ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/04/2019 NUMARASI : 2017/369 2019/171 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki Tapu İptali Ve Tescil (Tespitten Önceki Hukuki Sebeplere Dayalı) davası hakkında kurulan hükmün istinaf incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2019/185 ESAS, 2021/84 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Tokat 1....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davada yöntemine uygun biçimde taraf koşulunun oluşturulmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Muhtesat aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin davada taraf olmaları zorunludur. Dosya içeriğindeki tapu kaydından dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu 460 parsel sayılı taşınmazın ... ve... adına paylı olarak kayıtlı bulunduğu, tarafların adı geçenlerin mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır....
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Muhdesatın aidiyetinin tespiti davalıları ortaklığın giderilmesi davasında muhtesat iddiasını kabul etmeyen ve tapu maliki olan paydaşlara karşı açılır. Davaya konu Hatay ili Antakya İlçesi Çekmece Mahallesi 2112/33 parsel sayılı taşınmazın T5 T1, T3 T7 üzerine 4 farklı kişi adına tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olduğu ve tapuda arsa olarak göründüğü, taraflar arasında Hatay 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/200 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası olduğu, söz konusu mahkemenin 06/11/2018 tarihli 6....
in cezalandırılmasına, kendisinin ise beraatine karar verildiğini, davacının davaya konu yeri kullanmasına engel olması nedeni ile zararının oluştuğunu belirterek,karşı dava yoluyla dava konusu 18 nolu özel parselin aidiyetinin tespiti, muarazanın ve el atmanın önlenmesi ve şimdilik 5.000 TL tazminatın davacı karşı davalı ...'ten tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı...'in, dava dışı ..'den satın aldığı bölümün evinin önündeki 18 numaralı özel parsel olduğu, davalı karşı davacı ...'in bu yeri...'le takas ettiği iddiasını ispat edemediği; davalı karşı davacı ..'in akrabalık ilişkisi nedeni ile dava konusu alana inşai ve zirai muhtesat yaptığının belirlendiği gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile dava konusu 1686 parsel sayılı taşınmaza davalının (karşı davacının) el atmasının önlenmesine, bu özel parselin fiili kullanıma göre eldeki belgelere ve tapudaki pay oranına göre davacı ..'...
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile fenni bilirkişi raporuna ekli krokide, 141 ada 1 parsel sayılı taşınmazın B, C ve D harfleriyle gösterilen bölümlerinin özel sicildeki yazımlarının iptaliyle, 141 ada 1 parselden ayrılarak mera niteliğinde özel siciline yazılmasına ve aidiyetinin (kullanım hakkının) davacı ... Köyüne ait olduğunun tespiti ile özel sicilinde belirtilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı köy tüzel kişiliği vekili temyiz etmiştir. Dava, meranın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davalı ... delil listesinde, aynı mahkemenin 2007/52 Esas, 2008/12 Karar sayılı dosyasının bu dava için kesin hüküm teşkil ettiğini ileri sürmüş, anılan dosya incelendiğinde dava konusu yerin idari sınırlar, bu sınırlara ait krokiler ve idare heyeti kararları dikkate alınarak mevkii ve hudutları itibariyle belirlendiği ve işin esasına ilişkin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır....
Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re'sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1- h, 115 m.)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zemini Hazineye ait taşınmaz ile kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, zemini Hazineye ait taşınmaz ile kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu kavak ve söğüt ağaçlarına maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının hukuki yarar bulunması koşuluyla açılabileceği doktrinde ve Yargıtay uygulamasında kabul edilmektedir. Taraflar arasında görülmekte olan bir ortaklığın giderilmesi davasının varlığı ya da taşınmazın veya üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulması halinde taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar hakkında aidiyetin tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu benimsenmektedir. Hukuki yarar dava koşulu olup hukuki yarar bulunmaması halinde, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiği kuşkusuzdur. Somut davada, Sarıkamış Milli Emlak Servis Şefliği 2702418 sayılı yazısında, baraj göl sahasının 1.510 metre kotunda olduğunu, dava konusu taşınmazın kota 52 metre uzaklıkta olduğunu, taşınmazın kamulaştırma sınırının dışında olduğunu açıklamış olması karşısında, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Nitekim; öğreti ve uygulamada muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın ortaklığının giderilmesi için açılmış ve görülmekte olan bir dava bulunması halinde muhtesatı meydana getiren malik veya paydaşların bu olgunun tespiti istemiyle, yine muhtesat veya üzerinde bulunduğu taşınmazın kamulaştırılması halinde muhtesatı meydana getiren kişi veya kişilerin zilyetliğin tespiti istemiyle dava açmaları halinde güncel hukuki yararın mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği benimsenmektedir. Hukuki yarar "dava koşulu" olup hukuki yarar bulunmaması halinde, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği (6100 s. HMK m. 115/2) kuşkusuzdur....