Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Munzam zararın tazmini konusuyla ilgili olup Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin 22.3.1994 gün ve 1994/2060-3571 sayılı kararı ve bunu izleyen kararlarında belirtildiği gibi; alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. Burada davacının kanıtlaması gereken husus, enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olgular değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğü keyfiyetidir....

    Hal böyle olunca davada istenen zararı doğuran somut olayın ve bu nedenle uğranılan zararın kanıtlanması gerektiği açıktır.Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir. Aksi halde soyut ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen, genel ekonomik gelişmeler TBK'nın 122. maddesinde sözü edilen munzam zararın tazminini gerektirmez(Yargıtay-----. Hukuk Dairesi'nin 14.12.2015 Tarih,------....

      Dosyamız kapsamında uyuşmazlığın temel noktası ödenen bedel ve hakem kararının yasaya uygunluğundan ziyade davalının ödemede temerrüde düşüp düşmediği ve bu kapsamda davacının munzam zararı doğup doğmadığına ilişkindir. Davacı tarafından faizi aşan munzam zararının tazmini talep edilmiş ise de yerleşik Yargıtay içtihatları da nazara alındığında TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Burada kanıtlanacak olgular; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarardır....

        bir deyişle enflasyonun varlığının munzam zararın tazmini için yeterli olmadığını, her şeyden önce, ülkede yüksek enflasyonun bulunması, temerrüt faizi dışında bir zararının olduğunu ispat anlamına gelmeyeceğini, munzam zararda alacaklı, zaraının kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu ispat etmek zorunda olduğunu, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydı ile, müvekkili şirketin ancak hasar anındaki zarar ile sınırlı olmak üzere sorumlu olup bu sorumluluğunu da layıkıyla yerine getirdiğini, davacının bu tutarı aşan huzurdaki talebinin sigorta mantığı/sigorta prensipleri ve mevzuat hükümleri ile uyuşmadığını, ayrıca davacının işbu talebinin onun sebepsiz olarak zenginleşmesini sağlayacak nitelikte olduğunu ve yine aynı gerekçeler ile munzam zarar kavramı ile sorumluluk sigortası kavramlarının birbiri ile örtüşmediğini, müvekkili şirket tarafından davacıyı zarar uğratmak maksadı ile ödeme yapılmadığı hususunun da gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin tazminat ödemesi...

          Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir....

            zararı oluştuğunu beyanla, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla menfi, müspet ve munzam zararın tazmini için 10.000-TL'nin 24.07.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

              gücündeki meydana gelen azalmanın aşkın (munzam) zararı oluşturduğu yönündedir....

              Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir. Aksi halde soyut ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen, genel ekonomik gelişmeler TBK'nın 122. maddesinde sözü edilen munzam zararın tazminini gerektirmez(Yargıtay18. Hukuk Dairesi'nin 14.12.2015 Tarih, 2015/5164 E.-18416 K. Sayılı kararı)....

                Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının munzam zararını ispat etmesi gerektiğini, enflasyon, TL bazında döviz kuru ve altın kurundaki artış açısından müvekkili bankaya kusur yüklenemeyeceğini, davacının ileri sürdüğü munzam zarar ile müvekkili bankanın temerrüdü arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının ticari yaşamdaki bu tür sıkıntılara katlanmak zorunda olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur. Dava; munzam zarar nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 6098 sayılı TBK 122.maddesinde munzam zarar düzenlenmiştir. Anılan madde gereğince alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler (temerrüt) faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine kusur yüklenemeyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı ödemekle yükümlüdür. Yasa koyucu para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Bu zararın karşılanması iki bölümde düşünülmüştür....

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının munzam zararını ispat etmesi gerektiğini, enflasyon, TL bazında döviz kuru ve altın kurundaki artış açısından müvekkili bankaya kusur yüklenemeyeceğini, davacının ileri sürdüğü munzam zarar ile müvekkili bankanın temerrüdü arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının ticari yaşamdaki bu tür sıkıntılara katlanmak zorunda olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuştur. Dava; munzam zarar nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 6098 sayılı TBK 122.maddesinde munzam zarar düzenlenmiştir. Anılan madde gereğince alacaklının uğradığı zarar geçmiş günler (temerrüt) faizinden fazla olduğu takdirde borçlu kendisine kusur yüklenemeyeceğini kanıtlamadıkça bu zararı ödemekle yükümlüdür. Yasa koyucu para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Bu zararın karşılanması iki bölümde düşünülmüştür....

                    UYAP Entegrasyonu