Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar, 1. katın tamamını ortak murisin yaptırdığını, baba vefat edince 1. kattaki eve anneleri, teyzeleri ve davacının taşındığını, davacının evlendikten sonra da davalıların rızasını almadan 2. kattaki dairede yaşadığını, yaşadığı bu yerde boya badana onarım yaptırdığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 69.520,00-TL'nin dava açılma tarihi olan 16/02/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir . Türk Borçlar Kanunu'nun 77. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmeden doğan borç ilişkisinden söz edilebilmesi için, bir tarafın mal varlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir....

    Görüleceği üzere, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme hâlinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir. 23. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade borcunun kapsamı ve yapılmış olan giderlerden hangilerinin geri istenebileceği zenginleşen kimsenin iyiniyetli ya da kötüniyetli oluşuna göre farklılık göstermekte ise de, geri alma hak ve borcunun doğumu için öncelikle malvarlıklarında birinin yararına diğerinin ise zararına olmak üzere karşılıklı zenginleşme ve fakirleşme olgusunun gerçekleşmesi aranır....

      Somut olayda, davacı taşınmazın kendisine devredileceği inancı ile yapmış olduğu tüm harcamaların bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep etmektir. Bu nokta, 02.02.1991 gün, 1990/1 E.-1991/1 K.sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden çok önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusu davalı ...'in bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir. Davada ise bu azalma ve çoğalmanın dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ...'...

        İade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının belirlenmesi gerekir. Somut olayda dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile davaya konu taşınmazın davanın açıldığı tarih itibariyle davacının tasarrufunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla bu aşamada sebepsiz zenginleşme henüz oluşmamıştır. Bu durumda, mahkemece; sebepsiz zenginleşme olgusu henüz gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar vermek gerekirken, husumet nedeniyle davanın reddi doğru değilse de; netice itibariyle doğru red kararı nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmayarak dairemizce kararın onanması cihetine gidilmiştir. Bu nedenle, düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK.nun 440.nci maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin REDDİNE, 219.00-TL.para cezasının düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydettirilmesine, 03.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin aynı çeke dayalı olarak 2015/121 Esas 2016/470 Karar sayılı 22.06.2017 kesinleşme tarihli mahkeme ilamının mevcut olduğunu, davacı T1'ın 4.860,00- TL yönünden borçlu olmadığına dair mevcut ve kesinleşmiş bir karar var iken, aynı çeke dayalı olarak açılan Sebepsiz Zenginleşme davasında “10.205,00- TL Sebepsiz Zenginleşme Alacağının, Sebepsiz Zenginleşme tarihi olan 25.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğunu, çünkü aynı takibe ve aynı çeke dayalı olarak verilen ve kesinleşen Mahkeme hükmüne dayalı olarak yeni bir karar ve hüküm verildiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          Kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının reddine HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 15.01.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY Dava TMK 589. maddesine dayanılarak açılmış terekenin tespiti ve korunması istemine ilişkindir. Miras bırakının eşi ve kızı olan davacılar murisin annesi ve ablası olan davalılarda bulunan ve murisin kanser hastalığı nedeniyle kemoterapi görmeden önce keserek kendilerine verdiği saçının ve konuşamadığı dönemlerde isteklerini yazdığı defter ile aile albümünün tespiti ile koruma önlemi alınmasını istemişlerdir....

            Sebepsiz zenginleşme kurumunun amacı, haksız değer kaymalarının önlenmesi olup, tam bir eski hale getirme özelliği taşımaktadır.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene "ya da" borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli temel özelliği ise, "şahsilik" prensibidir. Buna göre, kime karşı zengileşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerekmektedir....

              Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Uyuşmazlık, taşınmazın birleşen dava davacısı tarafından dava tarihine kadar kullanılıp kullanılmadığı ve iade borcunun kapsamı noktasında toplanmaktadır. 02.02.1991 gün, ....sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Uyuşmazlık konusu olayda olduğu gibi dava tarihinden önce yapılan ve davacı tarafından kullanılarak yararlanılan giderler nedeniyle, sebepsiz zenginleşme borçlusunun (davalının) bu giderlerin yapıldığı tarihte ekonomik açıdan zenginleştiği, yapanın ise o anda fakirleştiği kabul edilemez. Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade isteminde bulunabilmek için ..... bir tarafın malvarlığının diğer tarafın mal varlığı aleyhine çoğalması gerekir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve mirasçıların payları oranında tescili taleplerine ilişkindir. Dava dilekçesinin içeriği ve davacı vekilinin 16/07/2021 tarihli tam ıslah dilekçesinden iddianın ileri sürülüş biçimi ile ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanıldığı ve mirasçılara payları oranında tescilinin talep edildiği anlaşılmaktadır....

                Sebepsiz zenginleşme talebi hukuki nitelikçe, poliçeden doğan hakkı, bunun korunması ve/veya kullanılması için gereken işlemlerin yapılmaması nedeniyle düştüğü veya zamanaşımına uğradığı hâllerde, senet borçlusu nezdinde oluşan sebepsiz zenginleşmeye yönelik olarak, poliçe alacağını elde edemeyen ve bu nedenle mal varlığında hakkaniyete aykırı bir değer kaybı oluşan hâmile, yine poliçe hukuku tarafından tanınmış olan yeni bir haktır. Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hâmilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır....

                  UYAP Entegrasyonu