Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın 03/08/2009 tarihinde vefat ettiğini, murisin ölmeden bir gün önce ... Şubesindeki hesabından 35.000,00-TL parayı davalıların çektiğini, bu şekilde zimmetlerine geçirdiklerini, bir gün sonrasında murisin öldüğünü, çekilen paranın davalı Nefise Kurnaz adına yatırıldığını, ayrıca murisin alacaklı olduğu tüccar ...'den 35.000,00-TL nin muris öldükten sonra davalıların tahsil ettiklerini ve terekeye ait olan bu parayı davalıların aldıklarını, murisin ... İlçe .......

    Bozma Kararı Dairenin 25/02/2021 tarihli ve 2018/5308 E. 2021/1042 K. sayılı kararıyla; “...Eldeki davada, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden davacının, inançlı işlem ve aşırı yararlanma (gabin) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak isteğinde bulunduğu, ön inceleme duruşmasında ise 6100 sayılı HMK'nın 140. maddesi uyarınca davanın hukuki sebebi belirlenmeden sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle anılan hukuki sebep yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddine....

      ve devam eden beyanları incelendiğinde davadaki beyanlarının sadece murisin ehliyetsizliği noktasında toplanmadığını, taraflarınca davaya konu ÖKB sözleşmesinin iptalini gerektiren bir çok sebebe daha dayanıldığının görüleceğini, buna rağmen mahkemece yalnızca murisin ehliyetsizliği noktasında inceleme yapıldığını ve diğer dava sebeplerine gerekçeli kararda hiçbir şekilde yer verilmeksizin davanın reddedildiğini, önceki istinaf dilekçelerini tekrar ettiklerini, davaya konu ÖKB sözleşmesinin tanığı olan Ahmet Hacıhasanoğlu'nun dava süresince çelişkili beyanlarda bulunduğunu, dava süresince ileri sürdükleri beyanlarının kanıtlanmış ve davaya konu ÖKB sözleşmesinin hükümsüz olduğunun tespiti gerekmekte iken mahkeme 4. celsesinde davalı ve ÖKB sözleşme tanığı Ahmet Hacıhasanoğlu'nun re'sen yeniden dinlenilmesine karar verildiğini, buna istinaden tanığın önceki beyanlarını tamamen değiştirdiğini ve bu beyanının tamamen yönlendirilmiş olduğunu, tanığın bu çelişkili beyanlarına istinaden mahkeme...

      Buna göre sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Bunun için de, öncelikle iade borcunun kapsamı belirlenmeli, fakirleşme ve zenginleşme zamanı tesbit edilmelidir. Bu bağlamda, davacının, taşınmaza yaptığını iddia ettiği iyileştirme giderlerini sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalılardan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davalı tarafın mal varlığına geçmiş olması gerekir. Somut olayda; dava tarihi itibariyle ortaklığın giderilmesi davası derdest olup, taşınmaz satılarak, davacının kullanımından çıkmamıştır....

        Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 77 vd. Maddelerinde yer alan düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Bu genel açıklamadan sonra sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için aranan şartların açıklanmasında yarar görülmüştür. Birinci şart; taraflardan birisinin malvarlığında bir eksilmenin vukubulmasına karşı, diğerinin malvarlığında bir çoğalmanın gerçekleşmiş olmasıdır....

        Sebepsiz zenginleşme kurumunun amacı, haksız değer kaymalarının önlenmesi olup, tam bir eski hale getirme özelliği taşımaktadır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene "ya da" borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli temel özelliği ise, "şahsilik" prensibidir. Buna göre, kime karşı zengileşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerekmektedir....

          Sebepsiz zenginleşme, 6098 sayılı TBK’nun 77 ve devamı (mülga 818 sayılı BK’nun 61 vd) maddelerinde düzenlenmiş olup, madde hükmü uyarınca "Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Buna göre; sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade borcunun kapsamı ve yapılmış olan giderlerden hangilerinin geri istenebileceği, giderlerin niteliğine ve zenginleşen kimsenin iyiniyetli ya da kötüniyetli oluşuna göre farklılık göstermektedir....

            davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında dava konusu haksız fiilden doğan tazminat davası olarak belirtmiş ise de davanın terekenin korunması maksadıyla açılmış bir sebepsiz zenginleşme davası olup, bu hususun dava dilekçesinde de belirtildiğini, duruşma esnasında dinlenen tanık beyanları ile iddialarının doğruluğunun kanıtlandığını, davalı tarafın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre zenginleştiğini iade ile yükümlü olduğunu, davacının vefat eden annesi T6 (TC: ) yasal mirasçısı olduğunu, dosyada bulunan Kayseri 3....

            Davalılar, murisin akıl sağlığının yerinde olduğunu, davalı oğulları tarafından para çekildiği hususunun davacı tarafça ispat edilemediğini, çekilmiş olsa dahi geride murisin pek çok gayrimenkul bıraktığını, saklı paylarının ihlal edilmediği gibi davaya konu miktarın murisin özgürce tasarruf edebileceği kısmın çok altında olduğunu, belirterek davanın reddinin savunmuşlardır. Mahkemece, davalılar ... ve ... yönünden sübut bulmadığından davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, mirasta iade, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir....

              Eldeki davada, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanıldığı anlaşılmaktadır. Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve dava dışı başkaca mirasçılarının bulunduğu kayden sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK. 640....

              UYAP Entegrasyonu