Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

CEVAP 1.Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı süresinin dolduğunu, munzam zararın koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. 2.Feri müdahil TMSF vekili; amanaşımı süresinin dolduğunu, munzam zararın koşullarının oluşmadığını, davacının iddia ettiği zararını ve miktarını kanıtlanması gerektiğini savunrak davanın reddini istemiştir. 3.Feri müdahil OYAK vekili; davada asıl muhatabın TMSF olması gerektiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ve müvekkilinin sorumluğu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların faizi aşan zararlarının olduğunu ve zararın miktarını, diğer bir anlatımla munzam zararın ne şekilde oluştuğunu somut olarak ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

    Munzam zararın tazmini konusuyla ilgili olup Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin 22.03.1994 gün ve 1994/2060-3571 sayılı kararı ve bunu izleyen kararlarında belirtildiği gibi; alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. Burada davacının kanıtlaması gereken husus, enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olgular değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğü keyfiyetidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki munzam zararın tazmini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabuüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatı tarafından duruşmalı, davacı avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Tuncer Yıldırım ile davacı .... yetkilisi ... ... ve vekili avukat ...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

        "İçtihat Metni"Davacılar ... vd. ile davalı ... aralarındaki kamulaştırma bedelinin geç ödenmesinden dolayı uğranılan munzam zararın tazmini davasına dair Dinar Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.02.2012 günlü ve 2009/99-2012/45 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 11.03.2013 günlü ve 2013/370-2013/3521 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava edilip sonuca bağlanan ve karar düzeltme istemine konu edilen uyuşmazlık konusu miktar 11.104 TL sını geçmemektedir. HUMK nun 440. maddesinin 3 numaralı fıkrasının 1 numaralı bendine göre miktar veya değeri 11.104 TL dan az olan davalara ait hükümlerin onanması veya bozulmasına ilişkin ilamlar hakkında karar düzeltme yoluna gidilemez....

          Hukuk Dairesi'nce incelenmiştir) sürerken taşınmazın değerinin artması nedeniyle oluşan munzam zararın tazmini istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine 30/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Munzam zararın tazmini için alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. davacının enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olguları değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğünü kanıtlaması gerekir. Aksi halde soyut ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen, genel ekonomik gelişmeler TBK'nın 122. maddesinde sözü edilen munzam zararın tazminini gerektirmez (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 14.12.2015 Tarih, 2015/5164 E.-18416 K. Sayılı kararı)....

            Davacı icrada ve haricen paranın peyderpey ödenmesi ve yüksek enflasyon ve banka faizleri nedeniyle zarara uğradığını iddia ederek, gabin nedeniyle iptal edilen sulh sözleşmesinden kaynaklanan menfi zararının tazmini için iş bu davayı açmış ise de, davanın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar istemine ilişkin olduğu tüm dosya kapsamı ile sabittir. Kanun koyucu para borcunun geç ödenmesi halinde bir zararın mevcut olduğunu kural olarak benimsemiştir. Diğer bir deyişle temerrüt faizi miktarınca alacaklının zarara uğradığı yasal bir karine olarak kabul edilmiştir. Bunun dışında davacının herhangi karineden istifade etme olanağı yasal olarak mevcut değildir....

              kara bağlı munzam zararın tahsilinin talep edildiğini, ancak taleplerin mahkeme tarafından incelenmediğini, bu durumun Anayasa'nın adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, Off-shore mağdurlarının "munzam zarar" taleplerinin Yargıtay 11....

              MANEVİ ZARARIN ÖDENMESİ İSTEMİNİN, MADDİ ZARARIN KANITLANMAMASI NEDENİYLE BUNA İLİŞKİN İSTEMİN REDDİ VE DUYDUĞU ÜZÜNTÜ VE ELEM KARŞILIĞIDA 100.000 TL. MANEVİ TAZMİNATIN ÖDENMESİ HK. Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisine ÜSS sınavı sonucuna göre kayıt yaptıran davacının kaydının silinmesine ilişkin işlemin Danıştay Sekizinci Dairesince iptal edilmesi nedeniyle okuldan uzak kaldığı süre nedeniyle hayata geç atılacağı ve uğradığı maddi ve manevi zarara karşılık olmak üzere, 1.440.000 Lira maddi, 300.000 Lira menavi tazminat ödenmesi isteğiyle açılan davada, davacının maddi tazminata ilişkin isteklerinin tamamen olasılığa dayandığı, maddi zararın kanıtlanması yönünden geçerli bir neden gösterilmediği gerekçesiyle reddine, davacıya duyduğu üzüntü ve elem karşılığı olarak takdiren 100.000 lira manevi tazminat ödenmesine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulması istemidir....

                Munzam zararın tazmini konusuyla ilgili olup Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin 22.3.1994 gün ve 1994/2060-3571 sayılı kararı ve bunu izleyen kararlarında belirtildiği gibi; alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu somut olgulara dayanarak inanılır, kesin ve net bir biçimde kanıtlamak zorundadır. Genel ve soyut nitelikteki enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek oranda olması, munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. Burada davacının kanıtlaması gereken husus, enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olgular değil, şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğü keyfiyetidir....

                  UYAP Entegrasyonu