WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Yargıtay’ın Güncel İçtihatları Işığında Muhdesat, Doç. Dr. Mehmet Akçaal) Tapuda pay sahibi olan hissedarın ya da mirasçısının taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılmış olması halinde dava tarihi itibariyle tapuda pay sahibi olması ve taşınmaz hakkında ortaklığında giderilmesi davasının mevcut olması halinde muhdesat tespiti davası açmakta hukuki yararı olduğu kabul edilir. Somut olayda toplanan delillere göre, kadastro tespitinin kesinleştiği 20.05.1969 tarihinden önce mevcut bulunan ve tapu kaydında "Emrullah Üstüner"e ait olan şerhe konu edilen yapı ile dava dilekçesinde B harfi ile gösterilen yapının aynı muhdesat olduğu sabittir. İhtilaflı husus, kadastrodan sonra tapuda yapılan devir işlemleri sonucu şerh lehtarı Emrullah Üstüner hissesini satın alan davacının, şerhe konu muhtesatı da edinmiş olup olmadığı ve kendi lehine yeniden tespit kararı verilmesine hukuken imkan bulunup bulunmadığı hususlarına ilişkindir....

Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz." hükmü bulunmaktadır. Oysa; yapılan kadastro 2924 sayılı Yasanın 4127 sayılı Yasa ile değişik 11/3. maddesine göre yapılmış ve bu yasa halen ayakta ise de, 15.01.2009 tarihinde kabul edilen 5831 sayılı Yasa, karar tarihi olan 21.05.2009 tarihinden evvel 27.01.2009 tarihinde yürlüğe girmiştir....

    Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli 164 ada 2 sayılı parselin kadastro tespitinin iptali ile arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline, taşınmazın beyanlar hanesine davalı ...’nın kullanımında olduğunun şerh düşülmesine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından kullanım şerhinin kaldırılmasına yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1956 yılında tapulama çalışması yapılarak tapulama dışı bırakılmış, 1988 yılında 6831 sayılı Kanun gereğince orman kadastrosu ve aynı kanunun 2/B maddesi uygulama çalışmaları sırasında orman sınırları dışında bırakılarak kesinleşmiştir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi YARGITAY İLAMI Dava, kadastro tespitinden sonra meydana getirilen muhdesat için mülkiyet hakkına dayalı olarak hükmen oluşturulan tapu kaydının beyanlar hanesindeki şerhin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, verilen hükmün temyiz inceleme görevi 6110 sayılı Kanunla değişik Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi hükmüne göre Başkanlar Kurulu tarafından hazırlanan ve Büyük Genel Kurul'ca kabul edilerek yürürlüğe giren işbölümü kararına göre yerel mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay Yüksek (14). Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacıların taleplerinin açıklanan bu nedenlerle reddi gerekirken, 1994 yılında yapılan kadastro sırasında adlarına kullanım şerhi verilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz ise de; sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde DÜZELTİLMESİ suretiyle ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 13.11.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile aynı ada ve parsel numarası altında, kadastro tespitindeki niteliği ve miktarı ile Hazine adına tesciline, tapu kaydının beyanlar hanesine, taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... tarafından kullanıldığı şerhinin eklenmesine karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca Kadastro Hakimi, doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde sicil oluşturmaya elverişli bir karar vermek zorundadır....

            Ancak taşınmaz üzerinde kadastro tespitinden önce oluşturulan muhdesat bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece kısa kararda muhdesat hususunda hüküm kurulmuş ise de gerekçeli kararda bu konuda hüküm kurulmamıştır. Kaldı ki kısa kararda muhdesata ilişkin verilen şerh de 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesine uygun değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için; mahallinde yeniden keşif yapılarak, uzman bilirkişi marifetiyle taşınmaz üzerindeki zeytin ağaçlarının adedi, yaşı ve dağılımının Kadastro Kanunu'nun 19. maddesi gereğince sahibi, cinsi, ihdas tarihi, iktisap sebebi belirtilerek kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi yoluna gidilmelidir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : TAPUNUN BEYANLAR HANESİNDEKİ ŞERHİN DÜZELTİLMESİ KARAR : Milas 2....

              Dava; kadastro tespitinden sonra taşınmaz üzerinde meydana getirilen muhdesatların aidiyetinin tespitine ilişkin olmayıp, tespit gününden önce mevcut muhdesatın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 19/2. maddesi gereğince sahibi adına beyanlar hanesinde gösterilmesi istemine, başka bir ifadeyle kadastro tespitinin hatalı yapıldığı iddiasına ilişkindir. Bu nedenle dava açma süresi, Kadastro Kanunu 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü süreye tabi olup, dava açma süresi murisin vefatıyla değil, kadastro tutanağının kesinleşmesiyle başlayacaktır. Bu durumda, davanın açılış tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde düzenlenen ve resen gözetilmesinde zorunluluk bulunan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur....

              Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesine dayalı, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır....

                UYAP Entegrasyonu