Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki munzam zararın tazmini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıya karşı Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/353 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açtığını, davanın lehine sonuçlandığını, hüküm altına alınan 63.750,00 TL ile işlemiş olan 37.549,70 TL faizin uğradığı zararı karşılamadığını, 75.000 Alman markı ile hüküm altına alınan faiz birleştiğinde satılan evin muadili bir ev alamayacağını, alacak davası ile hüküm altına alınan ana para ve faiz ödemesinin mevcut zararı karşılamaktan uzak olması nedeniyle 60.000,00 TL munzam zararın faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

    YABANCI PARA ÜZERINDEN HESAPLANAN TAZMINAT, HAKSIZ FIILDEN KAYNAKLANAN ZARARIN TAZMINI VE TESPITI, TAZMINATIN TAYINI "İçtihat Metni"Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı R..... D..... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline ait araca, sürücüsü tespit edilemeyen ancak mülkiyeti davalıya ait olan aracın arkadan çarparak hasara yol açtığını, davalı aracının sigortacısının A........ AŞ. olduğunu belirterek, 2.243.59 Euro tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı R..... D....., kazaya karışanın otomobilin sahibi olduğunu, olay sırasında hasta olduğundan oğlu A.... D.....'...

      Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir. Aksi halde soyut ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen, genel ekonomik gelişmeler TBK'nın 122. maddesinde sözü edilen munzam zararın tazminini gerektirmez(Yargıtay ---- Hukuk Dairesi'nin 14.12.2015 Tarih, -----. Sayılı kararı)....

        DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında akdedilen işyerim sigorta poliçesi kapsamında sigorta Şirketi tarafından yapılan ödemenin zararın tamamını karşılamadığı iddiasına dayalı, Sigorta poliçesi teminatı dışında ödemenin geç yapılması nedeniyle munzam zararın tazmini davası olup, uyuşmazlığın 15/01/2019 tarihinde gerçekleştiği iddia edilen hırsızlık nedeniyle davalıdan munzam zarar bedeli tahsili istemi hususlarına ilişkindir....

          DAVA TÜRÜ : ORTAK YERLERE VERİLEN ZARARIN TAHSİLİ İSTEMLİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 18. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 18. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.2.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken son koşul ise: borçlunun temerrüdü ile alacaklının aşkın (munzam) zararı arasındakı illiyet bağının mevcudiyetidir. Aşkın zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerindedir. Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı. TBK'nin 122. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu. illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun -----29.03.2022 Tarihli benzer uyuşmazlıkta verdiği emsal karar gerekçesinde işaret edildiği üzere: Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın. yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut. inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir....

              Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken son koşul ise: borçlunun temerrüdü ile alacaklının aşkın (munzam) zararı arasındakı illiyet bağının mevcudiyetidir. Aşkın zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerindedir. Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı. TBK'nin 122. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu. illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun -----29.03.2022 Tarihli benzer uyuşmazlıkta verdiği emsal karar gerekçesinde işaret edildiği üzere: Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın. yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut. inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir....

                Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken ilk koşul, bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. ikinci koşul: borçlunun temerrüdü nedenivle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. Ancak alacaklının zararının temerrüt faizinden az yahut temerrüt faizine eşit olması durumunda, zararın temerrüt faiziyle karşılanacak olması sebebiyle aşkın (munzam) zararın varlığından söz edilemez. Üçüncü koşul: borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Zira aşkın (munzam) zarar sorumluluğu. temerrüt faizinden sorumluluktan farklı olarak kusur sorumluluğuna dayanmakta olup burada aranan kusur. borçlunun temerrüde düşmekteki kusurudur. Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken son koşul ise: borçlunun temerrüdü ile alacaklının aşkın (munzam) zararı arasındakı illiyet bağının mevcudiyetidir. Aşkın zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerindedir. Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı....

                  Aşkın (munzam) zararın varlığı için gereken son koşul ise: borçlunun temerrüdü ile alacaklının aşkın (munzam) zararı arasındakı illiyet bağının mevcudiyetidir. Aşkın zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerindedir. Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı. TBK'nin 122. maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu. illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun -----29.03.2022 Tarihli benzer uyuşmazlıkta verdiği emsal karar gerekçesinde işaret edildiği üzere: Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın. yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut. inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir....

                    Munzam zarar talep edebilmek için ilk koşul bir para borcunda borçlunun temerrüdünün varlığıdır. İkinci koşul; borçlunun temerrüdü nedeniyle temerrüt faiziyle karşılanamayan alacaklı zararının mevcudiyetidir. üçüncü koşul; borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olmasıdır. Dördüncü koşul ise borçlunun temerrüdü ile alacaklının munzam zararı arasındaki illiyet bağının mevcudiyetidir. -------- Esas ve Karar sayılı kararında belirtildiği üzere munzam zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerinde olup, alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 194. maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır....

                      UYAP Entegrasyonu