Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, delil tespiti istenilmiştir. Mahkemece delil tespiti talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, delil tespiti istenilmiştir. Mahkemece delil tespiti talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü....

      Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK mad. 722, 724 ve 729). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. 5.3. Muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alman nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK’nin 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davalıların tapudaki payları gözönünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulmaları gerekir. 5.4....

        ve ...’in ortaklığın giderilmesi davasında davacı oldukları, davacılar vekilinin 05.07.2013 tarihinde verdiği dilekçesinde ... mirasçılarına ait binada ...’ın muhdesat iddiası bulunan dairesinde hiç bir hak ve taleplerinin bulunmadığını, yine ortaklığın giderilmesi davasının 17.09.2013 tarihli 7. celsesinde de müvekkillerinin dava konusu muhdesat üzerinde hak ve iddialarının bulunmadığından bahisle açılmış olan muhdesat tespit davasının bekletici mesele yapılmamasını talep ettiği tespit edilmiştir. Eldeki muhdesat tespitine ilişkin dava da ise davalılar vekili tarafından 24.04.2013 tarihinde verilen dilekçede taşınmaz üzerindeki dava konusu edilen ...’a ait dairede davalıların herhangi bir hak ve iddialarının bulunmadığı ve bu nedenle davalılar yönünden davanın reddi gerektiği savunulmuş olup davanın 04.09.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında da bu beyan yinelenmiştir....

          Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tarafların muhdesat oranı hesaplanırken sadece muhdesat değerinin, arzın ve muhdesatın toplamı olan tüm değere oranlanması gerekirken; muhdesat sahibinin arsa payı ile muhdesat bedeli toplanarak tüm değere oranlanması suretiyle muhdesat oranının belirlenmiş olması hatalıdır. Belirtilen eksiklikler giderilmeden karar verilmiş olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 10.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Hükmü, davalı vekili dava konusu taşınmaz üzerindeki ağaçların da davalıya ait olduğunu beyan ederek ve açmış oldukları muhdesatın aidiyetinin tespiti davası sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 sayılı HMK'nun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olayda; davalı, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin ve ağaçların kendisine ait olduğunu savunmuş ve muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açtığını bildirmiştir....

              kuyu şeklinde bir yapı bulunmadığı, sadece toprak eşilmek suretiyle çukur oluşturulduğu, bu nedenle muhdesat niteliğinde yapı bulunmadığından bu talebin de reddine karar verildiği, dava konusu yapıların değerine ilişkin bilirkişi raporu alındığı, hesaplanan muhdesat değerinin davalıların payına isabet eden kısmı olan 21.434,40 TL üzerinden harç tamamlatılmış ve sonuç olarak, tüm dosyanın incelenmesi ile dava konusu taşınmaz üzerindeki fen bilirkişi raporunda A ile gösterilen ve talep edilen alandaki 30 yaşın üzerindeki elma ve kayısı ağacı dışındaki ağaç şeklindeki muhtesatların davacı tarafından meydana getirildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiştir....

              Bu husus yasaya aykırı olup mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınarak veya gerekirse bu bilirkişiler dışında seçilecek konusunda uzman bilirkişi ile yeniden keşif yapılarak davacıya ait muhtesatın niteliği ve değerinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hatalı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; muhtesatların mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğu gözetildiğinde, sadece muhtesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmekle yetinilmesi, mülkiyetin tespiti isteminin reddine karar verilmesi, öte yandan; yargılama sonunda hükmedilecek harç ve vekalet ücretinin, davalı payına isabet eden muhdesat değeri üzerinden hesaplanması gerekirken, muhdesat değerinin tamamı üzerinden belirlenmesi dahi isabetsiz, davalılardan ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde hükmü temyiz eden davalılar ... ve arkadaşlarına iadesine, 30.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olayda; davalılardan ... keşif esnasında dava konusu taşınmazda kendisine ait ev ve eklentilerinin bulunduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş, davacılar ve diğer davalı tarafından muhdesat iddiasına karşı çıkan olmamıştır. Buna rağmen mahkemece muhdesatlar konusunda dava veya talep olmadığı şeklindeki yanılgılı gerekçeyle satıştan elde edilecek bedelin tarafların tapudaki ve mirasçılık belgesindeki payları oranında dağıtılmasına karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu