Kanununun 595/3.maddesi uyarınca terekeye ilişkin tüm tedbirleri almaya görevli ve yetkili mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davada zamanaşımının dolmadığını,davacının dava konusu yerde yaptırdığı tespit sonrasında murisin davalının evine yaptırdığı faydalı ve zorunlu masrafları öğrenerek sebepsiz zenginleşmeye yönelik davayı süresinde açtığını,bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava konusu alacak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmaktadır. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....

          UYAP Entegrasyonu