Mahkemece, davanın kabulüne, 15.694,50 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Türk Borçlar Kanunu'nun 77. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için, borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Davaya konu alacak, miras bırakanın sebepsiz zenginleşmesinden kaynaklanmakta olup, ölümünden sonra mirasçılarına karşı ileri sürülmesinde yasaca bir engel bulunmamaktadır; miras bırakanın malvarlığına ve terekesine dahildir. Sebepsiz zenginleşen kişi, malvarlığında sebepsiz yere meydana gelen artışı iade ile yükümlüdür. İade yükümlülüğünün konusu ve kapsamı ise BK. 63. maddede hükme bağlanmıştır. Bu maddeye göre; “Haksız olarak bir şeyi istifa eden kimse, onun istirdadı zamanında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği miktar nisbetinde red ve iade ile mükellef değildir. Şu kadar ki kabız, o şeyi suiniyet ile elden çıkarmış yahut onu elden çıkarır iken bilahare red ve iadeye mecbur olacağına vakıf bulunmuş olursa red ve iadeye mecburdur.” Görüldüğü gibi, maddede, iade borcu zenginleşen iyi veya kötü niyetli olmasına göre farklı şekilde ele alınmıştır. Haklı bir sebebe dayanmaksızın zenginleşen kimse kötü niyetli ise, iade borcu zenginleşmenin tamamını kapsar....
Miras bırakanın borçları, ölümünden önce yaptığı hukuki işlemlerden, işlediği haksız fiillerden, malvarlığında meydana gelen sebepsiz zenginleşmeden ve ölüm anına kadar oluşan bir takım olgular nedeniyle doğrudan doğruya kanundan doğabilir. Mirasçıların sorumluluğu bakımından borcun kaynağı önemli değildir. Bu sorumluluk, mirasın kesin olarak kazanılması ile başlar, borcun esası ile sınırlı olmayıp, işlemiş ve işleyecek faizlerini de kapsar. ./.. -2- Takibe konu alacak, miras bırakanın sebepsiz zenginleşmesinden kaynaklanmakta olup, ölümünden sonra mirasçılarına karşı ileri sürülmesinde yasaca bir engel bulunmamaktadır; miras bırakanın malvarlığına ve terekesine dahildir. Sebepsiz zenginleşen kişi, malvarlığında sebepsiz yere meydana gelen artışı iade ile yükümlüdür. İade yükümlülüğünün konusu ve kapsamı ise BK. 63. maddede hükme bağlanmıştır....
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; sebepsiz zenginleşme olgusuna dayalı davada bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, murise ait kasadan çıkan miktarın davacı tarafından ileri sürülen kadar olmadığı gibi bekar olan kardeşlerinin düğün ve ev masrafları ile murisin vergi borcuna harcandığı nedeniyle açılan davanın reddini dilemiştir....
Davacılar, mirasbırakan babaları Hayrullah'ın eşi ile birlikte oturduğu 9 ada 11 parsel sayılı taşınmazı müteahhit olan davalının birden fazla daire verileceği vaadi ile kandırmak suretiyle adına tescil ettirdiğini, murisin 87 yaşında, hasta ve kulaklarının duymadığını ayrıca okuma-yazması da olmayıp hata yapmaya ve yanıltılmaya müsait olduğunu, murisin oğlu olan dava dışı Bülent'in de davalı ile birlikte hareket ettiğini, murisin evini satmayı gerektiren bir durum olmadığını, üstelik taşınmazın çok düşük bedelle satıldığını ileri sürerek, hata, hile ve gabin hukuksal nedenlerine dayalı olarak miras payları oranında tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuşlardır. Davalı, murisin paraya ihtiyacı olması nedeniyle taşınmazı sattığını daire verilmesi hususunda anlaşma yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden Saniye Melek Yaşlı'nın 21/12/2014 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davacılar Necmi ve Doğan ile, davalı Hülya ve davaya muvafakatleri alınan diğer mirasçılar Nermin ve Yaşar'ın kaldığı, davacıların dava dilekçesi ile ehliyetsiz, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı olarak öncelikle muris adına ve terekeye iade istemli tapu iptali tescil, olmazsa bedelin tahsili isteminde bulundukları, ATK 4. İhtisas Kurulunun 27/11/2017 tarihli raporunda murisin satış ve vekalet tarihinde fiil ehliyetinin olmadığının tespit edildiği, ATK 1. Üst Kurulunun 08/01/2019 tarihli raporunda ise murisin vekalet tarihinde fiil ehliyetinin olduğu, devir tarihinde ise fiil ehliyetinin olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 02/09/2015 tarihli duruşmasında buğday ekim ve hasat olayını öğrendiğini ifade ettiğini, sebepsiz zenginleşme gereğince dava hakkının bu tarihten 2 yıl sonra zamanaşımına uğrayacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, muris tarafından ekilen ancak vefat etmesi nedeniyle murisin biçemediği buğday hasadının davacı eş tarafından biçilerek satıldığı iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalının miras bırakanı kandırarak 1010 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payını temellük ettiğini, murisin sağlığında açmış olduğu tapu iptal tescil davasında hukuki ehliyete sahip olmadığının belirlendiğini ileri sürerek 1/2 payın adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı,davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin kararın temyizi üzerine Dairece, davacı tarafından murisin ehliyetsizliği ve hile hukuki nedenlerine dayalı olarak pay oranında açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi ...’nın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi....
Dava kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali tescil ve tazminat istemine ilişkindir. Davacı, miras yoluyla gelen hakka dayanarak davalı Şerif’e yönelik tapu iptal ve tescil davası açmış, talebin reddi halinde ise diğer davalı Meryem’den sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat isteğinde bulunmuştur. Davacı taşınmazın ortak murislerine ait iken ölümü ile mirasçılarına kaldığını, taksim yapılmadığından tapu kaydının iptali ve miras payı oranında adına tescili istemi ile dava açmış, yargılama sırasında da tereke adına tescile dair bir istemde bulunmamıştır. Hal böyle olunca terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunan davalı Şerif’e yönelik tapu iptal ve tescil isteminin aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.09.2009 gününde verilen dilekçe ile istihkak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, istihkak istemine ilişkindir. Davacılar vekili, muris...'in 19.08.1985 tarihinde vefat ettiğini, murisin 1975 yılında.... Konut Yapı Kooperatifine üye olduğunu, davalının murisin vefatından 5 yıl sonra murisin yerine kooperatife üyeliğe kabul edildiğini, davalının terekedeki bu malı kardeşlerine haber vermeden kötüniyetle iktisap ettiğini bu nedenle terekeye ait payın terekeye iadesini talep ve dava etmiştir....