WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/972 KARAR NO : 2022/550 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : VARTO ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/09/2020 NUMARASI : 2020/173 ESAS, 2020/404 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "davacının derdest kamulaştırma davasına istinaden muhtesat aidiyetinin tespiti davası açmış olduğu, davanın 19/09/2019 tarihinde açılmış olduğu, Varto Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/331 Esas, 2020/364 Karar sayılı dosyasının 18/08/2020 tarihinde karara çıkmış olduğunun anlaşılmış olması nedeniyle, derdest Kamulaştırma davası bulunmadığı için davacının vekilinin muhtesatın aidiyeti isteği bakımından hukuki yararının varlığından söz edilemeyeceğinden, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığından..'' dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....

İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 02/03/2015 NUMARASI : 2015/127-2015/119 Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili şikayetinde; takibe konu ilamın taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat niteliğindeki binanın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin olduğunu ve bu sebeple kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Diğer yandan muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyet hükmüne tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacının, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları muhtesatın kendisine ait olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir....

    nin temyiz itirazları önceki tarihli bozma ilamı ile reddedildiği gibi son kararla da adı geçenin aleyhine yeni bir durum yaratılmadığına göre hükmü temyizde hukuki yararı bulunmayan davacı ... vekili'nin temyiz inceleme isteğinin REDDİNE, 29.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Öte yandan; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir. Hak düşürücü süre kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden dikkate alınması ve davanın süre geçtikten sonra açıldığının belirlenmesi halinde esasa girilmeyerek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu 435 parsel sayılı taşınmazda tarafların paydaş oldukları, taşınmazın “ahşap ev ve tarla” niteliği ile tapuya kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....

        Öyleyse, ortaklığın giderilmesi davasında satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş ise-satış henüz yapılmamış olsa bile-muhtesat tespiti davasının artık dinlenmesinde hukuki yarar kalmayacaktır. Zira, artık hak iddia edenin genel hükümlere dayalı (sebepsiz zeginleşme-TBK.md.77 vd.) bir eda davası açma imkanı devreye girecektir....

          Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Hukuki yarar dava koşulu olup muhtesat aidiyeti davalarının dinlenebilmesi için davacı tarafın dava açmakta hukuki yararın bulunması zorunludur. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası, kamulaştırma işlemi v.s. dava bulunmadığı takdirde bu dava görülemez. 1- Muhtesat aidiyetinin tespiti davaları muhtesatın kendisine aidiyet olduğunu öne süren kişi veya kişilerle, tapuda malik görünen ve muhtesatın davacı tarafa aidiyetini kabul etmeyen kişiler arasında görülür ve hüküm de ancak davanın gerçek tarafları hakkında verilebilir....

          Anılan Kanunun 12/3 maddesi gereğince "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz." Belirtmek gerekir ki, 10 yıllık süre içerisinde açılacak davada davacının mutlaka kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayanması zorunludur. Diğer bir anlatımla, davacı kadastrodan önceki bir hakka dayanmalıdır. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının 11.10.1963 tarihinde düzenlendiği, Hazinenin itirazı üzerine hükmen 08.11.1988 tarihinde taraflar adına tescile karar verildiği, davacıların ise tespitten sonra düzenlendiği anlaşılan 16.05.1977 tarihli taksim sözleşmesi ve 19.01.1981 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak bu davayı açtıkları anlaşılmıştır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali tescil ve muhtesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20.2.2006 gün ve 2005/11823-2006/1612 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve Dairemizce de benimsenen yerel mahkeme gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemiz onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.Maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/206 KARAR NO : 2021/209 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YUSUFELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10.12.2020 NUMARASI : 2019/370 ESAS - 2020/355 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Taraflar arasında görülen "Muhdesat Aidiyetinin Tespiti, Sebepsiz Zenginleşme Nedeniyle Alacak" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....

              UYAP Entegrasyonu