"İçtihat Metni"Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhtesat aidiyetinin tespiti ... ve ... ve müşterekleri aralarındaki dava hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.09.2013 tarih ve 206/149 sayılı hükmün Daire'nin 20.05.2014 gün ve 4930/9908 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 04/12/2013 NUMARASI : 2006/302-2013/923 Taraflar arasındaki zemini Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan ve kamulaştırmasız el atılan muhtesat aidiyetinin tespiti ile bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca BOZULMASI hakkında Daireden çıkan kararı kapsayan16.09.2014 gün ve 2014/5905 Esas - 2014/21186 Karar sayılı ilama karşı Taraf vekillerince verilen dilekçeler ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü: -K A R A R- Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, Yargıtay kararında yazılı gerekçelere göre karar düzeltme isteği H.U.M.K.nun 440.maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirine uymadığından REDDİNE, Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 57,60-TL. harcın ve H.U.M.K.nun 442.maddesi göz önünde bulundurularak takdiren 250,00-TL. para...
Bu durumda dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın muhtesat aidiyetinin tespiti istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'ne aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Dairesi belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 15.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında, dosyanın görevli Dairesi belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 11.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olaya gelince; Mahkemece, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan muhtelif sayıdaki fıstık ağaçlarının ve tel örgünün davacılara aidiyetinin tespitine, tapu sicilinin beyanlar hanesine işlenmesine karar verilmiş ise de, varılan sonuç ve oluşturulan hüküm az yukarıda zikredilen yasal düzenlemelere ve yerleşik uygulamaya uygun düşmemiştir. Aidiyetinin tespiti istenen ve Mahkemece kabulüne karar verilen tel örgü sisteminin taşınmazın bütünleyici parçası niteliğinde olmayıp (mütememim cüz) her zaman için sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşya (teferruat) niteliğinde oldukları kuşkusuzdur. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan yerleşik görüşlere göre, bu nitelikteki eşyalar yönünden muhdesatın aidiyeti davası açılmasında hukuki yarar bulunmaması, ayrıca TMK’nin yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilmesi ve HMK'nin 297/2 maddesi uyarınca infaza elverişli biçimde hüküm kurulmaması doğru değildir....
Hal böyle olunca, muhtesat aidiyetinin tespiti isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken bu isteğin de reddedilmesi doğru değildir. Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan p......n harcın temyiz edene geri verilmesine, 13/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalılar; davanın zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise; 17/10/2008 tarihli bilirkişi raporunda bildirilen 5 ve 6 numaralı yapıların kadastro tespiti sırasında da var olduğunu, bu nedenle karar düzeltme yoluna başvurdukları muhdesat aidiyetinin tespiti davasının halen incelemede olduğunu, ayrıca ortaklığın giderilmesi davasından feragat eden davacının onayı ile satışın gerçekleştirildiğini, elde edilen satış bedelinin de taraflara hakları oranında paylaştırıldığını, bu aşamada gerek muhdesat bedeline gerekse satış bedeline itiraz etmeyen davacının da tüm haklarını aldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece; dava konusu taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davasında verilen yetki ile açılan muhdesatın aidiyetinin tespiti davasında bir kısım muhtesatların davacıya ait olduğunun tespit edildiği, ortaklığın giderilmesi davasından sonra taşınmazın tapuda taraflar adlarına intikalinin yaptırıldığı, davacının taşınmazdaki hissesini kardeşi ...'...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; muhtesat aidiyetinin tespiti talebine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/334 esas sayılı dava dosyasının karara bağlandığı, muhtesatın tespiti istenilen taşınmazlar yönünden davadan feragat edildiği beyan etmiş olması sebebi ile davanın konusu olan taşınmazlar üzerindeki muhtesatın aidiyetinin belirlenmesi yönünden davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine dair verilen hüküm süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhtesat tespiti istemine ilişkindir. Davalılardan ...’ün ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/334 Esas sayılı dosyası ile açtığı ortaklığın giderilmesine ilişkin davada iş bu dava konusu 337 ve 377 parsellere ilişkin olarak davadan feragat etilmiş olsa da, davacı yanın temyiz dilekçesi ekinde sunduğu Yargıtay 14....
Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....
Öyleyse, ortaklığın giderilmesi davasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise- satış henüz yapılmamış olsa bile- muhtesat tespiti davasının artık dinlenmesinde hukuki yarar kalmayacaktır. Zira, artık hak iddia edenin genel hükümlere dayalı (sebepsiz zeginleşme, TBK.md.77 vd.) bir eda davası açma imkanı devreye girecektir). Ayrıca, paydaş veya miras ortağı olmayanın (üçüncü kişilerin) ortaklığın giderilmesi davasında taraf sıfatı olmayacağından; muhtesat tespiti davası açma hakkının da bulunmadığının da kabulü gerekir....