"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın muhtesat aidiyetinin tespitine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 7.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 7. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 18/02/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUKİ YARARTAPU KAYDININ BEYANLAR HANESİNİN DÜZELTİLMESİTAŞINMAZ ÜZERİNDE BULUNAN MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 19 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı Memduh tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava kesinleşen kadastroya karşı açılan ve Kadastro Kanununun 19/2. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş İse de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafça istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tepitine ilişkindir. Mahkemece davanın hukuki yarar bulunmadığı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosyada toplanan delillere uygun düşmemiştir. Toplanan delillerden tapuya kayıtlı ve taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 1594 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan bina niteliğindeki muhdesatın davacı tarafa ait olduğunun, yine muhdesat ve muhdesatın bulunduğu taşınmaz bölümü üzerinde davalı tarafın mülkiyet hakkının bulunmadığının tespiti istemi ile görülen davanın açıldığı, davalı tarafın muhdesat üzerinde hak iddiasında bulunmayıp, taşınmazın arzına yönelik istem yönünden davanın reddini savunduğu anlaşılmaktadır....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir(Yargıtay8. HD. 2018/10660 E. 2018/132294 K )Aidiyet tespiti davasında sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için davaya konu edilen muhtesatın kim tarafından, kime ait olmak üzere, bir başka deyişle kimin adına ve hesabına yaptırıldığının duraksamasız belirlenmesi zorunludur....
Bu durum karşısında, mahkemece muhdesatın tespitine ilişkin talep yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamına göre, davacı İbrahim Demir'in dava konusu taşınmazda pay maliki olmadığı gerekçesiyle muhtesat tespiti davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, muhtesat tespiti talebi yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli ise de; dava konusu muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmaz hakkında açılan ortaklığın giderilmesi davasının halen derdest olması, bu nedenle dava konusu muhtesatın henüz satışının söz konusu olmaması, muhtesatta dava tarihinden önce ve halen davacı ve davacının eşi olan davalı Nuray Demir'in ikamet ediyor olması karşısında, davacı aleyhine, davalılar lehine sebepsiz zenginleşme koşullarının henüz oluşmadığı anlaşılmıştır....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 maddesi) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararın bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmesi gerekir (HMK 114/1-h, 115 m.)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava; hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılan ve tapuda tarafların kök murisleri adına müşterek mülkiyet hükümlerine göre kayıtlı bulunan taşınmaz üzerindeki imalatların değerinin yeniden hesaplanarak, davacılara aidiyetinin tespiti talebi ile açılan muhtesat tespiti davasıdır. 2- Dava dilekçesinde dava değeri 49.453,30 TL gösterilmiş, bu değer üzerinden hesaplanan peşin karar harcı yatırılmak suretiyle dava açılmış; yargılama aşamasında yapılan keşif sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu edilen imalatların toplam bedelinin 60.030,90 TL olduğu tespit edilmiş, davacı tarafa ödenmesi gereken peşin karar ve ilam harcının ikmal ettirildiği anlaşılmıştır....
Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda verilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106/2. Maddesi gereğince tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da resen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1- h ve 115....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/01/2021 NUMARASI : 2019/447 ESAS- 2021/33 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Kadirli 1....
DELİLLER: Tapu kayıtları ve dayanakları, ortaklığın giderilmesine ilişkin dava, keşif, bilirkişi raporu, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Muhtesat aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Sivas İli Merkez İlçesi Kılavuz Mahallesi 1487 ada 81 parsel sayılı bodrumlu dubleks karkas bina ve arsası niteliğindeki taşınmaz tapuda paylı olarak malikleri adına kayıtlıdır. Taşınmaz hakkında Sivas 1....